İstanbul’un su ihtiyacını karşılamak maksadıyla inşa edilen sarnıçlar, günümüzde büyük ilgi görüyor.
Tarihte uzun asırlar Doğu Roma, Bizans ve Osmanlı Cihan Devleti’nin başşehri olan İstanbul, devrinin su ihtiyacını karşılamak amacıyla inşa edilen sarnıçlarıyla da kültür ve sanat turizminde dikkati çekmeye devam ediyor. Binlerce yıllık tarihe sahip İstanbul’un kültürel hazineleri arasında Yerebatan, Nuruosmaniye, Binbirdirek ve Hipodrom gibi büyük sarnıçlar yer alıyor. Sarnıçlar hakkında bilgi veren İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, İstanbul’da su kaynaklarının yetersizliği, yaz kuraklığında gerekli su ihtiyacını karşılamak için Antik Çağ’dan itibaren şehir içinde çok sayıda sarnıç inşa edildiğini belirterek, büyük sarnıçların sayılarının 100’ü bulduğunu kaydetti.
Nuruosmaniye Camisi’nin altında da sarnıç var
Roma ve Bizans dönemlerinden kalan bu yapıların açık ve kapalı şekilde inşa edildiğini bildiren Yılmaz, “Kapalı sarnıçlara verilecek en iyi örnekler Yerebatan ve Binbirdirek sarnıçlarıdır. İstanbul’daki en büyük kapalı sarnıç olan Yerebatan Sarnıcı, I. Justinianus tarafından 532 yılındaki Nika isyanı sonrasında 7 bin işçi çalıştırılarak yaptırılmıştır.” dedi.
Nuruosmaniye Camisi restorasyonu sırasında ortaya çıkarılan Nuruosmaniye mahzeni hakkında bilgiler veren Yılmaz, “2013 yılında Nuruosmaniye Camisi’nin altından 420 kamyon balçık çıkarılarak, 8,5 metre derine inilmesiyle, 270 yıllık tarihi caminin altında, varlığı bilinen ama yıllarca atık ve çöplerle dolmuş ve gözden kaybolmuş; 825 metrekare kullanım alanlı, 2 bin 42 metrekare büyüklüğünde bir alana ulaşılmıştı.” diye konuştu. İstanbul - aa