İnsanoğlu yüzyıllardır kâinatın sırlarını çözmeye çalışıyor.
Teknoloji ilerledi, ilim gelişti. Ama kâinatın sırları henüz çözemedi.
Kâinatın yaradılışı çok ince ölçü ve hassas planlar çerçevesinde olmuştur.
Hiçbir aksaklığa meydan verilmemiştir. Her şey eksiksiz, yerli yerinde ve yeteri kadardır.
Akıllara durgunluk verecek derecede hassas kanunlarla da ayakta durmaktadır. İnsanlığın yüzyıllardan beri gösterdiği gayret, bu kanunları ortaya çıkarmak içindir.
Fakat unutulan bir şey var: Kanun Koyucusu’nun araştırılması.
Öyle ya, kâinat bazı kanunlarla varlığını devam ettiriyorsa, bunlar her türlü kusur ve eksiklikten uzaksa, bu her şeyden önce her hususta mükemmel bir Yaratıcının varlığını göstermektedir.
Bu düzeni işletecek kanunları koyan Yaratıcı, aynı zamanda yarattığını çeşitli nimetlerle, güzelliklerle süslemiştir. Adeta mükemmel san’atının bir sergisi yapmıştır. İnsanlardan da bu san’atı inceleyip asıl Sanatkâr’ı bulmasını istemiştir.