Güleçyüz, Risale-i Nur'a bandrol engeliyle ilgili şu değerlendirmeleri yaptı:

Üstad'ın çok net ifadeleri var. Ne zaman bir deprem, sel, zelzele, yangın gibi bir afet, musibet geldiyse bunun manevi sebeplerini de mutlaka izah eder. Bu çerçevede Risale-i Nur'un bir manevi sadaka olarak, Anadolu'yu, Türkiye'yi belalardan musibetlerden muhafaza eden bir paratoner olduğunu ifade eder. Ve bunu mahkeme müdafalarında, çok değişik yerlerde çok net, herkese hitaben söylemiştir. Eserlerinde bunun birçok örnekleri vardır.

Risale-i Nur ne zaman hücuma maruz kalırsa, ne zaman tatile uğrarsa, ne zaman onun hizmetine sekte vurulursa o zaman bu bela ve musibetlerin yolu açılır. Bunun sayısız örneği var Risale-i Nur hizmet tarihinde. Şimdi de böyle bir durumla karşı karşıyayız.

Bandrol engeli yüzünden Risale-i Nur yaklaşık 8 aydır basılamıyor. Ve Risale-i Nur hizmeti, neşriyatı böyle bir tatile uğramış durumda. Hiçbir yayın evi basamıyor. Bandrol deyip geçmeyelim, bandrol verilmediği zaman eserler piyasaya sunulamıyor bassanız bile.

Korsan yayının önüne geçmek için 1999'da Kültür Bakanlığı böyle bir uygulamaya başladı. Basılı her eser mutlaka bandrol alarak piyasaya çıkmak mecburiyetinde. Risale-i Nur da bu şekilde bandrolle piyasaya çıkıyor. Ama dediğim gibi Mart ayından bu yana, bu keyfi engelle muhatap olduğumuz gün de 3 Nisan. O günden bu yana biz Risale basamıyoruz, bastığımız Risale'yi piyasaya veremiyoruz ve diğer yayınevleri de aynı durumda. Şuanda kitapçı raflarında görülen eserler daha evvel basılmış olan ve depolardan piyasaya sunulan kitaplar. Bunlar bittiği zaman, tükendiği zaman yeni baskı imkanı eğer doğmazsa, bandrol meselesi çözülmezse Risale-i Nur artık kitapçı raflarında görülemeyecek. Risale almak isteyenler bulamayacaklar. Böyle bir durumla karşıya kalacaklar. Bizim hassasiyetimiz budur.

Konuşmanın yer aldığı videoyu aşağıdan izleyebilirsiniz.