AİHM eski yargıçlarından Rıza Türmen, OHAL komisyonu iyi çalışırsa, ihraç edilenlerin işine geri dönme umudu olduğunu söyledi. Türmen, komisyonun başarısız olmasının on binlere AİHM yolunu açacağına dikkat çekti.
DW Türkçe’nin sorularını cevaplandıran AİHM eski yargıçlarından Rıza Türmen, dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Türmen, “Çünkü, ihraç edilenlerin sadece kendileri değil, aileleri de etkileniyor. Mal varlıklarına el konuluyor, eşlerinin yurtdışına çıkması engelleniyor, pasaportlarına el konuluyor” şeklinde konuştu. Türken’in DW Türkçe’nin sorularına verdiği cevapların bir kısmı şöyle:
*OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu bu hafta başında göreve başladı. Ancak pek çok hukukçu bu komisyondan umutsuz olduğunu söylüyor. Neden?
Rıza Türmen: Bir kere nasıl çalışacağını görmek lâzım komisyonun. Aksi durumda ne söylesek aslında önyargılı olacak. Ama bir takım belirtiler var, onlar olumsuz olarak görünüyor. Komisyonun 7 üyesi var, 5’i hükümet tarafından atanıyor. Bağımsızlığı bakımından soru işaretleri doğuruyor.
İkincisi, komisyonun çalışmalarının ne kadar saygın olacağı, ne kadar kamuya açık olacağı problemi var. Bu büyük bir kaygı yaratıyor. Üçüncüsü, bu kadar ağır bir iş yükünün altından kalkabilecek mi bu komisyon? Bu bakımdan zihinlerde soru işareti var.
Bütün bu soru işaretleri var ama, nasıl çalışacağını görmek lâzım. Eğer komisyon iyi çalışamıyorsa, etkili bir iç yargı yolu görevini yerine getiremiyorsa, o zaman AİHM der ki, bu komisyon etkili bir iç yargı yolu değildir. Ama bunu tabiî göstermek lâzım. Açılan bir dâvâda bu komisyonun neden etkili bir iç yargı organı olmadığını göstermek lâzım.
*Bu komisyon başarısız olursa?
Türmen: Başarısız olursa demek şu demek; bu komisyon, mağduriyetleri giderecek bir organ olarak çalışamamaktadır. Meselâ, hiçbir şeyi düzeltememiş bu komisyon, hiçbir mağduriyete karar vermemiş. Böyle bir manzarayla karşılaşılırsa AİHM, o zaman der ki, bu komisyon etkili bir iç yargı yolu değildir, buna gitmek gerekmez. O zaman ne kalır geriye, Anayasa Mahkemesi (AYM) kalır. AYM de zaten KHK’lara kapalı, bunları denetlemeyeceğini söyledi. Onun için, o zaman doğrudan AİHM yolu açılabilir. Yani bu komisyonu şöyle görmek lâzım: Bu komisyonu AİHM tarafından kabul edilebilir yapan en önemli faktör, bu komisyonun kararlarına karşı idarî yargı yolunun açık olması. Şimdiye kadar idari yargı yolu kapalıydı. Ve en büyük eleştiri buydu. Yani yargıya ulaşma olanağı yoktu. Ama şimdi bu komisyon yargıya ulaşma kapısını açıyor. Oraya bir atlama taşı olarak görmek lâzım bu komisyonu.
*AİHM’e gitmesi beklenen durumlar neler?
Türmen: Burada tabiî, bu mağduriyetler bakımından çok büyük sorunlar var. On binlerce insanın toplu olarak, KHK’lara iliştirilen toplu listelerle ihraç edilmesi, ihraç edilirken savunmalarının alınmamış olması, hiçbir gerekçeli karar verilmemiş olması, hangi nedenle ihraç edildiklerini dahi bilmemeleri, bütün bunlar, bu ihraçları hukuka uygun ihraç olarak görmek çok zor olur.
Hukuk bakımından burada ihlâl var, adil yargılamanın ihlâli var. Tabiî, aile yaşamının ihlâli var. Çünkü, ihraç edilenlerin sadece kendileri değil, aileleri de etkileniyor. Mal varlıklarına el konuluyor, eşlerinin yurtdışına çıkması engelleniyor, pasaportlarına el konuluyor.
Bütün bunlar çok geniş bir alanı kapsıyor. Çok büyük ihlaller, kitlesel ihlâller bunlar. İnsan haklarının ihlâlleri. AİHM’ye gelirse, bütün bu konularda mahkemeden ihlâl kararı çıkması çok olasıdır. (...)
*Bu süreç olumsuz işlerse, binlerce, belki on binlerce dâvâyla karşı karşıya mı kalacak Türkiye AİHM’de?
Türmen: Kalacak tabiî. O zaman bir pilot dâvâ seçecek mahkeme, bu pilot dâvâda karar verecek ve bu kararı diğer dâvâlarda uygulayacak. Kitlesel ihlâllerle ilgili AİHM’in uygulayabileceği bu şekilde yöntemler var. Ama tabiî bir de şunu düşünmek lâzım, bu komisyon hiç kurulmasaydı ve bütün bu dâvâlar AİHM’e gelseydi ve ihlâlle sonuçlansaydı, ne diyecekti AİHM? Diyecekti ki bir komisyon kurun, bu mağduriyetleri giderin diyecekti, yine aynı şey olacaktı. Biraz daha geç olacaktı yalnız. Bu komisyon çalışırsa mağdurların işine iade edilmesi ihtimali var. Onun için sür’atle çalışması lâzım. İyi çalışırsa o zaman mağduriyetlerin önemli bir bölümü ortadan kalkabilir.
*Mahkemenin verdiği kararlara uyuyor mu Türkiye?
Türmen: Uymadığı, yerine getirmediği, uygulamadığı pek çok karar var. (...)
*Türkiye’nin AİHM karşısındaki sicilini nasıl özetleyebilirsiniz?
Türmen: Şimdi Türkiye AYM’ye bireysel başvuruyu kabul ettiği için bir çok dâvâ burada halledilebiliyor. Bu Türkiye’den yapılan başvuruların sayısını düşürebilir. Ama bu sayının düşmesi Türkiye’nin insan hakları profilini düzeltmiyor. AİHM, 60 yıllık karar ve içtihatlarıyla bir ortak hukuk alanı yaratmıştır. Bu kararlar Avrupa kamu düzeninin bir parçasıdır, bir insan hakları anayasası haline gelmiştir. Bir de, bu ortak hukuk alanına ayak uyduramayan devletler var. Rusya, Azerbaycan, Ermenistan, Moldova, Ukrayna örneğin. Türkiye de bunlardan bir tanesi maalesef. Şimdi büsbütün öyle. Bu OHAL kararnameleri ve toplantı ve gösteri yürüyüşlerine yapılan müdahaleler, basın özgürlüğü falan, bütün bu alanlarda çok büyük ihlâller, kitlesel ihlâller var.