Cezaevlerindeki keyfi yasaklara her gün yenileri eklenirken, en son Silivri 8 Nolu Ceza ve İnfaz Kurumu’na götürülen Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanmış Kur’an-ı KerÎm meali cezaevi yönetimi tarafından kabul edilmedi.
Cezaevlerindeki keyfi uygulamalara her gün yenileri eklenirken, İstanbul Silivri 8 Nolu Ceza ve İnfaz Kurumu’na götürülen Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanmış Kur’ân-ı Kerîm meali cezaevi yönetimi tarafından kabul edilmedi. Bir yakını tarafından cezaevindeki tutukluya verilmek üzere götürülen meal sakıncalı görülerek alınmadı ve geri gönderildi. Bu örneklerin arttığını ve durumun endişe verici bir hale geldiğini belirten bazı tutuklu yakınları Diyanet İşleri Başkanlığı’nca basılan meal, ilmihal gibi kaynakların bile cezaevi yönetimlerince engellendiğini söylüyor.
Defalarca istememize rağmen Cevşen verilmedi
Benzer keyfi yasaklarla alâkalı birçok şikâyet gelmeye devam ediyor. Cevşen, Risale-i Nur, gazete, dergi, kitap gibi yayınlar belli odaklar tarafından engellenirken iş Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanan Kur’ân-ı Kerîm Meali’nin yasaklanması boyutuna taşındı. Benzer bir olayı ise cezaevinden gazetemize gönderdiği mektupla anlatan bir okuyucumuz şunları söylüyor; “Bendeniz 17 yıldır imam-hatip liselerinde meslek dersleri öğretmenliği yapmış, neredeyse her yıl Arapça yarışmalarında okuluna birincilik ya da ikincilik kazandırarak ödüller almış, İslâm hukuku alanında yüksek lisans yapmış, sonunda da FETÖ’cü vasfı ile ceza evine konulmuş biriyim. (…)Defalarca istememize rağmen bize Cevşen verilmedi. Aklımda kalan duâları bir deftere yazıyorum. Koğuştaki arkadaşlarla okuyoruz, ama Cevşen’in eksikliğini yaşıyoruz. Ayrıca sizden benim ve benim durumumdaki insanların durumunu okuyucularınıza duyurmanızı istirham ediyorum. Şu anda ceza evleri Kur’ân okuyan insanlarla doldu.” (Bu mektubun tamamı 2 Haziran 2017’de gazetemizde yayınlandı.)