Prof. Dr. Hüseyin Işıksal, KKTC’nin 40. kuruluş yıl dönümünde kuruluşa giden süreci, KKTC’nin stratejik önemini ve tüm dünya ülkeleri tarafından tanınması yolunda diplomatik adımların önemini Anadolu ajansı Analiz için kaleme aldı.
Kıbrıs Türk halkının eşsiz bir mücadele ve fedakarlıklarla kurduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) 40. kuruluş yıl dönümünü her zamanki gibi büyük bir coşkuyla kutluyoruz. Milli mücadele liderlerimiz Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Raif Denktaş’ın her zaman ifade ettiği gibi bir halkın ulaşabileceği en yüce, en onurlu mertebe, bağımsız ve egemen bir devlete sahip olmasıdır.
Şehit ve gazileri unutmayın
Kıbrıs Türk halkı olarak kendi vatanımızda özgürce yaşayabiliyorsak bunu her türlü bedeli ve fedakarlığı gözünü kırpmadan yapan kahraman halkımıza, aziz şehitlerimize, gazilerimize, ulusal kahramanlarımıza, şanlı ecdadımıza ve anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti’ne borçluyuz. Ne mutlu ki bu eşsiz mücadelenin her aşamasında ayrılmaz bir parçası olduğumuz yüce Türk ulusunun eşsiz destek ve yardımı her zaman bizimle oldu.
TÜRKİYE’NİN ÖNEMİ
Filistin’de yaşanan insanlık trajedisi ve yaşadığımız bu insanlık suçlarının 21. yüzyılda da tüm hızıyla devam etmesi, Türkiye’nin garantörlüğünün Kıbrıs Türk halkı için ne kadar yaşamsal öneme sahip olduğunu gösteriyor. En temel anlamda güvenlik sağlanmadan diğer hiçbir alanda bir gelişme sağlanamayacağı, bu süreçlerden geçmiş Kıbrıs Türklerince ve tüm dünya tarafından bir kez daha en dramatik yönleriyle anlaşıldı.
Kuruluşa giden süreç
1963 yılı Aralık ayında, ortak kurucusu olduğu 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nden silah zoruyla atılan Kıbrıs Türkleri, hiçbir zaman Rum egemenliği altına girmeyi kabul etmedi ve ayrı bir halk olarak kendi kaderini tayin etme (self determination) hakkını kullandı. 1964’te Genel Komite, 1967’de Geçici Kıbrıs Türk Yönetimi, 1974’te Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi, 1975’de Kıbrıs Türk Federe Devleti ve en nihayetinde 15 Kasım 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilan eden Kıbrıs Türkleri bundan tam 40 yıl önce bağımsızlık mücadelesini devlet kurarak taçlandırdı. (...)
KKTC’nin stratejik önemi
Akdeniz’in üçüncü büyük adası olan Kıbrıs, stratejik ve coğrafi bakımdan eşsiz bir konuma ve öneme sahiptir. Türkiye’den sadece 70 kilometre uzaklıkta olan ada, Türkiye’nin güvenliği, kıta sahanlığı, Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB), hava saha kontrolü, açık denizlere ulaşım ve stratejik savunma derinliği açısından büyük bir öneme sahiptir. Bir başka ifade ile Kıbrıs, Türkiye ve Türk dünyası için basit bir toprak parçası değildir. En yalın ifadesiyle, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki yasal ve siyasi haklarını savunabilmesi için KKTC’nin varlığı olmazsa olmazdır. KKTC’nin güvenliği Türkiye’den, Türkiye’nin güvenliği Kıbrıs’tan başlar.
Türkiye’nin garantörlüğü çok önemli
Filistin’de yaşanan insanlık trajedisi ve yaşadığımız bu insanlık suçlarının 21. yüzyılda da tüm hızıyla devam etmesi, Türkiye’nin garantörlüğünün Kıbrıs Türk halkı için ne kadar yaşamsal öneme sahip olduğunu gösteriyor.
AA