"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İşçi değil, sanki köle

24 Mayıs 2014, Cumartesi
301 İŞÇİNİN VEFAT ETTİĞİ MADEN FACİASINDAN SAĞ KURTULAN İŞÇİ İSHAK ŞİMŞEK YENİ ASYA’YA KONUŞTU...
Son üç günden beri metan gazı artmıştı. Bize oksijenle kesim, kaynak falan yaptırmıyorlardı. Bize temiz hava gönderilip zararlı gazın atılması gerekirdi.  Ancak bu yapılırsa üretim duracaktı. Üretimi ne olursa olsun durdurmak istemiyorlardı.
 
Adam bize bir kota veriyor. Meselâ, aylık üç bin ton çıkacak diye. Tek vardiya için. Senin bunu çıkarman lâzım. Ne yaparsan yap.  Yeter ki belirlenen hedef teki miktara ulaşılsın.
Yani bu üç bin ton tamamlanacak. Ama öyle, ama böyle.
 
Prim var diyorlar, ama primi herkes alamaz. Çavuş, başçavuş alır. Alırsa bir de ustalar alır. İşçilere vermezler. Yemek yok. Yemeği biz kendimiz götürüyoruz. Yemek için 15—20 dakika, zaman tanınıyor. Yarım saati geçemezsin.
 
 
 
 
 
 
 
İşçi değil, sanki köle
 
13 Mayıs’ta Soma Holding’e bağlı kömür işletmelerine ait kömür ocağında meydana gelen yangın ve göçük dolayısıyla, vefat eden çoğu yirmili yaşlardaki, 301 madencimizle ilgili olarak, bütün yurtta yas ilân edilirken, dünyanın birçok ülkesinden de yaşadığımız bu acıyı teselli etmek için mesajlar gönderildi. Bu elim hadisenin yaşandığı yere, Soma’ya giderek bu kazadan sağ kurtulanlardan bilgi almak istedik. Yaşanan faciadan sağ kurtulan maden işçilerinden biri olan, İshak Şimşek 27 yaşında evli ve bir bebek bekliyor. 5 senedir madende çalıştığını söyleyen İshak, bu süre zarfında ustalığa yükselmiş ve makine operatörü olmuş. İshak, doğacak çocuğunu kastederek “Cenâb-ı Hak beni aileme bağışladı” diyor. İshak’la kaza anını ve sonrasını, madende çalışma şartlarını, denetimlerin nasıl yapıldığını konuştuk.
 
Kaza olduğu zaman sen de madende miydin?
 
Evet. Biz daha aşağıdaydık. Patlama olduğunda bize üst katlarda yangın başladığını söylediler. Biz de hemen madeni terk etmek için “nefeslik” denilen çıkışa doğru ilerlemeye başladık. Bu nefeslik denen kapıları yangın başlayınca emniyetçiler açmışlar. Ancak gaz sızıntısı bizim bölüme de gelmeye başlamıştı. Biz de anayola değil de o tarafa yöneldik. Ayrıca bizim bölüme perde yaptılar. Bu perde zehirli gazların geçişini önlemek için koyulur. Bir de yerdeki yürüme bantları yanmıştı. Bunlardan simsiyah bir duman ve koku yayılıyordu. Bir arkadaşımız anayolu kontrol etmek için perdeyi aralayıp baktı ve bir anda yüzü kapkara oldu. Havada sanki lastik yanığı gibi bir is ve koku vardı.
 
Siz bulunduğunuz yerden nefeslik denen çıkışa gelince madenden tamamen çıkmış mı oluyorsunuz?

Evet çıkmış oluyoruz. Ancak biz çıkışa yedi saat sonra varabildik. Çünkü sızan gazlar bizim hareketimizi yavaşlatıyordu. Oturduğumuz yerden kalkamaz olmuştuk. Bazı arkadaşlar emekleyerek, ancak ilerleyebiliyorlardı. Bizim oraya gelen hava kapatıldı. Temiz hava gelmedi. İçerideki hava da bize yeterli değildi.
 
Sizin bölümde kaç kişi vardı?

Aşağıdaki bir başka bölümden de arkadaşlar geldi. 140 kişi olduk.
Peki acil durumlarda temiz hava alacak bir bölüm, nefes alacak bir oda falan yok mu?
Hayır yok. Bizim oraya gelen makinaları da çalıştıran hava dahi kapatılmış. Emniyetçiler hava kesildi dediler.
 
Emniyetçi derken kimi kastediyorsunuz?
 
Mühendisler.
 
Peki onlar her zaman girdiğiniz yerlere geliyor mu?

Tabi geliyorlar. Meselâ bizim mühendisimiz Mehmet Bey, son günlerde metan gazı problemi var diye devamlı ölçüm yapıyordu.
 
Biz TV’lerden son bir haftada madende sıcaklık artmış diye duyduk. Siz böyle bir şey yaşadınız mı?

Bir hafta değil, fakat son üç günden beri metan gazı artmıştı. 0.50’yi gösteriyordu. Hatta bize oksijenle kesim, kaynak falan yaptırmıyorlardı.
 
NE OLURSA OLSUN BELİRLENEN KOTAYA ULAŞMALIYIZ

Açıklamalarında, ‘Teftiş’in anlık bir hadise olduğunu, maden ocağının canlı bir organizma olduğunu’ aktaran Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in bu açıklaması İshak’ın anlattıklarıyla daha bir önem kazanıyor. Daha önce farklı madencilerin açıklamalarından da anlaşılabileceği gibi, ‘anlık’ olan teftişi, teftiş süresince madene yapılan makyajla atlamak ve teftiş biter bitmez eski şartlarda çalışmaya devam etmek madencinin ‘kaderi’ olmuş. İshak konuştukça maden işçilerinin çilesi daha bir gün yüzüne çıkıyor.
 Maden işçilerinin önüne ulaşılması gereken bir kota koyduklarını dile getiren İshak, “ne olursa olsun o kotaya ulaşmamız isteniyor” dedi. Kotaya ulaşıldığında prim verildiğini sözlerine ekleyen genç madenci, primin işlere dağıtılmadığını, birkaç kişi arasında paylaşıldığını bizlere aktardı.
Arada devletin kontrolü oluyormuş. Müfettiş falan geliyormuş. Sen de teftişe denk geldin mi?
Evet, müfettiş geliyor dendiği zaman; sağda solda kama yapılmamış yerler varsa kama yaparlar, yerlere talaş dökerlerdi. Emniyet biraz daha üst düzeye çıkarılırdı. Bizim amirler, müfettiş geleceğini bize söyleyince, sabahtan biraz temizlik yapılır, o gün gündüz vardiyası dışarı mal verir, teftiş geçince yine eskisi gibi normal çalışmaya devam edilirdi. Adam bize bir kota veriyor. Meselâ aylık üç bin ton çıkacak diye. Tek vardiya için. Senin bunu çıkarman lâzım. Ne yaparsan yap. Önüne taş mı geldi, hemen geç. Arkada kömür mü kaldı, mühim değil. Yeter ki hedefin olan miktara ulaşılsın. Yani bu üç bin ton tamamlanacak. Ama öyle ama böyle.
Tabi prim var diyorlar, ama primi herkes alamaz. Çavuş, başçavuş alır. Alırsa bir de ustalar alır. İşçilere vermezler.
 
Çalışma şartlarınız nasıl? Meselâ yemekleriniz falan.

Yemek yok. Yemeği biz kendimiz götürüyoruz. Yemek zamanı kanunda nasıl gösteriliyor bilmiyorum, ama bize 15 – 20 dakika, yarım saat zaman tanınıyor. Yarım saati geçemezsin. Yemeğimizi yerin altında yiyoruz.
 
İbadet yapmak isteyen bir imkân bulabilir mi? Abdest ve namaz için.

Bulunduğumuz tesislerde mescit var. Ancak vardiya sonunda istifade edilebiliyor. Bayramlarda, ben birinci gün gitmiyordum. Bayram namazı için komşu ocak işçilerinin servisleri köyde durup bayram namazı kılmışlar. Ama bizim ocağın servisleri durmadan ocağa geçtiler.
Biraz da idarecilere bağlı bu işler her halde.
Tabi, meselâ idareciler sendika seçimi olduğunda, işler aksamasın diye; biz adayları sorduğumuzda, siz adayları ne yapıcaksınız, alın şu zarfı sandığa atın deyiveriyorlardı. Sendikacılar öyle yapıyordu.
 
Aldığın ücreti sorabilir miyiz?

Tabi, ben beş yıldır çalışıyorum. Usta olarak görev yapıyorum. Makine kullanıyorum. 1800 TL civarında aylık alıyorum. Yeni başlayanlar da 1150 – 1200 TL civarında alıyor.
Ramazan ayında veya bayramlarda yiyecek yardımı veya ikramiye veriliyor mu?
Bayram bazen maaşa denk gelmeyince avans veriyorlar. Meselâ köyüne gidecek 500 TL istiyor. Hayır, herkese ne veriliyorsa sana aynı diyorlar. Farklı vermezler. Yine senin maaşından kesiliyor bu verilen.
 
İshak, Allah seni ailene bağışlamış. Geçmiş olsun. Bundan sonra yine madende çalışmaya devam edecek misin?

Hayır. Ya açık madende çalışırım. Yahut kaynakçılık mesleğimi yaparım. Yeraltına girmek istemiyorum. Çalışanlara Allah sabır versin.
 
 
GAZ MASKELERİ SAĞLAM DEĞİLDİ
 
İçeride gaz arttı, nefes almamız zorlaştı demiştin. Gaz maskeleriniz yok muydu?
Maskeleri kullanmak istedik, ancak küflenmişti. Bazılarının üzerindeki bez gibi olan kısım yoktu. Zaten kutuları vura vura zorla açtık. Maskeler bir işe yaramadı. Takanlar on dakika dayanamadı. Gırtlağım yanıyor diyorlardı. İçeride oksijen tüpü vardı. Onu açtılar. Belki onun biraz faydası oldu. O sırada gelenler oldu. Bize yürüyün, yirmi dakika sonra temiz hava var dediler. Ancak yürüyecek halimiz mi var? Adam yerinden kalkamıyor. 140 kişiden 10 – 15 kişisi ancak yürüyebiliyor. Geri kalanı ya bayıldı ya da düştü kaldı. O sırada Akın Bey geldi, ocağın müdürü (İşletme müdürü: Akın Çelik). Bizi çıkarmaya çalıştılar, ayran verdiler. Ayranı içince istifra ettik. Biraz kendimize geldik. Dışarıdan gelenlerle birlikte dışarı çıktık.
*Aslında gaz maskeleri sağlam olsaydı size faydası olurdu her halde.
Tabi. Kırk beş dakika idare edebilecek kapasitesi varmış. Ama hepsi arızalı ve küflüydü. Kullanamadık. Bir tane sağlam yoktu. Bazı arkadaşların burnundan, bazılarının kulağından kan geldi. Onlar vefat ettiler. Önümüzden gidenlerden vefat edenler de oldu. Eğer ben de biraz geride kalmamış olsaydım her halde sağ kalmazdım.
 
ÜRETİM DURMASIN DİYE TEMİZLİK YAPILMIYOR
İshak, madende metan gazının arttığı zamanlarda tedbir alınması gerektiğini, içeri temiz hava gönderilerek zararlı gazın dışarı atılması gerektiğini söyledi. İshak’ın anlattığına göre, facianın yaşandığı madende böyle bir temizlik faaliyeti yapılmamış. İshak bunun sebebibini üretimin durdurulmak istenmemesi olarak açıklıyor
Metan gazının arttığı zamanlarda tedbir alınması gerekmiyor mu? Meselâ işi durdurup bir temizlik yapılması falan.
Evet bize temiz hava gönderilip zararlı gazın atılması gerekir. Emniyetçilerin bunu yapması lâzımdı. Ancak bunlar yapılırken üretim duracağı için bunu yapmıyorlar. Üretimi ne olursa olsun durdurmak istemiyorlar.
Biz bir de şunu merak ediyoruz; vardiya değişikliği sırasında bu kaza olmuş. Bundan dolayı çok madencimiz etkilenmiş diye duyuyoruz.
Vardiya değişikliği saati yakındı. Bizde vardiya değişikliği madenin içinde oluyor. Yeni gelen işçiler giyinip doğru aşağıya inerler. İçerideki ile orada değişiklik olur. Devletteyken vardiya değişikliği dışarıda oluyormuş. Hatta Soma Kömür Şirketi devralmadan evvel Park Teknik Şirketi vardı. O da dışarıda vardiya değişikliği yapardı. Aşağıda bir kişi kalırdı, herkes yukarı çıkardı. Biz madene girdiğimizde iki buçuk kilometre yürüyoruz. Yarım saat ya da kırk beş dakika sürüyor. Kaza da tam bu sıralarda oldu.
 
 
 
SALİH SÜTÇÜOĞLU/SOMA / MANİSA
 
Okunma Sayısı: 2711
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Garib Doğu

    24.5.2014 12:47:00

    Sağ kurtulan işçi İshak Şimşe’ğin anlattıklarını okuyunca,aklıma rusyadaki esir kampları geldi.İşçinin iradesinin olmadığı,bir köle gibi çalıştırıldığı,güvenlik ve sağlıklarına hiç önem verilmediği, acımasız ve vicdansız bir iradenin mahkümü oldukları izlemini edindim.Hele belli bir üretim miktarına mahküm edilip,işçilere prim dahi verilmemesi insanı dehşete düşürüyor.Aynı zamanda üretim hısının hangi seviyelerde oduğunu gösteriyor.Benim güzel Türkiyem, dünyaya böyle bir görüntü vermemeliydin.Yirmi birinci asırda vaziyetin bu olmamalıydı.Sen ki tarihte medeniyet ve adalet dersini veren muhteşem bir imparatorluğun şanlı varisisin.Bu tablo sana hiç ,ama hiç yakışmıyor,benim aziz ülkem.Elbette bu günler geçecek,parlak bir istikbal gelecektir inşaallah...Bu vesile ile vefat eden şehitlerimize Cenab-ı Hak’tan rahmet ve mağfiret diler,geride kalanlara sabr-ı cemil niyaz ederim.Rabbim rahmetiyle heran onlarla beraber olsun,gam ve kederli kablerini rahmatiyle serinletsin.Amin.

  • seyfeddin kamil d.

    24.5.2014 11:39:00

    Maliyeti 140 dolardan 24 dolara düşürdük diye övünenlere, övünenleri yere göğe sığdıramayanlara duyurulur. 301 can 24 dolara feda edildi. Zalimler için yaşasın cehennem..

  • ümran kurtcu

    24.5.2014 09:29:00

    yerinde tesbit ve direk işçi ağzından haberi için yeni asyaya teşekkürler. doğru ve tarafsız haber verdiği için. allah ölenlere rahmet etsin inşallah alınacak önlemlerle artık hiç kimse ölmez temennisiyle

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı