Yıldız Kenter önceden verdiği röportajda ölüm için şunları söylüyor: “Ben ölüme isyanla bakıyorum bir defa. Ama nasıl olsa öleceğim. Öyle ya da böyle öleceğimi biliyorum. Herkes ölümsüzlüğü arıyor. Hepimiz gelip geçiciyiz.“
Akciğer rahatsızlığı nedeniyle bir süredir tedavi gören tiyatro oyuncusu Yıldız Kenter, kaldırıldığı hastanede vefat etti. 1928’de İstanbul’da doğan Yıldız Kenter, Devlet sanatçısı unvanı da bulunan sanatçı, çok sayıda tiyatro oyunu, film ve dizide rol almıştı. Yıldız Kenter, 1991 Şubat ayında Bizim Aile Dergisi’ne verdiği röportajda ölümün hak olduğunu ve inanmak istediğini söylüyor.
“Hepimiz gelip geçiciyiz”
“Ölüm size neler düşündürüyor?” sorusuna Kenter şöyle cevap veriyor: “ Ben ölüme isyanla bakıyorum bir defa. Bu yaşıma rağmen. Ama nasıl olsa öleceğim. Öyle ya da böyle öleceğimi biliyorum. Belki de ölüme isyanla bakmam, beni sanatçı olmaya itti. Herkes ölümsüzlüğü arıyor. 18 yaşında ağaçlara kalp resmi çizen, adını kazıyan insanlarda da “Benim ismim burada kalacak, ben gitsem bile beni burada bir süre yaşatacak” düşüncesi var. İşte bu duyguyu güce çevirebiliyorsanız ve bu kabiliyeti Allah size vermişse, o zaman siz Shakespeare oluyorsunuz, Moliere oluyorsunuz, Mozart oluyorsunuz, Yunus Emre oluyorsunuz, Mevlana oluyorsunuz. Onlar ölümsüzlüğü yakalamış insanlar bence. Madde olarak gitmişler ama hala yaşıyorlar. Kaç yüzyıldan beri taptaze, sıcacık felsefeleri, müzikleri, düşünceleri, sevgileri yaşıyor. Hepimiz gelip geçiciyiz.
“Ben aslında inanmak istiyorum”
İnanmak istediğini ama ahireti bilmediğini söyleyen Kenter, şöyle devam ediyor: “Gerçekten sonsuzluk isteyip istemediğimi bilmiyorum. Ben aslında ölümden çok yaşlanmaya isyan ediyorum. O güzelim pırıl pırıl saçların dökülmesine, o güzel cildin buruşmasına, gözlerin görmemesine, kulakların ağır işitmesine, okumamaya, adeta sürünerek ölmeye isyan ediyorum. Ben zaman zaman dua ederim. Nedenini bilmiyorum ama ederim. İyi dileklerde, temennilerde bulunurum. Belki de içimdekiyle konuşurum.“
Kaynak: Bizim Aile Dergisi, Şubat, 1991, sayı 13