90 bine yakın kişinin işinden atılmasına sebep olan OHAL KHK’ları hakkında bilinmeyen noktaları açıklayan Baskın Oran ve Oya Aydın, “içeriklerinin hiçbir hukuksal temeli yok” dedi.
90 bine yakın kişinin bir gece de işinden atılmasına ve geleceğinin kararmasına sebep olan OHAL KHK’ları hakkında bilinmeyen noktaları açıklayan Prof. Dr. Baskın Oran ve Avukat Oya Aydın , “OHAL KHK’lerinin hukuksal (anayasal) temeli var. Ama içeriklerinin ve uygulamalarının hiçbir hukuksal temeli yok” dedi.
Esas amaç insanları korumak
Konuya ilişkin derinlemesine değerlendirmelerde bulunan Oran ve avukat Aydın, “OHAL, adı üstünde, özgürlükleri geçici olarak kısıtlayan bir hukuksal rejim. Konumuzla ilgili olanlar Anayasa’nın esas olarak 15. ve 121. maddelerinde düzenlenmiş. Ama bu maddelerde insanları kısıtlamaktan çok, insanları iktidarın aşırılıklarına karşı koruma çabası var” değerlendirmesinde bulundu.
Ama…
15 Maddesinin, “Temel hak ve hürriyetlerin kullanılması olağanüstü hallerde kısmen veya tamamen durdurulabilir” olduğunu belirten Aydın ve Oran dikkatleri bu maddenin ‘ama’sına çekti ve açıkladı, “a) Uluslararası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek şartıyla; b) Durumun gerektirdiği ölçüyü aşmamak şartıyla; c) Kişinin yaşama hakkına, maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunmamak şartıyla; ç) Kimseyi din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlamamak şartıyla; d) Suç ve cezaları geçmişe yürütmemek şartıyla; e) Suçluluğu mahkeme kararıyla saptanmamış kimseyi suçlu saymamak şartıyla.”
OHAL KHK’sinin niteliklerinin sınırlı olduğunu belirten Oran ve Aydın, “Konu bakımından sınırlıdır. Sadece OHAL’in “gerektirdiği” konularda ve ölçülülük ilkesi dikkate alınarak düzenlenebilir. Ör. gazete ve TV kapatma, kişilerin mülkiyet hakkına el konulması, sosyal güvenlik haklarının iptali, üniversite kurmak ve kapatmak veya adını değiştirmek vs. gibi kararlar OHAL’in gerekçesi olan şiddet olaylarının bastırılmasıyla ilgisizdir” değerlendirmesinde bulundu.
AYM’ye gidilebilir mi?
“Bu durumda ne yapılacak? AYM’ye de gidilemiyor” sorusunu cevaplayan Aydın ve Oran, “Gidilemediği bir aldatmacadan ibaret. Bir kere, OHAL dönemindeki idari işlemlere karşı iptal davası açılabilir; [ Anayasa Md. 125/6’ya göre kanun yürütmeyi durdurma vermeyi sınırlayabilir, o kadar. Aydın’da yürütülen “FETÖ/PDY” soruşturmasında tutuklanan 4 yargıç ve 2 savcı hak ihlali gerekçesiyle AYM’ye başvurdu ve 100.000 TL maddi, 10.000 TL de manevi tazminat talebinde bulundu” bilgisini paylaştı.
Anayasaya uygun değil
Bugün yaşanan durumun çok farklı olduğunu belirten Aydın ve Oran, “Anayasa Md. 148’e göre OHAL KHK’leri için AYM’ye gidilemez ama bu kural Anayasa’ya uygun çıkarılan KHK’ler içindir. Bugünkü KHK’lerin hiçbiri hiçbir biçimde Anayasa’da tanımlanan OHAL KHK’si değil. Konu, zaman, kural, hiçbir sınır tanımıyor. Hükümet isimlerini KHK koymuş, ama 1876 Anayasası’ndan önce yayınlanmış Padişah fermanlarından hiçbir farkları yok” dedi.
Kendi düzenlemelerini tanımıyorlar
Mal varlıklarına el koymanın hukuksal temeli var mı sorusunu da yanıtlayan Aydın ve Oran, “Kişinin emekli maaşı, sosyal güvenlik hakkı, miras yoluyla elde ettiği malvarlığına gelince. Bunlar hiçbir biçimde bu Md. 128 kapsamında değerlendirilemez. Zira yasa açıkça “suçun işlenmesinden elde edilen gelir” diyor. Zaten bu el koyma hükümleri, kara para ve yolsuzlukla mücadele için AB standartları gereği getirilmiş bir düzenlemeydi. AKP, 17/25 Aralık sonrası malvarlığına el koymayı zorlaştıran düzenlemeler yapmıştı (21.02.2014 tarih ve 6526 sayılı yasa). [16] Ör. BDDK, SPK, vs’den rapor alma mecburiyeti, “somut delillere dayanan” ve “somut olarak belirlenen” ibareleri, ağır ceza mahkemesinde oybirliği şartı. Ama AKP iktidarı şimdi kendi getirdiği bu düzenlemeleri tanımıyor.” tespitlerinde bulundular.