İstanbul Terörle Mücadele İstanbul Şube Müdürlüğü ekipleri, Zaman gazetesine çeşitli iddialara ilişkin “makul şüphe” bulunduğu gerekçesiyle operasyon düzenledi. Araların da gazeteci ve dizi senaristlerinin de yer aldığı çok sayıda gözaltı yapıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Hasan Yılmaz tarafından yürütülen soruşturmada, hakkında gözaltı kararı bulunanlar arasında Sungurlar dizisinin yapımcısı Salih Asan, Sungurlar dizisinin yönetmeni Engin Koç, Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, gazeteci Nuh Gönültaş, Tek Türkiye dizisinin senaristi Ali Kara, eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Tufan Ergüder bulunuyor. 

Karaca da gözaltında

Gözaltına alınan Samanyolu televizyonu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, televizyon binasından çıktığı sırada açıklamalar yaptı. Karaca, Emniyet Müdürlüğü’ne giderken yaptığı açıklamada, haklarındaki iddiaların ne olduğunu öğrenmeye çalışacaklarını belirtirken, “Öncelikle herkes hakkını helal etsin. Birkaç gündür de mahallemize, komşularımıza verdiğimiz zarar için özür dileriz. Böyle bir Pazar günü istirahat edecekleri bir günde biz onları rahatsız ediyoruz. Ama ne yaparız Türkiye burası. Herkes buna katlanıyor” dedi. Karaca, her zaman söyledikleri gibi alınlarının dik olduğunu hiçbir endişeleri olmadığını ifade ederken, “Hak ve halk bizimle beraber olduktan sonra gerisi hikaye.  Dualarınızı eksik etmeyin. İnşallah görüşürüz. En yakın sürede görüşmek üzere Allah’a emanet olun” dedi.

Senaristlere de gözaltı

Hakkında gözaltı kararı bulunanlar arasında çekimleri Eskişehir’de yapılan Sungurlar dizisinin yapımcısı Salih Asan, Sungurlar dizisinin yönetmeni Engin Koç da var. Koç ile Asan, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne getirildi. İfadeleri alınan Koç ve Asan, daha sonra polis tarafından İstanbul’a nakledildi. Gözaltına alınanlar arasında, Tek Türkiye dizisinin senaristi Ali Kara ev Makbule Çam Alemdağ’ın yanı sıra, eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Tufan Ergüder de bulunuyor.  

Devleti ele geçirmeye çalışmakla suçlanıyorlar

Şüphelilerin tamamının evinde veya iş yerlerinde arama kararının bulunduğu belirtildi. Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın şüpheliler hakkında, “Türkiye Cumhuriyeti devleti egemenliğini ele geçirmek amacıyla baskı, yıldırma ve tehdit yöntemlerini kullanıp, örgütsel yapı oluşturarak, bu yapılanma altında iftira, kişi hürriyetinden yoksun kılma ve belgede sahtecilik suçları” yönünden işlem yapacağı öğrenildi.

Tahşiyecilerin intikamı mı?

Soruşturmanın, 2009 yılında El Kaide ile bağlantılı oldukları iddiasıyla önderliğini “Molla Muhammed” olarak bilinen Mehmet Doğan’ın yaptığı ve “Tahşiyeciler” olarak adlandırılan gruba düzenlenen operasyonu da kapsadığı öğrenildi. Gözaltı kararı verilen bazı şüphelilerin, dizi film üzerinden “Tahşiyeciler” hakkında “suç ve delil uydurdukları” gerekçesiyle operasyon başlatıldığı belirtildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından “Tahşiyeciler” olarak bilinen kişilere yönelik düzenlenen operasyonda, grubun önde gelen ismi Mehmet Doğan’ın arasında bulunduğu 11 kişi yakalanmış, tutuklanan Doğan 17 ay cezaevinde yattıktan sonra tahliye edilmişti. 

Cemil Çiçek radyodan duymuş

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, operasyonu radyodan öğrendiğini söyledi. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın vefat eden ağabeyi Ahmet Elitaş’ın cenaze törenine katılan Çiçek, bir gazetecinin İstanbul merkezli “paralel yapı” operasyonuna ilişkin sorusu üzerine, “Radyodan dinlediğim kadarıyla, adli bir vak’adır, adlî bir işlemdir. Ben o konuda bir şey söylemem. İlk defa da yapılıyor değil. Hepimizin arzusu, gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Bunun dışında bir şey söyleyemem” diye konuştu. Kayseri / aa 

12 Eylül gibi, bugün de unutulmayacak

Samanyolu Televizyonu ve Zaman gazetesine yönelik polis operasyonuna basın meslek kuruluşlarından tepki geldi. Bazı gazetecilerin gözaltına alınmasını değerlendiren Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, “Bugün Türk medyası açısından unutulmayacak bir gün. Bu 17 Aralık gibi, herhangi bir darbe günleri gibi, 12 Eylül gibi bugün de unutulmayacak. Böyle bir şey basın özgürlüğü adına kabul edilemez” ifadelerini kullandı. 

Basın özgürlüğü cezalandırılamaz

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası ortak bir açıklama yaparak basına yönelik gözaltıların halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkına müdahale olduğuna dikkat çekti. Açıklamada “Basın ve ifade özgürlüğü cezalandırılamaz” denildi. Yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Demokrasinin temel kurumu olan basın ve ifade özgürlüğü, yaşanan son olaylarla, eskisinden daha ağır bir baskı dönemine girmiştir. Gerçek sebebini bilemeden ve adil yargılanma hakları ihlal edilerek bugüne kadar 200’e yakın gazeteci terör örgütü üyeliği iddiasıyla cezaevinde tutulmuştur. Şimdi de medya organlarını da tutuklayan bir dönem yaşanmaktadır. Bu gelişmeler basının özgür olmadığı ülkeler sınıfında yer alan Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünün cezalandırılması anlamına gelmektedir. Demokratik ülkelerde basın ve ifade özgürlüğü cezalandırılamaz.”

Hukuk herkese lâzım

Medyaya yönelik baskına aralarında gazetemizin Genel Yayın Müdürü Kâzım Güleçyüz, T24 yazarı Hasan Cemal’in de bulunduğu pek çok gazeteci tepki gösterdi. Twitter üzerinden operasyona tepkisini gösteren Güleçyüz, “Hukukun herkes lâzım olacağını” belirtti. “4 yıl önce “Üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü” deyip sonra milleti aldatanlar unutmasınlar ki: Hukuk bir gün onlara da lâzım olur” diyen Güleçyüz, şunları kaydetti: 

* “Geçmişte kendilerine yapılan hukuksuzlukları kullanarak bugünkü konumlarına erişenler, bugün hangi akılla başkalarına hukuksuzluk yapıyor?- 

* Kendinize yapılmak istendiğini iddia ettiğiniz “darbe”nin misillemesini bir yıl sonra medyaya “darbe”yle yapmaya kalkarsanız komik olursunuz. 

* Eski darbelere arka çıkıp, TMSF darbesi ile iktidar medyasına dönüştürülenlerin, son operasyona da alkış tutmaları cibilliyetlerinin gereği.

* Medya operasyonuna yönelik tepkileri “tiyatro” diye alay konusu yapanlar, son gelişmeler karşısında nasıl “Çevir kazı yanmasın” diyecekler?”

* T24 yazarı Hasan Cemal’de “14 Aralık operasyonuyla Zaman’a, Samanyolu’na ve meslektaşlarıma yapılan baskıyı şiddetle protesto ediyorum” ifadelerini kullandı.

Dumanlı da gözaltına alındı

Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı da gözaltına alındı. Dumanlı gözaltına alınmadan önce yaptığı açıklamada, “Bir suçla ilişkimizin olmadığını cümle âlem bilir, Bu ülkeyi yönetenler de bilir. Bizi çok iyi tanırlar bilirler. Herhangi kanun dışı bir işimizin olmadığını cümle âlem bilir. Hepimiz 20–25 yılık gazeteciyiz” diye konuştu. “Somut suç bulun, yoksa suçlusunuz” diyen Dumanlı açıklamasında şunları söyledi: “2009 veya 2010 operasyon olmuş da, burada polisler bir şeyler yapmış da! İyi de kardeşim bunun medya ile ne ilgisi var? Bir suç bulamadınız da bunları mı uyduruyorsunuz? Somut suç bulun, yoksa suçlusunuz. Suç yoksa insanlara suçlu diyorsanız asıl suçlu sizsiniz. Yolsuzluğu örtbas etmek için, haksızlığı örtbas etmek için, sansasyonel olaylar çıkaracaksınız da insanlar bunu bilmeyecek mi?”

AB'den ilk tepki: Çok endişeliyiz

Avrupa Birliği, Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın gözaltına alınmasına tepki gösterdi. AB Komisyonu Sözcüsü Maja Kocijancic, yaptığı açıklamada “Türkiye’de gazeteci ve basın mensuplarının gözaltına alındığına dair bize ulaşan haberlerden çok endişeliyiz. Temsilciliğimiz, ne olduğuna dair tam bir çerçeve sunmak için yoğun olarak çalışmaktadır. Muhtemelen bugün öğleden sonra konuyla ilgili bir açıklama yapacağız” dedi. Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri de Twitter’den yaptığı açıklamada, “Türkiye’de tutuklamalar sebebiyle şoke oldum. Hükümeti eleştiren medyanın peşine düşülmesi, basın özgürlüğüne saldırıdır” ifadelerini kullandı. Brüksel / cihan

Zulmü alkışlayan olmadık

Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel, medya kuruluşlarına yönelik operasyonun 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını unutturmak için muhalif gazetecilere yönelik olduğunu söyledi. Gazetecilerin gözaltına alınmasının tasvip edilebilecek hiçbir yanının bulunmadığını belirten Sertel, “Onların gözaltına alınmasının karşısındayız, karşısında olduk, karşısında olacağız. İktidarın zulmünü alkışlayanların arasında hiçbir zaman olmadık, olmayacağız. Bu bir inanç grubuna yapılan saldırıdır. Demokrasi çok uzun bir süredir, kurum ve kuruluşlarıyla işlememektir” diye konuştu.

Siyasîler operasyonu değerlendirdi

AKP ve CHP’den 14 Aralık operasyonuna ilişkin açıklamalar yapıldı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ‘Bu bir darbe sürecidir’ derken, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ‘Yapılan işlemin sonucunu göreceğiz’ diye konuştu. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da ‘Yanlış yapan bedelini öder’ dedi. İstanbul’da gazetecilerin de gözaltına alındıkları operasyonlar konusunda MHP’den ilk tepki, “zamanlama manidar” oldu. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural Hürriyet’e yaptığı açıklamada, “operasyon 17–25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk çetesinin yaptığı darbelerden biri. Amaç; halkın haber alma özgürlüğünü ortadan kaldırmak” dedi.

Derin Devlet uyanıyor

Türkiye’de bugün aralarında gazetecilerin de bulunduğu pekçok kişinin gözaltına alınmasına ilişkin operasyona HDP’nin tepkisi, “rakip muhalifleri susturuyorlar” şeklinde oldu. HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, operasyonu “Derin devlet hücrelerinin uyanmaya başladığına ilişkin bir işaret” şeklinde değerlendirdi. Derin Devletin uyanmaya başladığına dair duyumlar aldıklarını ifade eden Kaplan şunları söyledi: “Meclis kulislerinde duyumlar alıyorduk. Derin devletin sık sık toplantılar yapmaya başladığı fısıltı gazetesi ile yayılmaya başlamıştı. Hükümetin, asker, polis, güvenlik güçleri üzerinde yüzde 100 kontrolü olmadığını, hükümetin atadığı vali, emniyet müdürünün, güvenlik güçlerinin ancak yüzde 55’ine hâkim durumda olduğunu gösteriyor”.

Asıl paralel yapı Güneydoğu’da 

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Antalya Milletvekili Mehmet Günal, bazı medya kuruluşlarına yönelik başlatılan operasyonları değerlendirdi. Günal, asıl paralel yapının Güneydoğu’da kurulduğunu söyledi. Operasyonun 17–25 Aralık öncesi yolsuzlukların üzerini örtmek için yapıldığını belirten Günal, “Aslında bir tarafta paralel devlet güneydoğuda kurulmuş onlarla mücadele etmeyip, 17–25 Aralık haftası gelirken bunların üzerini kapatmak üzere inadına yapmış oldukları hukuk dışı uygulamalardır. Önce suçlu yaratıyorsun, ondan suç uyduruyorsunuz, ondan sonrada operasyon yapıyorsunuz” diye konuştu. 

Kandil: Gündemimizde silâhsızlanma yok

nHDP heyetinin 30 Kasım’da İmralı Adası’na gerçekleştirdiği ziyaret sonrası çözüm sürecinde görüşme trafiği yoğunlaştı. Bu ziyarette Abdullah Öcalan öneri olarak hazırladığı bir müzakere taslağını heyete sundu. HDP’liler bu taslağı Kandil Dağı’nda KCK yetkililerine aktardı ve KCK’dan taslağa destek geldi. BBC Türkçe’de yer alan habere göre, KCK Dış İlişkiler Sözcüsü Demhat Agit, son ziyaret sonrası medyada çıkan birçok haberin doğru olmadığını söyledi. Bu son ziyaretin ardından medyada çıkan bazı haberlerde, Öcalan’ın Mart 2015’te silâhsızlanma çağrısı yapacağı vurgusu yapılmıştı. Agit, bu haberlerin yanlış olduğunu belirterek, “Türk medyasında çıkan PKK’nin Nevruz’da silâhsızlanacağına ilişkin haberler doğruyu yansıtmamaktadır. Önderliğimizin hazırladığı müzakare taslağında da yer almamıştır ve bizim gündemimizde de bulunmamaktadır” diye konuştu.