Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Adana’da durdurulan MİT TIR’larına ilişkin geçtiğimiz günlerde basına sızan askeri tutanaklar için “kağıt parçası” dedi.
Bakanlar Kurulu sonrası konuşan Arınç, “Bu konuda ellerinde hiçbir bilgi ve belge olmadan birilerinin altına imza atıp 'tutanaktır' diye servis ettikleri bir kağıt parçası ile dünya kamuoyunu aldatmaya çalışıyorlar. Kesinlikle doğru değildir.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında ilk kez toplanan Bakanlar Kurulu Toplantısı sonrası Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, bir basın toplantısı düzenledi. Arınç, açıklamalarının ardından da gazetecilerin sorularını cevapladı. Burada Arınç’a, Adana’da MİT TIR’larının durdurulması ile ilgili geçtiğimiz günlerde basında yer alan ve TIR’ların içinde silah olduğu ve bazı terörist gruplarına gittiği bilgisinin yer aldığı tutanaklar ile Hollanda’da bir milletvekilinin de MİT TIR’ları ile ilgili ellerinde belge olduğunu açıklaması soruldu.
Bülent Arınç, “Böyle bir konuyu kendi içimizde konuştuk ilgili bakan arkadaşlarımızla. Bu fevkalade çirkin, hiçbiri doğru olmayan iddialardır. Maalesef Hollanda’da bir milletvekilinin de işe alet edilmesi ve konuyu parlamento gündemine taşıması birilerinin gayretkeşliği sonucunda olmuştur.” diye konuştu.
TIR'LARDA TÜRKMENLERE YARDIM MALZEMESİ VARDI SİLAH YOKTU
Bu konuda geçmişte açıklamalar yapıldığını hatırlatan Arınç, "Hatta Sayın Cumhurbaşkanımızın cumhurbaşkanı seçilmeden önceki günlerde yaptığı bir konuşmayı hepiniz hatırlayacaksınız. Biz Bayırbucak Türkmenlerine, daha sonra da Irak’a insani yardım amacıyla TIR’lar dolusu malzeme gönderdik. Bunların içerisinde silah ve cephane bulunmuyordu ve iddia edildiği gibi El Kaide veya benzerleri gibi bu örgütlerle de hiçbir ilişiğimiz yoktur.” şeklinde konuştu.
"HÜKÜMETİ SUÇLAMAK İÇİN MALZEME HALİNE GETİREN PARALEL DEVLET YAPILANMASI..."
Arınç, şöyle devam etti: “Şimdi bunları ısıtıp tekrar piyasaya sürmenin elbette amaçları olabilir. Ama tekrar ifade ediyorum, bunların Türkiye’nin El Kaide’ye veya Suriye’de veya Batı basınının cihatçı radikal terör gruplarına yardım ettiği konusu bugünün yalanı değildir. En az bir seneden beri konuşulmaktadır. Defalarca yalanlanmıştır. Buna ait hiçbir bilgi ve belge de ellerinde bulunmamaktadır. Ancak MİT’in TIR’larına bir baskın yapıldı bildiğiniz gibi. Savcıların, hakimlerin de, bir takım güvenlik güçlerinin de içine katıldığı ve bunların aranması, MİT mensuplarının enterne edilmesi gibi bir durum yaşandı Adana ve civarında. Bununla ilgili olarak bir dava var, bu davanın tutukluları var. Hakkında iddianame tanzim edildiği için mahkemede devam ediyor. Ve orada görev yapan savcılar ve hakimler de biliyorsunuz HSYK’nın son aldığı kararlarla görevlerinde suçlu kabul edildi, görevlerini yapmadıkları düşünüldü. Ve haklarında inzibati cezalar verildi veya yer değiştirmesi yapıldı. O zaman bu işlere hükümeti suçlamak için malzeme haline getiren paralel devlet yapılanması ile ilişkili bir takım görevlilerin herhalde ellerindeki bu yalanları tekrar ısıtarak yurt dışına servis yaptıklarını öğreniyoruz. Hiçbir geçerliliği yoktur.”
"BİRİLERİNİN ALTINA İMZA ATIP 'TUTANAKTIR' DİYE SERVİS ETTİKLERİ BİR KAĞIT PARÇASI"
Bununla ilgili olarak Dışişleri Bakanlığı'nın ve İçişleri Bakanlığı'nın birlikte hazırladığı bir bilgi notundan bir kısım okuyan Bülent Arınç, “Mesela hiçbir askeri rapor yok bu konuda. Askeri rapor olarak ifade edilen şey, hiçbir geçerliliği olmayan bir tutanaktır biraz önce söylediğim şekilde. O tutanağın nasıl ve hangi şartlarda hazırlandığını hep beraber biliyoruz. O tutanağı hazırlayanlar, ciddi olduğunu söyleyenler şu anda bir adli yargı süreci ile karşı karşıyadırlar. Bunların resmi ve gayri resmi niteliği yok. Bunların ciddiye alınması doğru değildir. Birleşmiş Milletler'in konu ile ilgili bir rapor hazırladığı, o raporda Türkiye’nin suçlandığı iddiaları var ki zaten o süreci yakinen takip eden Dışişleri Bakanlığımız gerekli ve detaylı açıklamaları ilgili kesimlere çoktan iletmişti. Hiçbir karşılığı ve doğru olmayan iddialar kesin bir şekilde ispatlanmıştır. Suriye krizi konusunda insani dram karşısında insani yardımları artırdık ve devam ediyor gidiyor. Yani iddiaların hiçbir geçerliliği, doğruluğu olmadığı ama hükümetimizi ve Türkiye’yi bu konuda mahkum etmeye çalışan belli bir algı yaratmaya gayret eden çevrelerin yeni bir oyunu olarak düşünülebilir. Bu konuda ellerinde hiçbir bilgi ve belge olmadan birilerinin altına imza atıp 'tutanaktır' diye servis ettikleri bir kağıt parçası ile dünya kamuoyunu aldatmaya çalışıyorlar. Kesinlikle doğru değildir.” diye sözlerini bitirdi.