Endülüs yani İspanya, eski bir İslâm diyarı. Müslümanların 800 sene hükümferma olduğu bir ülke burası. İslâmiyet, maalesef İspanya’da baskı altında bulunuyor. 4 milyonluk Madrid’te bir cami var, dışarıya ezan vermek yasak, cezası var.

10 Mayıs 2017’de sabah saat 06.30’da İspanya’ya gidecek 19 arkadaşla Yeşilköy Havaalanında buluşuldu. Ancak bir hanım arkadaşın maalesef yurt dışına çıkış yapamayacağı anlaşıldı, polisçe geri çevrildi. Yaptığı masraf de heba oldu.

Yaklaşık 4 saat sonra İspanya Malaga’ya vasıl olduk. Hünkâr Travel’in temsilcisi Kemal Bey bizi, bir büyük midibüs ile karşıladı.

Malaga, Müslümanların İspanya’yı ilk fethettiği yerlerden biri. Şu anda bile Morokkolu (Faslı) binlerce Müslüman var, çok temiz yeni bir cami var. Suudi Arabistan Krallığı tarafından yaptırılmış. Faslı mimarlar yapmış, 4 köşe mimarisi, Fas tipi kemerleri var.

Kayalığın tepesine kurulmuş şehir

Sonra Ronda’ya geçtik. Tarihî binalar vardı. Yağışlı bir havada şehri gezdik. Burası Endülüs Emevileri’nin İspanyollar’a bıraktığı en son kalelerden olup, bu eski şehir büyük bir kayalığın tepesine kurulmuş. Malûm son Endülüs hükümdarı anlaşmalı olarak, yani yıkılmasını, yakılmasını tahribini önlemek için, burayı İspanyol kralına sulh ile bırakmış. Oradan ayrılırken mamur şehre kafasını geriye çevirerek bakmış ve ağlamış. Bunu gören annesi “Erkek gibi şehri savunmadın, şimdi kadınlar gibi ağla ağla” demiş. 

Ronda gezisinden sonra Sevilla’ya doğru hareket edildi. Gece orada akşam yemeği ve ertesi sabah kahvaltı yendi. Bilâhare bize tahsis edilen midibüsle şehir turu yapıldı. Sevilla Ulu Camii iken kiliseye çevrilerek, sonraki asırlarda ilâvelerle İspanya’nın en büyük katedrali olan, Sevilla Katedrali’ni ve şimdi çan kulesi olan Giralde mimarisini görmüş olduk. Sevilla Müslüman İspanya’nın başşehri, keşif seferlerinin başlangıç noktası.

600 cami varmış

Sonra eski Endülüs’ün başşehri Cordoba’ya (Kurtuba) hareket ediyoruz. O zamanlar orada 600 cami varmış. Kurtuba Camii temeli 786’da I. Abdurrahman tarafından atılmıştır. Roma Köprüsü, Vasi El kebir (Gruadalkavir) Irmağı’nı da gördük. Emevilerden geriye kalan 850 sütunlu İslâm mimarisinin ana eserlerinden biri olan, fakat Endülüs’ün düşmesinden sonra bir bölümü katedrale çevrilen, ama hâlâ ihtişamını koruyan Kurtuba Ulu Camii de gezildi.

Bilindiği üzere büyük âlim Kurtubi burada yetişmiş. 18 ciltlik eseri fıkıh konusunda olup, halen kaynak bir eser olarak mü’minler faydalanmaktadır.

Üçüncü gün Elhamra Sarayı’nı ziyaret etmek için Granada’ya gidildi. Akın akın turistler geliyor, bize yani Türkiye’ye gelecek olanlar da oraları gezmeye gidiyor. İspanya turiste bıkmış, konaklayacak yer kalmamış. Ama biz de takdir ediyoruz çok güzel. Meselâ havuzlu bahçeler var. Sonra, aslanların ağızlarından su fışkıran fiskiyeleri dikkat çekici. Alhamra Sarayı’nın temeli 1232 yılında Gırnata Emiri yani Beni Ahmer (Nasiriler) Devletini kuran I. Muhammed tarafından atılmış. Oradan, Cennet Bahçeleri gezisi ve tarihi dokusunu günümüze kadar korumuş El Beyzin mahallesi, Kervansaray ve Katedral gezildi.

Granada’nın nüfusu 234 bin kişidir. Halen 40 bin Müslüman vardır. 4. gün Toledo’ya (Eski adı Tuleytula) varıldı. Burası, Madrid’in 80 km. güneyinde, üç yanı Tajo Nehri ile çevrili engebeli bir burnun üzerinde yer alıyor.

40 eser Unesco listesinde

Toledo’nun bölümünün de dahil olduğu 40 eser Unesco dünya mirasındaki listeye alınmış. Toledo civarında uçsuz bucaksız zeytinlikler var. İspanya dünyanın en büyük zeytin ve badem üreticisi imiş. Narenciye’de de söz sahibi, Avrupa buradan besleniyor.

Bilâhare Madrid’e hareket edildi ve otele yerleşildi. Sabahı beklemeden matador, yani boğa güreşlerinin yapıldığı arenaya gittik ve içine girmeme müsaade ettiler.

Sabah kahvaltı sonrasında otelde odalarımız boşaltılarak panoromik Madrid şehir turu yapıldı. Grand Via Caddesi, Plaza de İspanya, Don Kişot Anıtı, Piramitler, Real Kraliyet Sarayı (dışarıdan), Plaza Mayor Meydanı, Madrid Stadı, Suudilerin yaptırdığı Madrid Camii ve kültür merkezi gezildi, namaz kılındı ve havaalanına 15.00’da hareket edildi. THY ile 3,5 saatte İstanbul’a vasıl olduk.

Eski bir İslâm diyarı, Müslümanların 800 sene hükümferma olduğu bir ülkeye ziyaret gerçekleştirmiş olduk. İslâmiyet, maalesef İspanya’da baskı altında bulunuyor. 4 milyonluk Madrid’te bir cami var, dışarıya ezan vermek yasak yoksa ceza var.

İlimde Avrupa’ya öncülük eden bir medeniyet Endülüs. Kurtuba’da 600 cami varken camiler hep doluyormuş. İşe dalanları da bekçiler uyararak cemaate iştirake teşvik ediyormuş.

Üstad Bediüzzaman Hz.’leri Müslümanlar ne zaman dine tam temessük etmişler ise en zengin, en huzurlu devletleri olmuşlar. Buna Endülüs Emevi Devleti v.b. şahittir mealinde Risalelerde bahsetmektedir.

Nobel Ödüllü Fransız Fizikçi Pierre Curie şöyle demektedir: “Endülüs’ten bize otuz kitap kaldı, böylece atomu parçalayabildik. Eğer yakılan bir milyon kitabın yarısı kalmış olsaydı, çoktan uzayda galaksiler arasında geziyorduk.”

GEZİ: FERUDUN YÜCE