Ülkemizin en büyük dertlerinden biri de israf olduğu halde, bilhassa devletteki büyük israfı önlemek için ciddi adımlar atılmaması acaba ne ile izah edilebilir?
İsrafı önlemek sadece “Kuraklık var, suyu az kullanalım. Ekmekleri çöpe atmayalım. Lüzumsuz ise lambaları söndürelim” demekten mi ibarettir?
Türkiye’yi idare edenler duymazdan gelse de, ülkemizi israf bataklığından çıkarmak için yeni bir israf kapısı olmamak şartıyla kısa sürede bir “İsrafı Önleme Bakanlığı” kurulmasında fayda vardır. Tabii ki bakanlık kurmanın kolay olmadığı söylenebilir. Peki, herkesin bildiği ve gördüğü apaçık israfları sona erdirmek çok mu zor?
“İsraf sona ersin” dedikçe, israf kalemlerinin büyüdüğünü gösteren haberler duyuluyor. İşte bir haber: “Bütçe ağustosta vergi artışlarıyla fazla verirken, kamu kaynakları israf edilmeye devam edildi. Tasarruf genelgesine rağmen temsil ve tanıtım giderleri bir ayda 6 kat arttı. Kira giderlerine ise 1,8 milyar TL ödendi. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından ‘Harcamaların yeniden gözden geçirilmesi ve tasarruf takibinin taviz verilmeden sağlanması gerektiği’ belirtilerek 17 Temmuz’da tasarruf genelgesi çıkarılmıştı. Ek bütçe ve torba yasa ile getirilen vergi yüklerinin ardından yayımlanan genelgede ‘Kamu harcamalarının rasyonelleştirileceği’ savunulmuş, kamu kurumlarından, taşıt sayılarını minimuma indirmeleri, temsil, tören ve ağırlama giderlerini kısmaları istenmişti. Tasarruf genelgesine rağmen temsil ve tanıtma giderlerinde bir ayda 6 kat artış yaşandı. Temmuzda 43,6 milyon liralık harcama yapılan bu kalemde Ağustos ayında 282,5 milyon liralık rekor gider yazıldı. Bu harcamanın 178,1 milyon lirası toplantı ve organizasyon gideri, 104,4 milyon lirası da temsil, tanıtma ve ağırlama gideri olarak kaydedildi. Temsil ve tanıtma giderleri adı altında Ocak-Ağustos arasından Hazine’nin kasasından toplamda 847,4 milyon lira çıktı.”
Bu kadar sıkıntı varken “toplantı ve organizasyon gideri” için milyonlarca lirayı ‘israf kuyusu’na atmak akıl işi midir? Türkiye’yi idare edenler ülkemizin ve milletimizin ekonomik olarak sıkıntı içerisinde olduğuna inanmıyor mu? İdareciler bir karar alıp az sayıda zaruri işler hariç mesela; “Bir yıl boyunca ‘toplantı, karşılama, uğurlama törenleri’ yapılmayacak” dese kıyamet mi kopar? Böylece hem israf önlenmiş hem de ‘iş günü kaybı’nın önüne geçilmiş olmaz mı?
Bu meselede şüpheniz varsa vatandaşa sormayı düşünmez misiniz? Büyük bir ihtimalle ‘toplantı, karşılama ve uğurlama törenleri’ne katılanlar dahil millet ekseriyeti bu işlerin tatil edilmesini ister ve tasarruf adımlarına destek olur.
Gerçekten, israfı önlemek için daha ne olmasını bekliyorsunuz?