“O çok bağışlayıcıdır, kullarını çok seven ve sevilmeye lâyık olandır”
Yatağına yattığında son cümlesi “Allah’ım Seni seviyorum oldu.”
Vazifeli melekler bu sözü kaydettiler.
***
Genç adamın katıldığı sohbette Vedud İsm-i Şerif’i anlatılıyordu. Anlatıcı; “Allah bu isimden başka hiçbir ismi insanlarla paylaşmamıştır. Vedud; çok seven ve sevilen demektir” dedikten sonra, önünde duran kitaptan şu satırları okudu:
“İnsan, kâinatın en câmi’ bir meyvesi olduğu için, kâinatı istilâ edecek bir muhabbet o meyvenin çekirdeği olan kalbine dercedilmiştir. İşte şöyle nihayetsiz bir muhabbete lâyık olacak, nihayetsiz bir kemâl sahibi olabilir.”
Genç adam: Sevgiyi yaratan, sevgiyi nasıl kullanması gerektiğini öğreten ve bu sevgiyi kendisi ile paylaşan Allah’a şükretti.
Melekler kayıt işlemini başarı ile yerine getirdiler.
***
O sıralar bir sinemanın fuâyesinde gençler aşktan dert yanıyorlardı. “Ona o kadar aşığım ki, ama o beni önemsemiyor.” diyordu biri.
Arkadaşı sözüm ona teselli babında söze girdi: “Ne kadar güzelsin oysa, seni nasıl önemsemez.”
“Sevilenler hep güzeller mi? Ben filmlerdeki gibi sevmek ve sevilmek istiyorum” dedi.
Melekler bu konuşmaları da kaydettiler.
***
Mevlânâ Haftası kutlanıyordu. Herkesin dilinde Mevlânâ vardı. Mevlânâ ve Aşk, Mevlânâ ve Sevgi türü kitaplar peynir ekmek gibi satılıyor, ama kimse Mesnevî’yi okumuyordu. Herkesin dilinde Mevlânâ’ ya atfedilen sevgi sözcükleri vardı.
Ne zaman namazdan, oruçtan dinin hükümlerinden bahsedilse “Mevlânâ felsefesi dinler üstüdür. Şekli bırakıp öze bakalım, hem bak Mevlânâ ne demiş, sevgiye ulaşmak lâzım” gibi cümleler ile savunmaya geçiliyordu.
Mevlânâ üzerinden, mükellefiyetsiz, yaptırımsız bir sevgi dini oluşturulmaya çalışılmasından rahatsız olan genç, Mesnevî’yi ve Mevlânâ’nın diğer eserlerini okumaya başladı. Mesnevî’de İslâm hükümleri anlatılıyordu, Mesnevî’de 1500’e yakın âyet ve 700’ün üstünde Hadisin olduğunu öğrenince şaşkınlığı daha da arttı.
Bu konu hakkında bir yazı yazmalıyım diye düşündü.
Melekler bu ânı kaydettiler.
***
Bir başka genç, ablasına şiir yazıp gönderdi. Ablası çok sevindi, ablasının sevindiğini öğrenince genç daha da sevindi.
Sevgiyi Yaratana şükürler edip, ablasına sevdikleriyle cennette de beraber olması için duâ etti.
Melekler bu ânı da kaydettiler.
***
Misafirlerini bir akşam yemeğinde ağırlayan çift, devamlı ağlayan sadece annesinin kucağında susan bebeği gördüklerinde, bu bebeğin bir Sevgi Âyeti olduğundan bahsettiler. Annesi bebeği öptüğünde onlar görmese de annenin günahları dökülüp gidiyordu.
Melekler bu tabloyu da kayıt altına aldılar.
***
Vedud olan Allah kâinatı sevgi üzerine yaratmaya devam ediyor. Bu sevgiyi görenler depremzedelere el uzatıyordu.
Bir nine kapısının önüne kediler için süt koyuyordu, bir başkası çiçeklerini suluyor Rabbi ile konuşuyordu. Kimileri geceleri gözyaşı içinde insanlığa duâ ediyordu, bir çokları namazda sevgililer sevgilisine sevgilerini sunuyorlardı.
Gece gündüze, gündüz geceye karışıyor; melekler her ânı kaydediyordu.

HÜSEYİN FERDİ OLUR

[email protected]