Tarım ve Orman Bakanlığınca yürütülen çalışmayla sera işletmelerinin ısınma maliyetlerinin düşürülmesi için jeotermal kaynaklardan faydalanılması hedefleniyor.
Tarım ve Orman Bakanlığından edinilen bilgilere göre, Türkiye, 752 bin dekarlık örtü altı varlığı bakımından Avrupa'da ikinci, dünyada ise 4'üncü sırada yer alıyor.
Örtü altındaki üretimin yüzde 94'ü sebze, yüzde 5'i meyve ve yüzde 1'i süs bitkisinden oluşuyor.
Bu şekilde 2017'de gerçekleşen 7,8 milyon tonluk üretimin 7,3 milyon tonu sebze, 479 bin tonu ise meyveden oluştu. Söz konusu yılda 12,7 milyon ton domates üretilirken, bu üretimin yüzde 30'una karşılık gelen 3,8 milyon ton örtü altında yetiştirildi.
Sera işletmeciliğinde en önemli kısıt, bitki gelişmesi için uygun sıcaklığı sağlamakta kullanılan yakıt ile ısıtma sistemleri bakım giderleri olarak görülüyor. Bu nedenle ağırlıklı olarak sera varlığı güney sahil şeridinde yoğunlaşıyor.
Türkiye'de 70 ilde örtü altı üretim yapılırken, bu işletmelerin çok büyük bir kısmı küçük aile işletmesi şeklinde çalışıyor. Gerek üretime katkıda gerekse işletmelerin yoğunluğunda Antalya, Mersin, Adana, Muğla, Aydın ve İzmir öne çıkıyor. Bu 6 ildeki işletmeler, örtü altı varlığının yaklaşık yüzde 90'ını oluşturuyor.
Seraları jeotermal ile ısıtma imkanı
Son yıllarda jeotermal kaynakların sera ısıtmasında kullanılmasının yaygınlaşmasına bağlı olarak Afyonkarahisar-Sandıklı, Ağrı-Diyadin, Denizli, Kırşehir, Kütahya, Nevşehir ve Şanlıurfa'da da örtü altı tarımı gelişme gösterdi. Bunun yanında rakımı 600 metrenin üzerinde bulunan bölgelerde de yayla seracılığı yaygınlaşıyor. Kış aylarında da sera üretimi için ısıtma yapılması gerekiyor. Sera üretiminde sürekliliği sağlamak, ürün fiyatlarında aşırı yükselişleri önlemek bakımından önem taşıyor.
En önemli girdi konumundaki ısıtma maliyetinin düşürülmesi için ise Türkiye'nin Avrupa'da birinci konumda bulunduğu jeotermal kaynakların kullanılması hedefleniyor. Söz konusu yer altı kaynağının kış aylarında ısıtma, yaz aylarında ise örtü altında soğutmada kullanılmasıyla yılın 11 ayında üretim yapılması sağlanabiliyor. Yılın tamamına yakınında yapılan sera üretimiyle hem ürünlerdeki arz açığının azaltılması hem de gıda fiyatlarının dengelenmesi amaçlanıyor.
"İlaç olmadan verim artıyor"
Türkiye Jeotermal Derneği Başkanı Orhan Mertoğlu, AA muhabirine, jeotermalın daha ucuza ısıtma sağlayan, yerli ve çevreci bir kaynak olduğunu belirterek, seracılıkta da ısı maliyetindeki avantajı nedeniyle bu imkanın kullanılabileceğini söyledi.
Doğal gazla sera ısıtması yapılması halinde, ürünlerin piyasa fiyatının 2-3 misli olacağına işaret eden Mertoğlu, "Jeotermal seralar, doğal gaza göre daha ucuz maliyetle ısıtma sağlıyor. Bunun için de en uygun kaynak jeotermal enerji. Bu kaynak her yerde yok ancak bulunan yerlerde jeotermal kuyusu açmak, suyu bulmak ve onu ısı olarak serada kullanmak ekonomik oluyor. Jeotermal suyun içinde karbondioksit var. Bu karbondioksidi ayırıp sera atmosferine verince gübreleme yapılmış oluyor. Sera gübrelemesiyle verim yüzde 30-40 artıyor. Bitkiyi büyütücü ilaçlar kullanmaya gerek olmuyor." dedi.
AA