Nahda Hareketi Lideri Gannuşi: "Tunus'u kimin yöneteceğine dair kararı halk ve anayasa verir. Biz, ötekileştirme ve siyasetten men politikaları gibi toplu cezalandırmadan da uzak durduk" "Tunus'u İslami ekonomi merkezine dönüştürmek istiyoruz"
Tunus'taki Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi, ülkeyi kimin yöneteceğine dair kararı halkın ve anayasanın vereceğini belirterek, "Bizler, ötekileştirme ve siyasetten men politikaları gibi toplu cezalandırmadan da uzak durduk" dedi.
Gannuşi, pazar günü Tunus'ta yapılacak genel seçimler öncesi, partisinin, ülke ekonomisine sunduğu politikaları, gelecek cumhurbaşkanlığı seçimine bakışı, siyasi ve sosyal alanda eski rejim mensuplarına yaklaşımına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Demokratik geçiş sürecinin başarısı için birden çok partinin yönetime gelmesine fırsat tanımak için Nahda Hareketi'nin cumhurbaşkanlığı seçimine katılmadığını söyleyen Gannuşi, "Eski rejim mensupları, geçen seçimlere dolaylı katılırken, bu seçime birkaç partiyle giriyor. Bunları eski rejimden saymıyoruz çünkü yıkılan binanın sağlam taşları, yeni binaların yapımında kullanılabilir" diye konuştu.
"Kararı, halk ve anayasa verir"
Nahda lideri, devrik Cumhurbaşkanı Zeynelabidin bin Ali döneminin siyasileriyle koalisyon hükümetinde yer almanın kendileri için sorun teşkil etmediğini vurgulayarak, "Çünkü Tunus'u kimin yöneteceğine dair kararı halk ve anayasa verir. Biz, ötekileştirme ve siyasetten men politikaları gibi toplu cezalandırmadan da uzak durduk. Bu, eski rejimin halka karşı işlediği suçların cezasız kalacağı anlamına gelmiyor ancak kişisel işlenen suçların, cezası da öyle olmalıdır" ifadelerini kullandı.
Tunus'un, hala demokratik geçiş sürecini yaşadığını ve iktidar ile muhalefet mekanizmasını bir arada taşıyacak aşamaya gelmediğini savunan Gannuşi, "Nahda, Mısır'dan edindiği tecrübe sayesinde uzlaşı ve demokrasi yolunu benimseyerek, hiçbir kesimi uzaklaştırmadan anayasayı kabul eden herkese kucak açmaktadır" şeklinde konuştu.
Fakir kesimler için pozitif ayrım
Ülke ekonomisinin iyileştirilmesi yönünde partisinin sunduğu çözümlere de değinen Gannuşi, sistemlerinin, sosyal piyasa ekonomisini benimseyen diğer partilerinkine benzediğini, bunun, devrimi başlatan fakir kesimler için "pozitif ayrım" olduğunu kaydetti.
Gannuşi, ekonomi alanında faaliyet gösteren girişimcileri, İslam hukuk ilkelerine göre şekillendirilmiş sukuk, sigortacılık gibi bankacılık ürünlerini Tunus'a getirmeye çağırarak, "Tunus'u İslami ekonomi merkezine dönüştürmek istiyoruz" dedi.
Ekonomik ve güvenlik sorunları sebebiyle ulusal birlik hükümetine ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Gannuşi, seçim kanununun, hiçbir partiye tek başına hükümeti oluşturma imkanı vermediğini ve oyların dağılımını sağladığını aktardı.
"Kimse geriye dönüş istemiyor"
Tunus toplumunun bölünmesini önlemek istediklerini dile getiren Gannuşi, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Toplumu birleştirici strateji geliştiriyoruz. Toplumun yenilikçiler ve gelenekçiler şeklinde bölünmesine karşıyız çünkü Tunus halkı Müslüman kimliğe sahip. Kimse geriye dönüş istemiyor. Partilerin çoğunluğu, milli birliğe destek veriyor. Tunus, modernlik, İslamiyet ve 'kadının katılımı' etrafında birleşen ülke olacak."
Genel seçimlerin ardından kasım ayında düzenlenmesi planlanan cumhurbaşkanlığı seçimine de değinen Gannuşi, yönetimin geniş kesimler arasında paylaştırılmasını istediklerini ve sandıkla da olsa ülkeyi tamamen hakimiyet altına almaktan kaçındıkları için seçimde aday göstermemeyi tercih ettiklerini söyledi.
Yönetimin tek bir kesimin hakimiyetine girmesinin toplumda bölünmelere yol açacağına işaret eden Gannuşi, şunları kaydetti:
"Bu, demokratik ülkelerde engel değil ama bizim gibi demokrasisi gelişmekte olan ülkelerde hakimiyetin tek bir kesimde olması toplumu böler. Daha önce Tunus ve Mısır'da olduğu gibi. Bunların yaşanmasını istemediğimiz için kendimizi çektik ve diğer partilere yol açtık. Seçimlere tabii ki katılacağız ama adayımız olmayacak."
Gannuşi ayrıca Türkiye, Malezya, Endonezya, Çin ve Körfez ülkelerine açılmak istediklerini belirterek, ekonomi programlarının tek bir bölgeye yoğunlaşmayacağını ifade etti.
Tunus'ta, 17 Aralık 2010'da Muhammed el-Buazizi adlı üniversite mezunu gencin, seyyar satıcılık yaptığı arabasına el konulması üzerine kendini yakması, devrimin fitilini ateşlemişti. Devrim 14 Ocak'ta Cumhurbaşkanı Zeynelabidin bin Ali'nin görevi bırakarak ülkeyi terk etmesiyle sonuçlanmıştı.
Devrimin ardından yeni Tunus Anayasası'nı hazırlamak için 23 Ekim 2011'de Milli Kurucu Meclis seçimleri yapılmış, Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu'ndan açıklanan resmi seçim sonuçlara göre, Nahda Hareketi Partisi 89 sandalyeyle seçimi birinci tamamlamıştı.