Amerika Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi’nde (NASA) çalışan Robotik Teknoloji uzmanı, 31 yaşındaki Bitlis, Tatvanlı mühendis Oktay Arslan, insansız hava araçları (İHA), otonom sistemler üzerinde çalışmaya devam edeceğini söyledi.
Ailesinde üniversiteye giden ilk kişi olduğunu, bundan dolayı önemli kararları tek başına aldığı için büyük bir sorumluluk taşıdığını aktaran Oktay Arslan, kendisiyle mülakat yapan bölüm müdürünün, “Daha önce altı tane mühendislik diplomasına sahip bir aday görmedim” dediğini ifade etti.
Arslan, Kürtçe’nin önemine ilişkin olarak, insanın anadiline hakim olmadan yabancı bir dil öğrenmesinin pek mümkün olmadığını vurguladı.
Oktay Arslan Rûdaw’ın sorularını cevapladı…
NASA’ya nasıl başladınız, işe alınma süreci nasıl geçti, anlatır mısınız?
NASA’nın (Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi) internetteki kariyer web sayfasından bazı pozisyonlar için başvuru yaptım. Telefonda ayrı ayrı üç kişiyle yaptığım sözlü mülakatlar olumlu geçti. Daha sonra merkezlerinde bir sunum yapmak ve başka kişilerle daha detaylı teknik mülakat için davet edildim. Bu aşamadan bir ay sonra resmi olarak iş teklifi aldım ve kabul ettim. Beni seçmelerindeki faktör, sahip olduğum eğitim, proje deneyimleri ve yeteneklerimin yürüttükleri projelerle uyumlu olmasıydı. Bir de mülakatlar sırasında bölüm müdürü, daha once altı mühendislik diplomasına sahip bir aday görmediğini söylemişti.
Bir gün NASA’da çalışacağınızı düşünür muydunuz?
Ortaokuldan beri teknolojiye merakım vardı. Bunda mühendis olan amcalarımın etkisi büyüktur. 1994’te Abdulmecit amcam sayesinde ilk defa bilgisayar ve programlama ile tanıştım. Üniversite tercihleri sırasında iyi bir eğitim vereceğini düşündüğüm İstanbul Teknik Üniversitesi’ne gitmeye karar verdim. Mesleğimle ilgili önemli temelleri burada attım diyebilirim. Lisans ogrencisiyken NASA’da calışmayi hiç hayal etmemiştim. Hatta şu anda çalıştığım laboratuvarın ismini ilk defa, 2007’de üniversitemizi ziyaret eden Dr. Fred Hadaegh sayesinde öğrendim. Çocukken gelecekte hep dozer operatörü olmayı hayal ederdim.
NASA nedir ve neler yapar?
Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD), uzay program çalışmalarından sorumlu kurumdur. Dönemin ABD Başkanı Dwight Eisenhower tarafından 1958 yılında kurulan NASA, sivil alanda uzay ve havacılık üzerine araştırmalar yapmaktadır. Bünyesinde 10 farklı merkezi var ve benim çalıştığım merkez, gezegenlerarası robotik keşif alanlarında faaliyet gösteren, California Institute of Technology’e (Caltech) bağlı olan Jet Populsion Laboratory’dir (JPL).
Bulunduğunuz seviyeye gelebilmek için hangi aşamalardan geçtiniz?
İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği (Kontrol mühendisligi altdalı) bölümünde lisans eğitimine başladıktan bir yıl sonra yazılım, algoritma geliştirme konularını daha iyi öğrenebilmek için bilgisayar mühendisliği bölümü ile çift anadal yaptım. 2006’da elektrik mühendisliği (Kontrol mühendisligi altdalı) bölümünü birincilikle, 2007’de de bilgisayar mühendisliği bölümünden mezun oldum. Aynı yıl TUBİTAK bursuyla İTÜ Savunma Teknolojileri programında yüksek lisans yapmaya başladım.
2009 yılında ABD’nin Atlanta şehrinde bulunan Georgia Institute of Technology’de burslu olarak doktora eğitimine başlamak üzere kabul edildim. Başvuru sureci biraz masraflı olduğundan ve bircok okula basvuru yaptığımdan dolayı ucak bileti alacak param kalmamıştı. İstanbul’daki Fulbright Komisyonu OpportunityGrant adı altında ABD’ye gidiş biletimi karşıladılar.
ABD’de yorucu bir egitim sonrasında 2015 yılında Robotik bölümünden doktora derecemi aldım. Aldığım fazla derslerden ve yaptığım projelerden dolayı uzay/havacılık mühendisliği ve bilgisayar bilimleri alanlarında iki tane daha yüksek lisans derecesi aldım.
Doktora egitimim sırasında Boston’da üç ayrı staj yapma imkanım oldu. Stajlarımdan ikisini Aurora Flight Sciences’ta otonom helikopterlerde planlama üzerine ve sonuncusunu da Mitsubishi Electric Research Laboratories’ta otonom yer araçlarında planlama üzerinde yaptım. Son olarak doktoramın son senesinde staj yaparken aynı zamanda Massachusetts Institute of Technology’de (MIT) misafir arastırmacı olarak bulundum.
Yaptığınız iş tam olarak nedir, pozisyonunuz nedir ve icat yapmak gibi bir durumunuz var mı?
JPL’in Mobilite ve Robotik Sistemler Bölümü’nde Robotik Teknoloji uzmanı olarak çalışan bir mühendisim. Yapay zeka, makine öğrenmesi ve bunların otonom ve robotik sistemlere uygulanması, kısacası, robotların beyni olarak tabir ettiğimiz yazılımların geliştirilmesine katkıda bulunuyorum. Bölümümüzün temel amacı, NASA’nın gelecekteki gezegenlerarası keşif görevleri için ihtiyaç olabilecek yeni robotik teknolojileri geliştirmek ve üretmektir.
Bildiğiniz diller hangileri, anadiliniz Kürtçe’yi ne derece biliyorsunuz?
Kürtçe, Türkçe ve İngilizce biliyorum. Kürtçe’yi eskiden daha iyi biliyordum diyebilirim. Yine de ailem ve çevremle iletişim kurabilecek kadar biliyorum.
İleride memleketinizde bir iş teklifi alırsanız, nasıl karşılarsınız?
Tabii ki olumlu bakarım. Ama once ABD’de kalıp daha çok deneyim kazanmak istiyorum. İleride şartlar elverirse ve yararlı olacağımı düşündüğüm projeler olursa katkıda bulunmak isterim.
Sizin gibi bu alanda çalışma yapmak isteyen Kürt gençlerine tavsiyeleriniz nelerdir?
Çok çalışmaya hevesli olmak, planlı çalışmak, yabancı dillerini geliştirmek ve öğrenmeye açık olmak, sorgulayıcı olmak. Günümüzde internet sayesinde birçok kaynağa ulaşmak mümkün. Mesela “Coursera” ve “Udacity” gibi web sayfalarında dünyaca ünlü kişilerden ücretsiz dersler takip edilebiliyor. Bu konuda kendini geliştirmek istiyorlarsa internetin sunduğu imkanlardan faydalanmalarını tavsiye ederim.
Yapmayı düşündüğünüz çalışmalar neler?
Eğer bir sorun olmazsa NASA’da birkaç yıl daha çalışmayı düşünüyorum. Buradaki Uzay/Havacılık projeleri genelde dort veya beş yıl sürüyor. Başladığım bir projenin tamamlanmasını ve çalıştığını görmek istiyorum. Genel olarak insansız hava araçları, otonom sistemler üzerinde çalışmaya devam etmeyi düşünüyorum. Özellikle otonom sürüş ve kendi kendine giden arabalar bu aralar çok popüler projeler ve ileride bu konuda çok çalışma imkanı olacaktır.
Bitlis’in Tatvan ilesinden NASA’ya uzanan yolculuğunuzu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yaklaşık on yıl once bir insan kaynakları müdürü bana hayata dair birkaç tavsiyede bulunmuştu. Fırsatların insanlara hiçbir zaman altın tepside sunulmayacağını söylemişti. Fırsatların gökyüzünde uçuşan kuşlara benzediğini ve her insanın önüne mutlaka sayısız fırsatın çıktığını belirtmişti. Başarılı insan, öngördüğü fırsatlar için kendilerini sürekli hazırlayan ve beklemede duran, fırsatlar önüne çıktığı zaman onu yakalayıp değerlendiren insandır demişti. Bu tavsiyeyi her zaman kullandığımı görüyorum. Önüme çıkan fırsatları, biraz da şans yardımıyla değerlendirerek bu seviyeye geldim diyebilirim.
Bitlis’e hiç geliyor musunuz, geldiğinizde çevreniz tarafından nasıl karşılanıyorsunuz?
Tatvan’da çok zaman geçirdim diyemem. Çocuklugumu 5 yaşına kadar Elazığ’da geçirdim, daha sonra yaklaşık yirmi sene kadar İstanbul’da yaşadım. İstanbul’dayken yazları firsat buldukça Tatvan’ı ziyaret ediyordum. Bu küçük ilceye eğitim alanında biraz daha yatırım yapılması gerekiyor diye düşünüyorum. ABD’ye geldiğimden beri maalesef iş, maddi ve diğer nedenlerden memleketimi ziyaret etme imkanım olmadı.