Saraybosna otobüs terminalinden hareket eden otobüsümüz ara duraklardan da yolcu alarak Mostar’a doğru ilerledi. Yol boyunca sanki Karadeniz’de seyahat ediyormuş hissine kapıldık. Mostar’da çok sayıda cami var. İnşallah cemaatleri de olur.
Saraybosna ve Mostar notları-Dizi-2
Faruk Çakı[email protected]
***
MEZARLARLA PARKLAR İÇ İÇE
Saraybosna’da dikkat bir nokta da Saraybosna’da dikkat bir nokta da mezarlarla parkların çoğu yerde iç içe olmasıdır. Şehrin en ana caddesinde bulunan parkta, onlarca, belki de yüzlerce tarihî mezar taşı var. İlk bakışta park mı mezarlık mı diye ayırt etmek bile zor. Tabiî ki 1 Mart 1992’den 14 Aralık 1995’e kadar sürmüş olan Bosna Savaşı’nda 100.000’den fazla insan vefat etmiş, 2 milyon kadar insan da yerini yurdunu terk etmek zorunda kalmıştır. Saraybosna da savaştan en çok etkilenen şehirler arasında yer alır. Bu savaş esnasında parkta oynayan çocuklar da çoğu zaman şehit olmuş ve bunların mezarları da şehit oldukları parklarda bulunuyor.
SAVAŞIN İZLERİ DURUYOR
Saraybosna’da, 1992’den 1995’e kadar 3 yıl sürmüş olan Bosna Savaşının izlerini bugün de görmek mümkün. Savaşın tahrip ettiği bazı binalara hiç dokunulmamış ve bir bakıma ‘açık hava müzesi’ gibi muhafaza edilmiş. Şehrin pek çok yerinde de binalardaki kurşun izlerini görmek mümkün. Savaşın izlerinin muhafazası için böyle bir karar alınmış olmaması elbette çok önemli. Başka türlü savaşın çirkin yüzünü görmek ve göstermek mümkün olur muydu?
Gün boyu bütün şehri mümkün olduğu kadar yürüyerek gezmeye çalıştık. Yorulduğumuzda camilere girip hem vakit namazlarımızı kıldık hem de kısmen dinlendik. En iyi gezi yürüyerek olandır. Şehrin arabalarla gezilmesi halinde pek çok ayrıntının kaçırılacağı unutulmasın.
VER ELİNİ MOSTAR
Ziyaretimizin ikinci gününde Mostar’a gitmeye karar vermiştik. İlk günün akşamından plan yaptık. En uygun yolun, Saraybosna’dan hareket eden şehirler arası otobüslere binmek olduğuna kanaatine vardık. Öncesinde de kısa bir araştırma yapmıştık. Sabah erken saatte kaldığımız evden yola çıkarak şehirdeki otobüs terminaline ulaştık. Tabiî ki her noktada dil problemi ortaya çıksa da, gideceğimiz yerin Mostar olması işimizi kolaylaştırdı. Biletlerimizi alarak otobüsün hareket edeceği peronda beklemeye başladık. Biraz sonra Mostar’a hareket edecek otobüs geldi. Otobüsteki yerimizi aldık. Tabiî ki ‘erken gelen oturur’ sistemi uygulanıyor. Yani, biletinizde koltuk numarası olsa da buna pek dikkat edilmiyor. İhtiyaten, otobüsün Mostar’a gidip gitmediğini bir defa daha sorduk. Ya başka yere giderse? Neyse, şoför ve muavin, Mostar’a gideceğini söyledi.
SANKİ KARADENİZ SEYAHATİ
Saraybosna otobüs terminalinden hareket eden otobüsümüz ara duraklardan da yolcu alarak Mostar’a doğru ilerledi. Yol boyunca sanki Karadeniz’de seyahat ediyormuş hissine kapıldık. Maşallah, her yer yemyeşil. Hem tren yolu hem de nehir yatağını takip eden güzel bir yol var. Arabamız, Koniçe (Konjic) kasabasında ihtiyaç molası verdi. Koniçe, Bosna-Hersek’in Bosna-Hersek Federasyonu’na bağlı Hersek- Neretva Kantonu’nda bulunan bir kasaba. Başşehir Saraybosna’nın 50 km uzağında Neretva Nehri’nin kıyısında yer alıyor. Nehrin temiz suyu çevrenin korunduğunun en büyük delili olsa gerek.
BİR BAŞKA BENZERLİK
Saraybosna-Mostar yolculuğunu Karadeniz yolculuğuna benzetmemizin bir sebebi de yol kenarlarında kurulmuş olan sebze ve meyve tezgâhları oldu. Küçük küçük kasabalar, kıvrılan yollar, coşkun akan nehir ve yeşillikler haliyle Karadeniz’i hatırlattı. Koniçe’deki seyyar satıcılardaki fiyatlarla market fiyatları arasındaki uçurum, benzer problemin her yerde olduğuna da bir delil oldu. Seyyar satıcıda 2 km (Konvertibıl Mark ya da Değiştirilebilir Mark, Bosna-Hersek’in para birimidir. Kısaltılmışı km’dir. 1 Avro 1,95583 KM olarak sabitlenmiştir) olan meyveler, marketlerde 5 KM’ye satılıyor. Her yerde benzer dertler...
Mostar’da çok sayıda cami var.
İnşallah cemaatleri de olur.
MOSTAR OTOGARI
Saraybosna’dan hareket ettikten yaklaşık 2.5 saat sonra Mostar Otogarı’na ulaştık. Otogarla şehir merkezi arasındaki mesafeyi yürüyerek kat ettik ve meşhur Mostar Köprüsü’nün üzerinden geçtik. Mostar da Saraybosna gibi küçük, güzel ve temiz bir şehir. Dağlarla çevrili şehrin ortasından akan nehir Mostar’a ayrı bir güzellik katmış. Sokaklarda nizamî dikilmiş ağaçlar ve her medeni şehirde olduğu gibi ağaçların gövdelerine büyüme imkânı bırakılmış. Maalesef bizdeki gibi ağaçlara işkence yok.
Yol boyunca savaşta tahrip olmuş binaları görmek de mümkün. Yugoslavya’nın idaresi altındayken yaşanan zulmün de izleri var. Eski radyo istasyonu bunlardan biri.
Koski Mehmet Paşa Camii
Mostar’daki bu cami Osmanlı Vezir-i Azamlarından ve Timar Defterdarlarından Koski Mehmet Paşa tarafından 1618 tarihinde yaptırılmış. TC Diyanet İşleri Başkanlığı, Tokyo Camii Vakfı işbirliği ile caminin 1992-94 savaşında yıkılan minaresi yeniden yaptırılmış, caminin içi ve dışı tamamen restore edilmiştir. Cami 31 Ağustos 2001 yılında yeniden ibadete açılmıştır. Mostar Köprüsü, en iyi bu caminin bahçesinden görülebilir. Hatta minareye özel izinle çıkıp köprünün daha iyi fotoğrafını çekmek de mümkündür.
Karagöz Bey Medresesi
Karagöz Bey Medresesi (Keyvan Kethüda Mektebi) Bosna Hersek’in Mostar şehrinde bulunuyor ve TİKA tarafından restore edilmiş. 1557’den beri eğitim veren bu medrese, şimdi Yunus Emre Enstitüsü’nün kullanımına tahsis edilmiş durumda.