İrlanda kökenli Amerikalı rahibe Rev Mellen Kennedy, kendi cemaatine hitap eden bir konuşmasında, "HakikÎ Müslümanlar bütü n peygamberlere saygı gösteren kimselerdir. Sizlere istirham ediyorum. Müslüman komşularınızla arkadaşlık kurun. Bilmediğiniz şeylerden korkuyor olmanın tuzağına düşmeyin" dedi.
Bir Rahibenin gözünden İslâmın 5 şartı-Amerikalı rahibe Rev Mellen Kennedy
Takdim:
Bütün dünyada ırkçılığın, şiddetin ve terörün hızla tırmandırılmaya çalışıldığı sıkıntılı günler yaşıyoruz. Yeni Zelanda’da bir camide Müslümanların haçlı zihniyetindeki bir ırkçı tarafından katledilmesi, ardından Sri Lanka’da kilise ve otellere yapılan saldırılarda yüzlerce masum insanın öldürülmesi ve saldırının “IŞİD” tarafından üstlenilmesi ifsad komitelerinin bir “dinler savaşı” çıkarmak için uğraştığının en büyük göstergesi. Bu çatışmaları körüklemeye çalışanların amaçlarından bir tanesi hiç şüphesiz barış dini olan İslâmı bir terör dini olarak lanse ederek insanların İslâm’a yönelişlerini engellemek.
Şiddet ve terörün önlenmesi için Müslümanlara ve başta Hıristiyanlar olmak üzere aklı başında olan diğer din mensuplarına büyük iş düşüyor.
Batı’da ve Amerika’da bu tezgâhın farkında olan pek çok kimse var. İslâm’ın bir “terör dini” olduğu iftirasına şiddetle karşı çıkıyorlar ve çevrelerindeki insanlara bunu anlatmaya çalışıyorlar. İşte bunlardan bir tanesi de Rahibe Kennedy.
Rev Mellen Kennedy, İrlanda kökenli Amerikalı bir rahibe. Hıristiyanlığın Protestan mezhebine mensup. Bağlı bulunduğu cemaatin Hıristiyanlık dışındaki dinleri de inceleyen bir sistemleri var.
Kendini bir “Sufi” olarak tanımlayan Rahibe Kennedy insanlara İslâm’ı anlatıyor.
İslâmın günümüzde dünyada en çok yanlış anlaşılmaya ve iftiraya uğrayan din olduğunu söyleyen Kennedy, insanları küresel medyanın empoze etmeye çalıştığı korkulardan sıyrılıp camileri ziyaret etmeye, Müslümanlarla tanışıp arkadaşlık kurmaya dâvet ediyor.
Biz de, geçtiğimiz günlerde Unitarian Universalist Congregation of Atlanta’da (UUCA) bir araya gelen cemaate İslâm’ın 5 şartını anlattığı bir videosuna denk geldik.
Bir Müslümandan, bir hocadan ya da bir İslâm âliminden değil de bir rahibeden İslâm’ı dinlemeyi gerçekten son derece etkileyici bulduk. Bediüzzaman’ın “Müslüman İsevîler” tabirine uyan vasıfları taşıdığına inandığımız Kennedy’nin videodaki konuşmalarını “Youtube / GençTV” kanalında izleyip yazılı hale getirdik. İsteyenler, “İslâm’ı Bir de Rahibe Kennedy’den Dinleyin!” adlı bu videoyu internet ortamında bulup izleyebilirler.
***
Günümüzde İslâmın dünyada en çok iftiraya uğrayan din olduğuna dikkat çeken Rahibe Kennedy, Atlanta’da bir kilisede Hıristiyan cemaatine İslâmın beş şartını ve güzelliklerini anlatıyor:
Sizden bazılarınızın bir camiyi ziyaret etmiş olmaları ne kadar güzel bir şey. Sizler burada, Atlanta’da ne kadar talihlisiniz. Çünkü sizler benim de sakini olduğum Vermont eyaletinde Müslüman erkek ve kız kardeşlerimize ulaşmak için çok fazla camiye sahipsiniz ve bu da sizin için büyük bir fırsat. Dolayısıyla, her köşesinde cami olan bu yerde bir camiyi ziyaret etmemeniz için hiçbir sebebiniz yok.
Bizim camileri ziyaretimiz şu yüzden önemli: İslâm bugün dünyada en çok yanlış anlaşılıp iftiraya uğramış dindir. Bizler Müslümanların korkusuyla tahrik ediliyor vaziyetteyiz. Korkuyoruz çünkü aslında aptalız. Bu şekilde korktuğumuzda sadece beynimizin bu aşağı kısmını [beynin korku merkezinin bulunduğu kısmı] çalıştırmış oluyoruz ve daha yüksek fonksiyonlarımıza erişemiyoruz. Bütün benliğimiz ve gönlümüzdeki bilginin gücü, yerini o aşağıdaki kısma bırakıyor.
Peygamber’in (asm) damadı (Hz.) Ali (ra) diyor ki: “İnsanlar, anlamadıkları şeylerden korkarlar.” Onun için bugünkü gayem, daha fazla anlayışın ve dolayısıyla daha az korkunun olduğu bir yere dâvet etmek amacıyla, İslâm hakkında sevdiğim şeyleri biraz da olsa sizlerle paylaşmaktır.
İslÂm’ın ilk şartı: La ilahe illallah Muhammedün Rasulullah
İslâm çok pratik bir dindir. Eğer nasıl iyi bir hayat yaşanacağının nasıl iyi bir insan olunacağının arayışı içerisinde iseniz, İslâm sizlere sunacağı muhteşem hazinelere sahiptir.
İslâm hakkında en çok sevdiğim şeylerden biri şudur ki: İslâm önceliklerimizi netleştirmemiz için bizleri hayattaki en önemli şeyin ne olduğunu düşünmeye dâvet ediyor. Bu ne anlam ifade ediyor sizin için? Mal-mülk, para, güç, itibar, aile, nezaket, hizmet, aşk, sanat, merhamet… Senin için bunların hangisi? Eğer bu günden sana hiçbir şey kalmayacaksa bile sadece şu sorumu al ve onu yaşatmaya çalış. Eğer henüz cevabı sende yoksa, cevabını bul. Senin için en önemli şey ne?
İslâm’da cevap gayet açık: La ilahe illallah Muhammedün Rasulullah. Bir olan Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. Bilebileceğimiz her şeyden daha yüce olan sevgi. Buna benzer bir şeyi nasıl ifade ederdiniz?
İslâm buna “La ilahe illallah” demiş. İşte önemli olan budur. Muhammed onun elçisidir, aşkın elçisi… La ilahe illallah Muhammedün Rasulullah…
Namaz: Önemli olana geri dönebilmek ve kalbin sesini duyabilmek için bir buton
Biz insanlarla alâkalı olan şey şudur ki; bizler bizim için önemli olan şeyi açıklığa kavuşturduğumuzda ne yaparız? Unuturuz… İşte biz buyuz, insanız ve en büyük unutucularız. Kaçınız 1 Ocak’ta, yılbaşında tamamen değişmek için kararlar aldınız? Ne kadar uydunuz, dürüst olalım… Bir ay, hatta bir hafta bile bütün bu kararlarınıza uyabildiniz mi? Bizler bunu tamamıyla açıklığa kavuşturup, kararlı olsak dahi her tarafta dikkatimizi dağıtan, niyetimizden saptıran şeylerin içinde kayboluyoruz ve unutuyoruz.
Şair Mary Oliver şiirinde aynen şöyle diyor: Şu yegâne, vahşi [özgür] ve değerli hayatınla yapmayı planladığın şey nedir?
Hayatımızı boşa geçirmemek için bu reset tuşuna düzenli olarak basmaya ve bu yolla merkeze yani kalbimize dönüp bakmaya ihtiyacımız var. Neden burada durduğumuzu, bu hayat için önemli olan şeyin ne olduğunu bilmek için ihtiyacımız var.
Gün boyunca sürekli şöyle bir dur ve kendini muhasebeye çek. Sonunda anlayacaksın ki günümü, haftamı, ayımı hattâ hayatımı boşa geçiremem. İşte Müslümanlar için bu namazla olur. Namaz İslâm’ın ikinci esasıdır. Birinci esas en önemli olanı bilmek için söylenen “La ilahe illallah”tır. İkincisi ise düzenli olarak merkeze dönebilmek ve önemli olanı hatırlamak için butona basmaktır. Namaz zihinsel bir aktivite değil, aksine bütün bedenin aktif olduğu bir eylemdir.
Günde 17 kez bunu yaptığınızda ne kadar çevik olabileceğinizi hayal edebiliyor musunuz? Namaz, aşağı yukarı güneydoğuya, Mekke’ye doğru kılınır. Önemli olan şeye tekrar geri dönebilmek ve kalbin sesini duyabilmek için o butona sürekli basarlar.
Çok pratik değil mi? İşte İslâmın ikinci kaidesini bu yüzden seviyorum.
DİZİ YAZISI-1-Erhan [email protected]