"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş'ın açıklamaları Bediüzzaman'ı hatırlattı

02 Nisan 2018, Pazartesi 18:50
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş, "Şöyle bir niyetimiz var, her alanın uzmanını bulup Kur'an-ı Kerim'i baştan sona tefsir etmek. Yani astronomi ile ilgili ayetleri tefsir ederken bir astronom orada bulunsun." dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesince düzenlenen "Bilgiden Bilince" konulu konferansta, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın en köklü kurumlardan olduğunu dile getirerek, teşkilatın yapısına ilişkin bilgi verdi. 

 

Medeniyetin temelinin ilme ve bilime dayandığını aktaran Erbaş, ilmin de temelinin okumak ve yazmak olduğunu vurgulayarak, öğrencilere tavsiyelerde bulundu.

Prof. Dr. Erbaş, İslam'ın sadece Mekke'deki cahiliyeyi değil, dünyanın her yerindeki cahiliyeyi ortadan kaldırmaya yönelik gönderilmiş bir din olduğunu ifade ederek, "Bilmediğini de bilmeyen insanlardan çekiyoruz ne çekiyorsak. Şu anda hakikaten tüm dünyanın derdi bu. Bildiğini zanneden, 'En iyi ben bilirim, benden başkası bu işi bilmez' diyenlerden çekiyor dünya ne çekiyorsa." ifadelerini kullandı.

'Bilmiyorum başarabilir miyiz ama şöyle bir niyetimiz var'

Prof. Dr. Erbaş, şunları söyledi:

"Bazı ayetleri anlamak için astronomi bilgisi gerekiyor. Astronomi konusunda birkaç makale, kitap okuyan birisi hiç okumayana göre bu ayetleri daha iyi anlar. O yüzden diyorum ki bir kişinin Kur'an-ı Kerim'i baştan sona tefsir etmesi çok zor. Bilmiyorum başarabilir miyiz ama şöyle bir niyetimiz var, her alanın uzmanını bulup Kur'an-ı Kerim'i baştan sona tefsir etmek. Yani astronomi ile ilgili ayetleri tefsir ederken bir astronom orada bulunsun. Müminun Suresi'nin ilk sayfasının yarısından sonra çocuğun ana rahmindeki gelişim süreçleri anlatılıyor. O ayetleri tefsir ederken o alanın bir uzmanı mutlaka hocamızın yanında olsun. Yer, gök bilimleri... Yani bu alanlarla ilgili üniversitede bölümler var, mühendislikler var. Bu uzmanlardan bir araya getirip mutlaka bu ayetleri daha iyi anlama noktasına gitmek gerekiyor." 

Prof. Dr. Ali Erbaş'ın açıklamaları, Din ilimleri ile Fen ilimlerinin birlikte okutulması konusu üzerinde önemle duran Büyük İslam Alimi ve Mütefekkiri Bediüzzaman Said Nursi'nin bir asır önce önemine vurgu yaparak gündeme getirdiği ve din ilimleri ile fen ilimlerinin birlikte okutulması temeline dayanan bir üniversite projesi olan ''Medreset’üz Zehra'' projesini hatırlattı. 

''Medreset’üz Zehra'' ile ilgili detaylı bilgileri haberin sonundaki makalelerden edinebilirsiniz.

"Biz güçlü olduğumuz zamanlar dünya rahat etmiş"

İslam'ın dengesi bozulmuş bir dünyayı dengeye getirmek için gönderilmiş bir din olduğunu vurgulayan Erbaş, şöyle devam etti:

"Biz güçlü olduğumuz zamanlar dünya rahat etmiş. Dünyanın dengesi o kadar bozulmuş ki 3,5 saniyede bir insan açlıktan ölüyor. Tokluktan ölenlerin sayısı, açlıktan ölenlerin sayısını geçmiş. 3 saniyede bir insan çok yemekten ölüyor. Denge nasıl bozulmuş görüyor musunuz? Halbuki dünyanın bozulan dengesini neyle sağlayacaksınız? İnfakla, vermekle, sadakayla, zekatla, hayır hasenatla... İşte bütün bunlar devletin güçlü olmasını sağlayan unsurlar. Sonra, herkesi kucaklayan bir adalet. O ilk sayılanlar güçlü bir devletin ayakta kalmasını sağlayan şeyler. Adalettir, ihsandır, akrabalık ilişkilerinin çok diri olması, bunlar olduğu zaman gerçekten hem aile olarak hem mahalle, ülke olarak güçlü olursunuz. Sadece devlet başkanının adil olmasıyla olacak bir şey değil. Ailede, mahallede, kasaba, ülkede ve dünyada adalet."

***

Kur’ân’ı ancak yüksek bir heyet tefsir edebilir

İfadetü’l-Meram

Kur’ân-ı Azîmüşşan, bütün zamanlarda gelip geçen nev-i beşerin tabakalarına, milletlerine ve fertlerine hitaben Arş-ı Âlâdan irad edilen İlâhî ve şümullü bir nutuk ve umumî, Rabbânî bir hitabe olduğu gibi; bilinmesi, bir ferdin veya küçük bir cemaatin iktidarından hariç olan ve bilhassa bu zamanda, dünya maddiyatına ait pek çok fenleri ve ilimleri câmi’dir.

Bu itibarla, zamanca, mekânca, ihtisasça daire-i ihatası pek dar olan bir ferdin fehminden ve karihasından çıkan bir tefsir, bihakkın Kur’ân-ı Azîmüşşan’a tefsir olamaz. Çünkü, Kur’ân’ın hitabına muhatap olan milletlerin, insanların ahvâl-i ruhiyelerine ve maddiyatlarına, câmi’ bulunduğu ince fenlere, ilimlere bir fert vâkıf ve sahib-i ihtisas olamaz ki, ona göre bir tefsir yapabilsin. Hem, bir ferdin mesleği ve meşrebi taassubdan hâlî olamaz ki, hakaik-ı Kur’âniyeyi görsün, bîtarafâne beyan etsin. Hem, bir ferdin fehminden çıkan bir dâvâ, kendisine has olup, başkası o dâvânın kabulüne dâvet edilemez; meğer ki, bir nevi icmaın tasdikine mazhar ola.

Binaenaleyh, Kur’ân’ın ince manalarının ve tefsirlerde dağınık bir surette bulunan mehasininin ve zamanın tecrübesiyle fennin keşfi sayesinde tecelli eden hakikatlerinin tesbitiyle, her biri birkaç fende mütehassıs olmak üzere muhakkikîn-i ulemadan yüksek bir heyetin tetkikatıyla, tahkikatıyla bir tefsirin yapılması lâzımdır. Nitekim, kanunî hükümlerin tanzim ve ıttıradı, bir ferdin fikrinden değil, yüksek bir heyetin nazar-ı dikkat ve tetkikatından geçmesi lâzımdır ki, umumî bir emniyeti ve cumhur-u nâsın itimadını kazanmak üzere millete karşı bir kefalet-i zımniye husûle gelsin ve icma-ı millet, hücceti elde edebilsin.

Evet, Kur’ân-ı Azîmüşşan’ın müfessiri, yüksek bir deha sahibi ve nâfiz bir içtihada malik ve bir velâyet-i kâmileyi haiz bir zat olmalıdır. Bilhassa bu zamanlarda, bu şartlar ancak yüksek ve azîm bir heyetin tesanüdüyle ve o heyetin telâhuk-u efkârından ve ruhlarının tenasübüyle birbirine yardım etmesinden ve hürriyet-i fikirlerinden ve taassublarından azade olarak tam ihlâslarından doğan dâhî bir şahs-ı manevîde bulunur. İşte, Kur’ân’ı ancak böyle bir şahs-ı manevî tefsir edebilir. Çünkü “Cüzde bulunmayan, küllde bulunur” kaidesine binaen, her fertte bulunmayan bu gibi şartlar, heyette bulunur. [...] Maahaza, kaleme aldığım şu İşaratü’l-İ’caz adlı eserimi, hakikî bir tefsir niyetiyle yapmadım. Ancak ulema-i İslâm’dan ehl-i tahkikin takdirlerine mazhar olduğu takdirde, uzak bir istikbalde yapılacak yüksek bir tefsire, bir örnek ve bir mehaz olmak üzere, o zamanların insanlarına bir yadigâr maksadıyla yaptım.

Risale-i Nur Külliyatından İşaratü-l İ'caz isimli eseri okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/risaleinur/isaratulicaz/#22

***

Konuyla benzer içerikler:

Din ve fen ilimlerinin birlikte okutulduğu bir Bediüzzaman Üniversitesi

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/din-ve-fen-ilimlerinin-birlikte-okutuldugu-bir-bediuzzaman-universitesi_370309

481 yıllık Osmanlı mirasında Bediüzzaman'ı hatırlatan uygulama

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/foto-galeri/481-yillik-osmanli-mirasinda-bediuzzaman-i-hatirlatan-uygulama_450680

Medresetüzzehra: “San’at, marifet ve ittifak”

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/enstitu/medresetuzzehra-san-at-marifet-ve-ittifak_456255

***

Risale-i Nur’u niçin çok okumalıyız, Risale-i Nur, neden bu asra bakan bir tefsirdir?

Risale-i Nur eserleri, muhtevası, telif ediliş tarzı, dili ve düzeni itibariyle diğer İslâmî eser ve tefsirlerden farklıdır.

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/suleyman-kosmene/risale-i-nur-u-nicin-cok-okumaliyiz_414017

Medresetüzzehra bir Esma okuludur

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/enstitu/medresetuzzehra-bir-esma-okuludur_456887

Tabiat

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/enstitu/tabiat_455689

Bu zamanda Risale-i Nur mu okunurmuş?

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/seyda-sultan-zengin/bu-zamanda-risale-i-nur-mu-okunurmus_431088

Risale-i Nur’un dilini çözmek

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/enstitu/risale-i-nur-un-dilini-cozmek_440547

Mehmet Akif: En büyük âlim odur ki; İşaratü’l-İ’caz’ı anlasın...

Mehmet Akif Ersoy'un Büyük İslam Alimi Bediüzzaman Said Nursi ve Kur'an-ı Hakim'in hakikatli ve nurlu bir tefsiri olan Risale-i Nur Külliyatı ile ilgili değerlendirmeleri Risale-i Nur'un muhteva ve mesajının anlaşılması noktasında oldukça önem taşımaktadır.

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/mehmet-akif-en-buyuk-alim-odur-ki-isaratu-l-i-caz-i-anlasin_419602

Doğru İslâmı anlama projesi: Medresetü’z - Zehra

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/halil-elitok/dogru-islami-anlama-projesi-medresetu-z-zehra_389766

Sonsuz gençliği kazanmanın anahtarı: Gençlik Rehberi

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/kultur-sanat/sonsuz-gencligi-kazanmanin-anahtari-genclik-rehberi_436679

Risale-i Nur’dan doğru İslâmiyet dersini alan bir genç...

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/risale-i-nur-dan-dogru-islamiyet-dersini-alan-bir-genc_432625

***

Tıklayınız:

Doğru İslâmı anlama projesi: Medresetü’z - Zehra

Yüksek asrın insanları Bediüzzaman’ı anlıyor

AA

Okunma Sayısı: 5237
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mustafa yahya

    4.4.2018 07:06:16

    Sayın Diyanet işleri başkanı bu niyetlerine ulaştırmasını yüce Allah'dan niyaz ediyorum

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı