Pasif direniş, şiddete dayanmayan mücadele şeklidir. Buna sivil itaatsizlik de denir. Bediüzzaman bunu menfi, şiddetten uzaklaşıp “müsbet hareket etmek” şeklinde tanımlar.
Şiddete dayalı olmayan mücadele, yani müsbet hareket, basit gibi görünür. Ancak, ayırımcı, dışlayıcı, haksızlığa, zulme, gayr-i ahlâkî ve gayr-i insanî anlayışa sahip olanlara silâhtan daha tesirlidir.
Temel esprisi şudur: Hakikate, barışa, demokrasi, iyiye, doğruya güzele ve hedefe ulaşmanın yolu; yüksek bir iman ve cesaretle; şiddete başvurmadan, başkalarına acı çektirmeden kendine acı çektirmektir!
Hindistan’ın bağımsızlığına kavuşturan; sivil itaatsizlik ve pasif direnişin sembol isimlerinden; hatta, pasif ve sivil itaatsizliğin en önemli uygulayıcılarından Mohandas Karamchand Gandhi’ye göre “Ahimsa (şiddet dışı güç, inanç) hayattaki tek gerçek güçtür.1 Ve en büyük güç, Allah’a imândır ve O’nsuz hiçbir şey başarılamaz.2
Şiddet dışı direnişte öldürmek değil, ölmek cesâret işidir.3 Ferdî açıdan da tarih; imânın galiben üstün olduğunu Gandi ile de yazdı. O yalnızdı ve maddî bir gücü yoktu. Teknolojisi ve debdebesiyle mağrur İngilizlere iman gücüyle direnmiş ve Hindistan’a bağımsızlığını kazandırmıştı.
Aslında sivil itaatsizlik doktrininin fikir babası David Thoreau’dur.
Sivil itaasizliğin temel felsefesi özetle şu maddelere dayanır:
- Kişinin kendini feda etmesi, diğer nefislerin feda edilmesinden daha erdemli, faziletlidir.
- Vicdanımıza ters kanun ve politikalara itaat etmek insanlığa aykırıdır.
- Şiddete dayalı yöntemleri kökünden reddetmek gerek.
- En iyi yönetim en az yönetendir.
Peygamberimiz (asm), imân gücünü, “Eğer Allah’ı hakkıyla tanısaydınız, duânızla dağlar yerinden oynardı”4 sözüyle açıklar.
20. asır bize bir imân, cesâret, pasif direnişçi, sivil itiaatsiz, müsbet hareket âbidesini tanıtır: Bediüzzaman Said Nursî. Rejim; asker, polis, mahkeme, savcı, hapis, jandarma, karakol, üniversiteler, idâreci, kanun, basın, hülâsa rejim/sistem her şeyi ile onu durdurmaya, sindirmeye, hattâ yok etmeye çalıştı. 35 yıl boyunca, sürgünden sürgüne, mahkemeden mahkemeye, nezaretten nezarete, hapisten hapise gönderdi. 23 sefer zehirlemiş. (Altı gün kendisine gelemediği zaman olmuştu.)
Sadece imanı, müsbet hareketi, pasif direnişi ve sivil itaatsizliği vardı. Bediüzzaman’ın Gandhi’den bir farkı da, pasif direnişin, sivil itaatsizliğin formüllerini, prensiplerini en ince detaylarına kadar yazması ve bizatihi kendi nefsinde uygulamasıdır.
Dipnotlar: 1- Savaşta ve Barışta, c. 1, s. 114, Navajivan Yay., Ahmedabad. 2- Merton, 2001, s. 65. 3-Age, s. 265. 4- Cami’u’s-Sağîr, 5: 319, Hadîs No: 7448.