Ülkede, Türk misafirperverliğini sembolize eden 'kalbe giden yol mideden geçer' sözünün toplum tarafından 'mideyi tıka basa doldurma' şeklinde anlaşıldığını belirten Demircioğlu, son yıllarda yemek yedikten sonra uyuma alışkanlığının kalp ve damar hastalıklarını tetiklediğini kaydetti. 

Kalp ve damar sağlığını düşünen her bireyin unlu mamullardan uzak durması gerektiğini belirten Demircioğlu, günümüz dünyanın en önemli sorunun yanlış ve dengesiz beslenmeye bağlı obizetelik olduğunu ifade etti. Kalp ve damar sağlığını korumanın yegane yolunun sağlıklı ve dengeli beslenme olduğunu belirten Demircioğlu, kalp ve damar hastalıkları rahatsızlığı bulunan hastaların ilk önce unlu ve yağlı mamullerden uzak durarak sebze ve meyve öncelikli beslenmelerinin sağlıkları için yararlı olacağının altını çizdi. 

Avrupalı turistlerde de ayakta beslenme kültürüne sebebiyle kalp ve damar hastalıkları rahatsızlıklarını daha sık görmeye başladıklarını anlatan Demircioğlu, "Kalbe giden yol mideden geçmiyor. Mideye ihtiyaç fazlası giren her yiyecek kabi besleyen damarları tıkıyor. Mide büyümesi manen de maddeden de kalbi öldürüyor. Hazır, ayakta ve unlu mamul öncelikli beslenmeler maalesef ülkemizde son yıllarda kalp ve damar hastalıklarını arttırdı. Anjiyoların artmasını yegane sebebi yanlış ve dengesiz beslenmedir. Çok üzücü olanda tıkanan damarlar açıldıktan sonra hastalarımızın halen unlu, yağlı ve tuzlu yiyeceklerle beslenme alışkanlığından vazgeçmemeleri. Trafik hata kabul etmediği gibi kalpte hata kabul etmez. Faturası da ağır olur." diye konuştu. 

Kalp hastalıklarından uzak durmak için sofradan doymadan kalkılmasının alışkanlık haline getirilmesinin hayati önem taşıdığını aktaran Demircioğlu, Uzak Doğulu turistler şişman ve kilolu olmalarının nedenlerinden biride 2 öğün beslenme ve unlu mamullerden uzak olmaları olduğunu ifade etti. 

Kalp rahatsızlığı hastaları denizde yüzmelerini tavsiye etmediklerini belirten Demircioğlu, dünyaca ünlü Side'de plajlarda denize giren turistlerin boğulma vakıalarının yüzde 95'nin kalp rahatsızlığına bağlı olduğunu söyledi. 

Kalp rahatsızlığı olan Avrupalı yaşlı turistlerin genelde denizde yüzerken kalp krizi geçirmeleri nedeniyle hayatlarını kaybettiğini dile getiren Demircioğlu, denizde hayatını kaybettikleri için kalp krizinin boğulma olarak göründüğünü dile getirdi.