Uzmanlar, erişkinlerde zor nefes darlığı, bilinç bulanıklığı, sık ve uzun süreli kusma, çocuklarda ise hızlı veya zor nefes alma, vücutta solgunluk ve morarma, beslenememe, uykuya meyil, ateşle beraber döküntü gibi belirtiler konusunda uyarıda bulundu.

Uzm. Dr. Ahmet Özkul, Bursa Esnaf Kadınları Yardımlaşma Derneği (BEKAYDER) üyelerine H1N1 virüsüyle mücadele yollarını anlattı. H1N1 ve mevsimsel grip belirtilerinin birbirine çok benzediğine vurgu yapan Dr. Özkul, şunları sıraladı: “Hastalık, ateş, öksürük, boğaz, baş, yaygın vücut ağrısı, üşüme gibi belirtiler vermektedir. Bazı vakalarda kusma ve ishal de görülebiliyor. Kişiler, belirtilerin başlamasından bir gün öncesi ve 7 gün sonrasına kadar hastalığı bulaştırabilir. Virüs, kapı kolu, masa, bardak vb. yüzeylerde virüs 2-8 saat canlı kalmaktadır.”

HİJYENE GEREKLİ ÖNEM VERİLMELİDİR

Gribin yayılımının engellenmesi için ev eşyalarının temizliğine önem verilmesi gerektiğini anlatan Dr. Özkul, şu önerilerde bulundu: “Grip virüsünün yayılmasını önlemek için, yüzeylerin (masalar, kapı kolları, banyo yüzeyleri, mutfak tezgâhı, oyuncaklar vb) günlük temizlikte kullanılan deterjanlarla temizlenmesi yeterlidir. Hastalara ait çarşaf, çamaşır, havlu ve kap kacak yıkanmadan başkası tarafından kullanılmamalıdır. Bu çarşaflar mümkün olduğunca elle temas edilmeden taşınmalı ve yıkanmalıdır. Hastanın çarşafları, çamaşırları değiştirildikten sonra eller mutlaka sabunlu suyla yıkanmalıdır.”

ACİL MÜDAHALE GEREKTİREN DURUMLAR

Dr. Özkul, yeterli önlem alınmadığında ölüme kadar götüren H1N1’de acil müdahale gerektiren durumları erişkinlerde zor nefes darlığı, bilinç bulanıklığı, sık ve uzun süreli kusma, çocuklarda ise hızlı veya zor nefes alma, vücutta solgunluk ve morarma, beslenememe, uykuya meyil, uyarılara cevap alamama, huzursuzluk, ateşle beraber döküntü şeklinde sıraladı.

H1N1 virüsüne karşı alınacak en önemli önlemlerin başında ise beslenmenin geldiğine dikkat çeken Dr. Özkul, “Enfeksiyonlarla savaş halindeki vücudun bağışıklık sistemini güçlü tutmak da sizin elinizde. Bunu yeterli ve dengeli beslenme ile sağlamanız mümkün. Doğru beslenme için süt ve süt ürünleri, et, balık ve kümes hayvanları, sebze ve meyveler, tahıllar gibi temel basın maddeleri günde en az 3 ana, 3 ara öğünde yeterli miktarda tüketilmeli. Bağışıklık sistemini güçlendiren yararlı mikroorganizmaları (probiyotikleri) içeren süt, yoğurt veya kefir günde en az 2-3 porsiyon/bardak tüketilmeli.” bilgilerini verdi.

BELİRTİLER VARSA SONA ERENE KADAR İSTİRAHAT EDİN

Dr. Özkul, beslenmenin yanı sıra şunları paylaştı: “Virüs bulaşırsa; belirtilerin başlamasından 7 gün sonrasına ya da belirtilerinizin tamamen geçmesinden bir gün sonrasına kadar istirahat ediniz. Hastalığın bulaşmaması için çevrenizdeki kişilerden uzak durunuz. Bulunduğunuz mekanı sık sık havalandırın.