Denizli Devlet Hastanesi’nde 2005 yılında, horlama, uykuda solunum problemi ve uykusunu yeterince alamamak gibi rahatsızlığı olanların bir gece boyunca uykudaki takiplerinin yapılarak problemlerinin belirlendiği iki yataklı Uyku Laboratuvarı'nda 10 yılda 5 bin kişi tedavi gördü.
Sessizliği izole edilmiş olarak ayarlanıp hastaların tamamen evlerindeki gibi uyuyabileceği şekilde hazırlanan ve göğüs hastalıkları uzmanı ile sertifikalı bir teknisyenin görev yaptığı uyku laboratuvarı, çevre illerden de büyük ilgi görüyor.
Denizli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Berna Öztürk, Denizli il merkezi ve ilçeleri başta olmak üzere, çevre illerden de hasta kabul edilen laboratuvarda, 2005 yılından bu yana yaklaşık 5 bin hastaya ulaşıldığını, giderek hasta sayısının artmasıyla son yıllarda yılda yaklaşık 700 hastaya hizmet verildiğini söyledi. Uyku bozukluklarının çok ciddi problemlere yol açabildiğine dikkat çeken Öztürk, “Uyku hastalıkları, uyku sırasında görülen ve uyku kalitesinin bozulması, bireyin dinlenememesi, bilincinin tazelenememesi, gündüz aktivitelerinin bozulması ve bireyin sağlıklı olduğu dönemdeki kapasite ve becerilerinin azalmasıyla seyreden hastalıklardır. Hastalar özellikle horlama ve uykuda solunum durmasının bir yakını tarafından fark edilmesiyle laboratuvarımıza başvuruyor. En büyük şikâyetleri, gece yatıp uyudukları halde sabah yorgun kalkmak ve gün içinde devamlı uyuklamaktır. Böyle kişiler toplum içinde, sinemada, tiyatroda, iş toplantılarında, evde televizyon karşısında, trafikte kırmızı ışıkta beklerken uyuyup kalabilmektedir. Bu kişilerin iş performansları ciddi şekilde düştüğü gibi sosyal ilişkileri bozulmakta, zaman zaman ciddi iş kazaları meydana gelebilmektedir. Bu sebeple uyku bozukluklarının nedenlerinin araştırılması çok önemlidir.” dedi.
Uyku laboratuvarının uyanıklık ve uyku gibi farklı iki şuur durumunun birbirini etkileyen hastalıklarının tanı ve tedavisinin yapıldığı bir yer olduğunu belirten Öztürk; “Burada, uykuda solunum ve uyku problemi yaşayan hastalarımıza elektrotlar bağlanarak onların uyku esnasında ya da uyumak istediğinde ortaya çıkan rahatsızlıkları araştırılmakta ve gece boyunca gerçekten uyuyup uyumadığı, uykunun kalitesi, uyku boyunca kan oksijen değişiklikleri, kalp ritim değişiklikleri, kas hareketleri değerlendirilmektedir. Bu tetkikler sonucunda da hastalarımızdaki horlama veya gündüz uykululuk hali gibi şikâyetlerin sebebi ortaya çıkmaktadır. Sonuca göre uygun tedavi belirlenmektedir. Uyku bozukluğu olan kişilerin bir kısmı kendi isteği ile ilaç kullanmaya başlıyor. Oysa geniş bir hastalık yelpazesine sahip olan uyku bozukluklarının her birinin tedavileri farklıdır ve piyasada görülen ve eczanelerden rastgele satın alınan uyku düzenleyici ilaçlar herkese uygun değildir. Bu nedenle uyku bozukluğu olan kişiler mutlaka uzman desteği almalıdırlar.” diye konuştu.