Bu pazar günü Ankara’da Nazım Hikmet Kültür Merkezinde yapılacak Panele davetlisiniz.
Cumhuriyetin yüzüncü yıldönümüne bir hafta kala, 22 Ekim’de “100. Yılında; Adalet, Meşveret ve Hürriyet Temelinde DEMOKRATİK BİR CUMHURİYET ÖNERİSİ” başlığı altında çok şey ve elbette güncel konular da konuşulacak.
Yeni Asya Medya Grubunun Yönetim Kurulu Başkanı İzzet Atik’in hoş geldiniz konuşmasından sonra Ahmet Dursun’un yöneteceği panelde; eski Bakan ve eski AKP Kurucusu tarihçi Prof. Dr. Hüseyin Çelik, siyaset bilimi hocası Prof. Dr. Ahmet Yıldız ve Yeni Asya GYY Kazım Güleçyüz konuşacak.
İki önemli sonucu olacaktır:
1. Bu önalıcı program, “dindarlar demokrat olamaz” demeye teşne çok sayıda aymaza kuvvetli bir cevap olacaktır.
Gerçekten, bir yandan AKP’nin son on senesinde yerleştirilen ve hoş gösterilen “tek adam rejimi” ve öbür taraftan TV’lerde yayınlanan Selçuklu ve Osmanlı saltanat filmleri ciddi bir “saltanat taraftarlığı” ortaya çıkardı.
“Saltanat taraftarı” olanın aynı zamanda cumhuriyete de taraftar olamayacağı da açık. Yolun sonu ise “cumhuriyet düşmanı” olmakta bitiyor.
Zira bir rejim ya saltanattır ya da cumhuriyettir. Ya devlette imtiyazlı aileler ve sülaleler vardır ya da devlet katlarında hiç kimse imtiyazlı değildir ve çoban dahi cumhurreis olabilme imkânı bulur.
Yani devletin bir numaralı makamına oturma hakkı ya babadan oğula intikal eder ve o sultandır. Ya da o “bir numara” seçimle gelir ve o cumhurbaşkanıdır. Seçim gerçek ve demokratik bir seçim olursa o gerçek bir cumhurbaşkanı ve rejim de gerçek cumhuriyet yani demokratik cumhuriyet olur. Demokrasisi olmayan cumhuriyet cumhuriyet filan değildir. Manasız, isim ve resimden ibaret bir cumhuriyete “cumhuriyet” denmez. Öyle demek cumhuriyetle alay etmektir.
2. Bu şeffaf ve net program “Nurcular Cumhuriyet düşmanıdır” ezberini bu çağda bile tekrar etmeye kalkacak az sayıda kötü niyetli gerçek cumhuriyet düşmanına da sağlam bir tokat olacaktır.
Gerçekten, demokrasiyi öğrenmeye çalışan klasik CHP bile -bilhassa Kemal Kılıçdaroğlu’ndan sonra- Nurcuların cumhuriyet düşmanı olmadığını, aksine demokratik cumhuriyeti bütün sosyal ve siyasi gruplardan daha fazla istediğini anlamaya başladı ve kendisini çek ediyor. Bu Yeni Asya için de büyük bir başarıdır.
Ama bir tayfa var ki dindarların da cumhuriyetçi olabileceği fikrini bir türlü benimseyemiyor. Galiba Cumhuriyet’i gazete adı sanıyor!
Oysa Nurcular diğer dindarlar için siyasette de bir numunedir.
Bu programın bizce en özel iki yönünü de yazalım:
Birincisi Nazım Hikmet Kültür Merkezi pazar günü sabah dokuzdan itibaren misafirler için hazır olacak. Böylece sadece “gel, otur, dinle ve git” değil, “gel, kucaklaş, muhabbet et, ikram et, dinle ve götür” kuralı geçerli olacak.
İkincisi de şu: Yeni Asya Yönetim Kurulu, eski dönemlerdeki bütün yönetim kurulu üyelerini bizzat başkanının eliyle bu programa davet etmiş ve olumlu dönüşler almış.
Yani dememiz o ki Bediüzzaman’a ve cumhuriyetçiliğine yakışan muhteşem bir kucaklaşma olacak.
Bu sebeple program ve iştirakiniz çok önemli.
Bediüzzaman’a ve onun cumhuriyetçiliğine hayran olanlar, birilerine inat, Cumhuriyet Bayramı’nı erkenden kutlamaya başlayacak.
Hepiniz davetlisiniz.