"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cumhuriyetin bayrağı da bayramı da bizimdir-4

Ahmet BATTAL
24 Ekim 2023, Salı
Nahoş bir mecburiyetten ortaya çıkan krizin iyi bir kriz yönetimiyle atlatılması sonucu Pazar günü az sayıda dinleyici huzurunda ve ayrıca ONLİNE olarak icra edilen “Adalet, Meşveret ve Hürriyet Temelinde DEMOKRATİK BİR CUMHURİYET ÖNERİSİ” Panelindeki konuşmaları siz de okuyorsunuz.

Biz bugün ilk üç yazıda neden M. Kemal’e de yer vermediğimizi soran bazı dostlarımıza da cevap vermiş olalım.

Pazar günü de kısaca yazdığımız üzere, cumhuriyet rejimi öncelikle demokratik usullerle ve gerçek bir seçimle seçilmiş bir cumhurbaşkanı ya da devlet başkanı gerektirir.

İkinci olarak, gerçek cumhuriyet kuvvetler ayrılığı prensibine uygun bir idare sistemi gerektirir. Aksi halde, güç sahipleri hukuku değil kaba kuvveti temsil eder. Bu güç sahipleri saltanattaki gibi maziye ve geleneğe de dayansa, başka yolla ve mesela darbe ve devrimlerle elde ettiği bir güce de dayansa durum aynıdır.

Oysa Panelde uzmanlarından ayrıntılarıyla öğrendik ki;

“Cumhuriyetin kurucusu” olarak bilinen M. Kemal ve “ikinci tek adam” olarak tarif edilen İsmet İnönü hiçbir zaman gerçek ve demokratik bir seçimle işbaşına gelmemiş. Her defasında “seçilmiş”ler ama her defasında “tekten seçmeli seçim”le(!) seçilmişler.

Yani bu seçimlerin hepsi göstermelik ve usulen seçimler imiş. Çoktan seçmeli, gerçek ve az çok demokratik seçimlerle seçilmiş ilk cumhurbaşkanımız Celal Bayar imiş.

Ve İnönü bu sebeple olsa gerek “cumhurbaşkanı seçme işini millete bırakırsak ya Said Nursi’yi ya da Konya müftüsünü seçer” demiş.

Zaten biz de defalarca araştırmamıza rağmen M. Kemal’in demokratik cumhuriyet ve cumhuriyetin demokratiklik boyutu hakkında olumlu bir sözünü bile bulabilmiş değiliz.

Onu övenlerin bazıları doğruyu net şekilde söylüyor:

“M. Kemal’in amacı demokrasi ya da cumhuriyet değildi. Onun amacı yeni bir toplum ve devlet modeli ‘yaratmak’tı. Bunun için çalıştı ve başardı.”

Yani diyorlar ki “On yılda on beş milyon genç yaratmak öyle kolay değil. Şirin bir yüzün arkasına gizlenmiş devrimci bir ruh gerekiyor. Acıtıcı inkılaplar yapmak gerekiyor. Bunları elbette halka rağmen yapmak gerekiyor. O halde demokrasiyi fazla da önemsemeye gerek yok.”

Yani demek istiyorlar ki “Birinci Millet Meclisini dualarla açmak da ‘Meclisin asıl vazifesi sultanı ve halifeyi korumak ve güçlendirmektir’ diye kanun çıkarmak da aslında yalandı.”

Onu övenlerin bu konuda söylediği en esaslı tumturaklı yalanlardan biri şu:

“O günün şartlarında önemli olan devletin yeniden güçlü olmasıydı. Dünyada da genel eğilim ‘güçlü devlet’ şeklinde idi.”

Yani demek istiyorlar ki:

“Demokrasi çok da önemli değil. Önemli olan zayıflamış padişahı ve hanedanını kovmaktı. M. Kemal onu başararak demokratik cumhuriyete hazırlık yaptı.”

Bunun cevabı da net:

M. Kemal’in döneminde muhalefetin meşruiyetini ve dolayısıyla rejimin demokratikleşmesini sağlayacak hiçbir gerçek deneme yapılmadı.

Geleneksel Cumhuriyet Bayramı ezberleri ve replikleri, bizi, gerçek cumhuriyeti ve onun gerçek mimarlarını düşünmekten alıkoymamalı.

Şimdiki bir kısım sözde muktedirlerin ve onların ideolojik akıl hocalarının “demokrasi de neymiş, biz İslamî inkılap peşindeyiz” demelerinin aslında “muhafazakâr görünümlü M. Kemal” istemek anlamına geldiğini ve bunu da -maalesef- elde ettiklerini Yeni Asya yirmi senedir yazıyor. Ve iktidarı bu sebeple eleştiriyor.

Yeni Asya Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibinin CHP’yi dönüştürme gayretini ve “demokratik cumhuriyet” isteğini de bu sebeple önemli buluyor.

Okunma Sayısı: 2921
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    24.10.2023 22:13:35

    "Bazen zıd, zıddını tazammun eder Zaman olur zıd, zıddını saklarmış. Lisan-ı siyasette lafz, mananın zıddıdır. Adalet külahını {(*): Bu zamanı tam görmüş gibi bahseder.} Zulüm başına geçirmiş. Hamiyet libasını, hıyanet ucuz giymiş. Cihad ve hem gazâya, bağy ismi takılmış. Esaret-i hayvanî, İstibdad-ı şeytanî; hürriyet nam verilmiş. Zıdlarda emsal olmuş, suretlerde tebadül, isimlerde tekabül, makamlarda becayiş-i mekânî." Sözler - 707

  • Sefer Akgül

    24.10.2023 13:08:41

    Tebrikler hocam Allah razı olsun

  • Hamide

    24.10.2023 06:51:08

    Tebrikler.Kaleminize güç kuvvet , aklınıza sağlık. Allah razı olsun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı