“Hayatta en çok ölümden korkuyorum. Duâ ederek kendimi sakinleştirmeye çalışıyorum. Biliyorum dünyada misafiriz. Kendimi bu yüzden ciddiye almıyorum. Küçücük insanım.”
(Oyuncu Meryem Uzerli, 35 yaşında)
“Ölüm korkusundan yalnız yatamıyorum”
"Cenazelere, etkilendiğim için gidemiyorum. Sonrasında panik atağım çok fazlalaşıyor. Kendimi çok kötü hissediyorum. Yanımda beni tanıyan birisinin olması gerekiyor. Benimle çalışan arkadaşlarımdan biri mutlaka benim odamın yanındaki odada yatıyor. Bir şey olursa sesimi duysunlar diye. Ölüm korkusundan yalnız yatamıyorum.”
(Ses sanatçısı Ebru Gündeş, 44 yaşında)
“Keşke dindar olsaydım”
“Size bir şey söyleyeyim, bu bana hayli saçma geliyor. Çünkü zaten kimse ölümün mekaniğinden, oluş sürecinden, o andan korkmuyor ki; çoğumuz makinelere bağlıyken, kendimizde değilken öleceğiz zaten; o yüzden korkumuz orada değil, yani ölüm gerçekten geldiğinde tabiî ki orada olmuyoruz. Öldükten sonra ise bir şey yok. Ölüm geldiğinde bana o anda ne olacağı o kadar da önemli değil, ama geleceği kaçırmak korkusu gerçekten dehşet verici.”
(Gazeteci/yazar Serdar Turgut, “Ölüm Korkusu” adlı makalesinin sonunda şunları yazmış: “Bu gibi durumlarda insan, "Keşke dindar olsaydım" diyor.)
***
Kabre hazırlıksız giren, denize kayıksız açılmış gibidir.
Hz. Ebû Bekir
Ölmek felâket değildir, öldükten sonra başa gelecekleri bilmemek felâkettir.
İmam Rabbani
Üç şey kalbin paslanmış olmasının alâmetidir: 1. Allah'a ibadetten zevk almamak. 2. Günaha düşmekten korkmamak. 3. Ölümden ibret almayıp dünyaya daha çok bağlanmak.
İbrahim Ethem
Ey insanlar! Ölünce peşinizden size ağlanmadan önce, siz kendinize, kendi halinize ağlayın.
Abdülkadir Geylâni
Hazırlayan: Şüheda Kale