Belediye ve muhtar seçimlerinin üzerinden iki hafta geçti, İstanbul’da büyükşehir belediye başkanlığını kimin kazandığı resmen ilân edilmedi (en azından bu yazı hazırlandığı an itibarıyla durum böyle).
Pelikan medya ve avaneleri tarafından “sandık darbesi”, “en şaibeli seçim” gibi ifadelerle anılan seçimde muhalefet hırsızlık ve usûlsüzlük yapmakla suçlanıyor, ama iddiaları destekleyici maddî bir delil bulunmuş olsaydı yeri ve göğü inletecek olanlar nedense sadece sonuçlara itiraz edip, tekrar tekrar saydırıyor ve bu süreci sündürüp uzatmak için elinden geleni yapıyor. AROG filmindeki futbol müsabakası gibi; topun, sahanın ve hakemin sahibi olan ve oldukça agresif tavırlarla oynayan taraf, maçta geri düştü. Pozisyonların tekrarını izlerken attıkları golleri bile saydırmaya kalkıyorlar. Askeri, polisi, istihbaratı ile bütün güvenlik güçleri elinde olan, kendi atadığı memurların sandık başkanı olduğu, her sandıkta ayrıca görevlisi bulunan ve şaibe iddialarını ortaya atan iktidar, muhalefetin neden ilçe belediyelerinde ve belediye meclisi seçimlerinde aynı organizeli işleri yapmayıp sadece İBB başkanlığı için bu imkânı kullandığını anlatamıyor.
Açık Oy, Açık Tasnif!
Görüldüğü gibi, sonuçlar hakkında tartışmalar uzun süre bitmeyebiliyor, oylarımız anketlerde başka, sandıkta başka, AA'nın sonuçlarında başka (malı nereden alıyor, soğuk zincirinde bekletiyor mu, bekleyen oylar bayatlıyor-oy atlıyor mu, bilmiyoruz) ve YSK'nın açıkladığı sonuçlarda başka çıkabiliyor. Sonra kaybeden taraf “vay efendim, şaibe var” diye ortalığı inletiyor. Aslında çözüm basit: Oyların üreticiden alınıp doğrudan tüketiciye sunulduğu tanzim tasnif sitemi! Bütün vatandaşlar çadıra gelip kime oy verdiğini söyleyecek, arkaya kurulan dev ekranlarda ve televizyonlarda canlı olarak yayınlanacak ve böylece herkes anlık olarak kimin ne kadar oy aldığını canlı takip edecek. Kısaca “açık oy, açık tasnif” mantığı ile işleyecek. Buna kimsenin itiraz edeceğini sanmıyorum.
Kara Delik Fotoğrafı
10 Nisan günü, bilim insanları ilk defa bir gerçek kara delik fotoğrafını yayınladılar. Dile kolay, 55 milyon ışık yılı öteden çekilmiş fotoğraf bu. Kara delik deyince simsiyah bir şey görmeyi bekliyorduk, turuncu renkli bir resim gösterdiler. Hayırlar olsun inşallah. Turuncu rengi görünce iktidardaki parti geldi aklıma. İBB seçimlerinde bi sandıkta kendilerine ait 25 bin oylarının çıkmasını beklediklerini söylemişlerdi. Normal bir sandığın 360 civarında oy alabildiğini düşündüğümüzde, bahsettikleri bu sandığın bir kara delik olması ihtimali birden beni düşüncelere sevk etti. Hiçbir oyun kendisinden kaçamadığı, bütün sandıklara hükmeden bir kara sandık, adeta “sandıkların efendisi”!
Bu arada, 10 bin yıllık bir tarihi olan ve insanlığın ilk yerleşim yeri kabul edilen Göbeklitepe’de bulunan bir figür internette konuşulmaya başlandı, çünkü şeklen, yeni açıklanan kara delik resmine çok benziyordu. Göbeklitepe Şanlıurfa’ya yakın bir bölgede yer alıyor ve 11 Nisan Urfa’nın kurtuluşu... Bütün bunları birleştirince ağzımdan şu türkü döküldü: “Kara delik Hubble’si / Le le le le canım… ”
“Ak dediler, kara çıktı!”
Köprü ve otoyol gibi devletin kullanım garantisi verdiği mega projelerin 2018 yılı garantilerini karşılamak için önümüzdeki günlerde 3 milyar 650 milyon lira ödeme yapılacağı söylendi. Yaklaşık “4 milyar, sen milyor” bu ödeme bizim cebimizden çıkıyor. Projeleri yapanlar, “AK” dediler, paralar akıyor maşallah… Geçen, geçmeyen, kaçan... İstisnasız, herkes kapılıyor bu akıma… Her şeyi yutan bir kara delik, bir bakıma… Ali Dilki’nin bir şiirinde dediği gibi “Her taraftan para çıktı, ak dediler kara çıktı”, Projelerin rengine de AK diyorlar, ama kara çıkıyor, vatandaşın cebinden durmadan para çıkıyor! Hele yapımı devam edilen şehir hastaneleri bitip uzun yıllar boyu devam edecek garanti ödemeleri yapılınca, o zaman kara delik özelliği daha net anlaşılacak!