Güncel |
Sorunların çözümü iman kardeşliğinde |
DEMOKRAT Eğitimciler Derneği, ‘Bediüzzaman Said Nursî’ye Göre Bunalımların Çözümünde İslâm Kardeşliğinin Rolü’ konulu bir seminer düzenledi. Derneğin Fatih’teki merkezinde düzenlenen seminere gazetemiz Genel Yayın Müdürü Kâzım Güleçyüz konuşmacı olarak katıldı. Dernek Genel Başkanı Naci Tepir, yaptığı açılış konuşmasında derneğin faaliyetleriyle ilgili bilgileri aktardıktan sonra sözü Kâzım Güleçyüz’e bıraktı. Güleçyüz, konuşmasında, imanın getirdiği kardeşlik ve muhabbet bağlarının İslâm kardeşliğinin temelleri olduğunu kaydederek, “Ancak mü’minler kardeştir” âyet-i kerimesi ile “Ey Allah’ın kulları, kardeş olunuz” hadis-i şeriflerini hatırlattı. Yunus Emre’nin ‘Yaratılanı hoşgördüm, Yaradandan ötürü” deyişinin de bu mânâyı dile getirdiğini vurgulayan Güleçyüz, “İman ve İslâm temelli kardeşlik anlayışını hayatımıza yansıtmalıyız. Bunu başarabilirsek, çok büyük görünen sorunların aslında basit şeyler olduğunu görürüz. Bizi rahatsız eden nahoş durumları ve fikir ayrılıklarından doğan olumsuzları aşmak için, çok daha sağlam ve kalıcı olan iman kardeşliği bağlarını hatıra getirmeliyiz” dedi. Güleçyüz Uhuvvet Risâlesi’nde geçen “Rabbimiz bir, Hâlıkımız bir, Rezzakımız bir, Peygamberimiz bir, kitabımız bir, kıblemiz bir....” gibi birlik, beraberlik ve kardeşliği anlatan cümleleri hatırlatarak, “Kardeşlik mânâsını ayakta tutmak için, yine Üstadın ‘Biz muhabbet fedaileriyiz, husûmete vaktimiz yok’ sözünü esas almalıyız” diye konuştu. İslâm kardeşliğinin birçok toplumsal sorunun çözümü olduğunu belirten Güleçyüz, her ortamda yaşanacak İslâm kardeşliği sayesinde daha dünyadayken cennet atmosferinin yaşanabileceğini kaydetti. “Kardeşlik” ortak paydasında birleşildiği takdirde ihtilâf mevzularının küçüleceğini ve kavga sebebi olmaktan çıkacağını söyleyen ve birleşmenin önemine vurgu yapan Güleçyüz, hakka hizmeti esas alan cemaatler arasındaki ilişkilerde ‘Gelin bizim çatımız altında birleşelim’ demenin doğru olmadığını, prensiplerde birleşilmesi gerektiğini kaydetti. Güleçyüz, Bediüzzaman’ın “Zaman cemaat zamanıdır” sözünü hatırlatarak, dine ve dindarlara yönelik taarruzların, dahilî ihtilâflar dolayısıyla daha tahripkâr boyutlar kazanabildiğine dikkat çekerken, bunları aşmanın yolunun da ittihaddan geçtiğini söyledi. İslâm kardeşliği zayıfladığında kavgaların başladığını kaydeden Güleçyüz, yıllardır silâhlarla bitirilemeyen ve son zamanlarda açılımlarla çözüme kavuşturulmaya çalışılan terör konusuna da değindi. Güleçyüz, “On binlerce can gitti, büyük ekonomik kayıplar verildi. İlişkilerde kardeşlik ve şefkat mânâları hakim olsaydı bunlar olmazdı” dedi. Güleçyüz, ‘İslâmî düşünce hakim olsaydı Türk-Kürt sorunu ve buna bağlı olarak ortaya çıkan terör fitnesi olmazdı’ fikrinin, “Kürt siyaseti” yapan kesimlerdeki sağduyu sahiplerince de dile getirildiğini aktardı. Seminer, soru-cevap bölümüyle sona erdi.
NECİP EYVAZOĞLU-İSTANBUL |
18.11.2010 |