Güncel |
50 yıl sonra Beyazıt’ta |
DAHA sonra sözü devralan Bediüzzaman Beşlemesi yazarı İslâm Yaşar ise Bediüzzaman’ın İstanbul hayatını özetlediği konuşmasında şu ifadeleri kullandı: Zaman, 1910 yılı baharıydı. Fakat memlekette hazan halleri yaşanıyordu. Çeşitli iç ve dış mihraklar tarafından aylarca tahrik edilen bazı askerlerin ve sivil grupların, başlattıkları ‘31 Mart İsyanı’ hızla yayılmıştı. Hadiselerin kontrolden çıktığını gören Bediüzzaman, Harbiye Nezareti’ne gitmiş, şeriat adına yapıldığı iddia edilen isyanın, aslında şeriata aykırı olduğunu anlatan müessir bir konuşma yapmıştı. Onun, makul teşbihlerle anlattığı imanî, Kur’ânî hakikatleri dinleyen sekiz tabur asker de kışlasına çekilmişti. O isyana mani olmak için her çareye başvurduğu halde Selânik’ten gelen Mahmud Şevket Paşa komutasındaki Hareket Ordusu şehre hâkim olunca aralarında bazı meşhur isimlerinin de bulunduğu yüzlerce insanla birlikte o da Beyazıt’taki Bekirağa Bölüğü’ne hapsedilmiş ve çıkarıldığı Divan-ı Harb-i Örfî Mahkemesinde idam talebiyle yargılanmıştı. “Sen de şeriat istemişsin?” ithamına, “Şeriat’ın bir hakikatine bin ruhum olsa fedâ etmeye hazırım! Zira şeriat, sebeb-i saadet ve adâlet-i mahz ve fâzilettir. Fakat ihtilâlcilerin isteyişi gibi değil” diyerek cevap vermişti. “İttihad-ı Muhammediyeye (asm) dahilmişsin?” diye sorulduğunda “Maaliftihar! En küçük efradındanım. Fakat benim tarif ettiğim vecihle. Ve o ittihaddan olmayan, dinsizlerden başka kimlerdir bana gösterin” diyerek o kudsî mensubiyeti de kendi tarif ettiği şekliyle sahiplenmişti. Mahkemede yaptığı bu gibi müdafaalarda hareketlerin ve sözlerinin doğruluğunu onlara da kabul ettirerek idam talebi ile girdiği mahkemeden beraat kararı alarak çıkmıştı. Ardından da ‘Allah’ın en çok sevdiği hareketi yapmış ve zalimlerin zulmünü yüzlerine karşı haykırarak’ etrafında toplanan heyecanlı kalabalıkla birlikte Beyazıt’tan Sultanahmed’e doğru yürümüştü. “Zalimler için yaşasın Cehennem! Zalimler için yaşasın Cehennem!” Aradan yüz sene geçti. Bediüzzaman Said Nursî, aynı şanla, ihtişamla bugün yine Beyazıt Meydanı’nda. Bediüzzaman’ı âleme alenen ilân etmek maksadıyla “Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR’ı” Edirne’den hareket ederek Türkiye yollarına çıktı. Gittiği yerlerde şehrin en büyük meydanında karşılandı. Onun vesilesiyle mânen Bediüzzaman’ı karşılayan insanların gönlüne birer TIR dolusu muhabbet armağan etti. Nihayet bugün de Beyazıt Meydanı’na geldi. Bediüzzaman Said Nursî, İstanbul’a her gelişinde uğrardı bu meydana. Bazen insanlarla selâmlaşarak geçer, bazen vecd içinde Beyazıt Camii’ne girip ihlâslı hafızların okuduğu Kur’ân’ı dinler, bazen ‘sesinin güzel olmadığından yakınan hafızların kulaklarını çınlatır’dı. 1959 yılının son gününde, İstanbul’a yaptığı veda ziyaretinde de bu meydana gelmek istemişti. Fakat bazı gazetecilerin şirretlikleri yüzünden şehirden hemen ayrılmak zorunda kaldığı için gelememişti. O ziyaret, vefatından elli yıl sonra mânen gerçekleşti. Bugün Beyazıt Meydanı tarihî günlerinden birini daha yaşıyor. Çünkü Bediüzzaman Said Nursî, ruhen Beyazıt Meydanı’nda.” Büyük projenin detayları YENİ ASYA Gazetesi tarafından Said Nursî’nin vefatının 50. yılı dolayısıyla hayata geçirilen Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR'ı, bir aylık zaman diliminde Türkiye’yi baştanbaşa dolaştı. Toplam 55 il sınırına uğrayan Hizmet TIR'ı, 49 şehirde program yaptı. 2010 Kur’ân yılı dolayısıyla Bediüzzaman Hazretlerinin, ‘Kur’ân’ın doğru anlaşılması’ ilgili görüşlerini geniş kesimlere aktarma amacıyla yola çıkan Hizmet TIR'ı, gittiği şehirlerin şehir merkezinde, programlar düzenledi. Gezilen şehirlerde çeşitli yazarlar konuşmalar yaptı, seminerler verildi. Ayrıca programları izlemeye gelen ziyaretçiler için on binlerce Bediüzzaman Kimdir?, Aydınlar Konuşuyor, Bediüzzaman’ın Eğitim Modeli ve 5. Ulusal Risale-i Nur Kongresi Sonuç Deklarasyonlarını içeren broşürler dağıtıldı. |
18.10.2010 |