Güncel |
Şartsız, sınırsız özgürlük |
Başörtüsü sorunu son günlerin en çok tartışılan gündemi olmaya devam ederken, 6 yıldır haftalık ve aylık “başörtüsüne özgürlük” eylemleri düzenleyen bazı platformlar ve başörtüsü sorununun çözümü için çaba sarf eden sivil toplum kuruluşları ortak bir bildiri yayınladı. BAŞÖRTÜSÜ sorunu son günlerin en çok tartışılan gündemi olmaya devam ederken, 6 yıldır haftalık ve aylık başörtüsüne özgürlük eylemleri düzenleyen bazı platformlar ve başörtüsü sorununun çözümü için çaba sarf eden sivil toplum kuruluşları ortak bir bildiri yayınlandı. İçinde Tokat’tan TOKAD, Özgür Yazarlar Birliği, Tasfiye Dergisi ve Özgür Eğitim-Sen Tokat İl Temsilciliği’nin de yer aldığı 26 platform ve kuruluşun imzasını taşıyan “Müsamaha değil, başörtüsüne şartsız, sınırsız özgürlük!” başlıklı bildiride yasakçı uygulamanın sorumlusu olarak Kemalist zihniyeti gösterilirken, yasak karşıtı mücadelenin de sistemin yasakçı tabiatına karşı yürütüldüğü ifade edildi. Başörtüsüne özgürlüğün, herkes için hak ve adaletin sağlandığı bir bütünlükte anlamlı olacağı belirtilen bildiride başörtüsü sorununun partiler arası malzemeye dönüştürülmesinden duyulan rahatsızlık da dile getirildi.
Başörtüsü engeli olmadığı niye fakültelere bildirilmiyor?
ANKARA İnanç Özgürlüğü Platformu’nun 246. basın açıklamasında, başörtüsü sorununun halledilmesiyle ilgili şimdiye kadar ciddî bir adımın atılmadığı belirtildi. Abdi İpekçi Parkı’nda yapılan açıklamada, Ankara İlahiyat Fakültesi’nde başlayan ve günümüze kadar gelen başörtüsü sorunun halledilmediği gibi daha da karmaşık bir hal aldığı belirtildi. Açıklamada, “Kız çocuklarının okullarına girmelerinin hukuken hiçbir engeli yoksa bu neden bir genelge ile tüm fakültelere bildirilmiyor? Rektörlüğün başörtülü kız öğrencileri okula almamaları, kılık kıyafet yönetmeliği bahanesiyle de olsa, hukuksuz bir uygulama ise neden bu keyfi uygulamaların önüne geçilmiyor?” diye soruldu. Diğer yandan bütün siyasî partilerin birdenbire “başörtüsü sorununu biz hallederiz” edası ile ortaya çıktıklarını ifade edilen açıklamada, bu konuda hiçbir ciddî teklif getirilmemesinin yaklaşan seçimlerde oy kaybına uğramak endişesi ile böyle bir yola başvurdukları iddia edildi.
Başörtüsü yasağı sivil anayasa ile çözülür
KOCAELİ Gönüllü Kültür Teşekkülleri Platformu’nun İzmit İnsan Hakları Parkı, Özgürlük Meydanında yaptığı 287. hafta basın açıklamasında da Yüksek Öğrtim Kurumu’nun (YÖK) başörtülülerin tutanakla içeri girebilirsiniz talimatına rağmen hâlâ bazı üniversitelerde yasağın devam ettiği belirtildi. YÖK’ün tutanak uygulaması ile öğretim görevlisi ile öğrenciler karşı karşıya gelmek zorunda bırakıldığı ifade edilen açıklamada, şöyle denildi: “Üniversiteler içerisinde tutanak uygulamasından bir an önce vazgeçilmelidir. Hukuk uygulanırsa başörtüsü yasağı olmadığı, başörtüsünün de hiçbir şekilde sorun olmadığında kuşku yoktur. Ancak Türkiye hâlâ vesayetin izlerini üzerinden tam anlamıyla atamadığı için başörtülü kızlarımıza yapılan haksızlıklar yer yer devam etmektedir. ‘Yasağın hukukî dayanağı yok uygulama ile yasak kalkar’ sözleri ikna edici olmamaktadır. Yürürlükteki Anayasa hükümleri ve kanunlar başörtüsü yasağının hukukî dayanağının bulunmadığını açıkça ortaya koymakta ise de ‘yleyse neden yasak sürüyor?’ sorusuna cevap teşkil etmiyor. Mağduriyetleri gidermiyor. YÖK’ün yazısı hukuk dışı yasağın kaldırılmasında önemli bir aşama olmakla birlikte, farklı yorumlara ve uygulamalara meydan vermeyecek, başörtüsü yasağını tamamen gündemden kaldıracak anayasal bir düzenleme yapılması zorunlu görülmektedir. Bu düzenlemenin yeni bir anayasa değişikliği ile değil, yeni sivil anayasa içinde özgürlükler bağlamında yer alması daha uygun olacaktır.” |
18.10.2010 |
Fehdi, Yeni Asya’yı ziyaret etti |
İSLÂM Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) konsey üyesi Faslı Dr. Abdulfettah Fehdi Yeni Asya’yı ziyaret etti. İDSB’in 10. konsey toplantısı için İstanbul’a gelen konsey üyesi Faslı Dr. Abdulfettah Fehdi beraberindeki Dr. Houssine Bouayad ve Oussama Fehdi ile gazetemizi ziyaret etti. Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular ile görüşen Fehdi, İDSB’in konsey toplantısı için İstanbul’a geldiklerini Yeni Asya’ya da nezaket ziyaretinde bulunduklarını söyledi. Kutlular da ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Yeni Asya’nın hizmetleri hakkında bilgi verdi.
İstanbul / Said Temur |
18.10.2010 |
Deniz fenerleri teknojiye ayak uydurdu |
DİLİNDEN sadece denizcilerin anladığı, çağlar boyunca ışıklarıyla yol göstererek karanlık gecelerde denizcilerin yol arkadaşı olan deniz fenerleri, teknolojiye ayak uydurarak 3G’li sisteme geçti. Kıyı Emniyeti Çanakkale Müdürü İsmail Durgun, yaptığı açıklamada, fenerciliğin eskiden babadan oğula geçtiğini hatırlattı. Deniz fenerlerinde 3G teknolojisine geçildiğini ve artık uzaktan kumanda ve remot kontrol gibi sistemlerin birlikte kullanıldığını ve fenerlerin merkezi sistemle kontrol edildiğini belirten Durgun, fenercilerin artık fenerin başında beklemediğini bildirdi. Durgun, şöyle dedi: ‘’Fenerciler büyük bir külfetten kurtuldu. Fenerlerimizin kontrolü merkezi Kepez’de bulunan baş teknisyenlik binamızda yapılmakta. Orada, hangi fenerde arıza var, fenerin ampulü mü patlamış, aküsündeki enerji mi yetersiz, onu baş teknisyenliğimizdeki merkezden görebiliyorlar. Hatta son teknolojik sistem olan 3G’li sistemde, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğümüz İstanbul’dan, Türkiye’nin bu sisteme dahil olan fenerleri görebiliyor. Oradan uyarılarak, fenerdeki arıza giderilmeye çalışıyor. Merkezle iletişim GSM kanalıyla yapılıyor. Her seyir yardımcısının üzerinde bulunan GPS ile o anki koordinatları sürekli kontrol altındadır.’’ |
18.10.2010 |
ÇODEM’le okullarına döndüler |
OKULLARINI terk ederek ya da devamsızlık yaparak sokakta çalışan çocuklar, Erzurum Valiliği tarafından hayata geçirilen Çocuk Danışma ve Eğitim Merkezi (ÇODEM) Projesi kapsamında verilen eğitimle okullarına döndüler. Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü, İl Millî Eğitim Müdürlüğü ve Polis Meslek Yüksek Okulu Polis Araştırmaları Merkezi tarafından yürütülen proje kapsamında, ortaöğretimden sonra liseye kayıt yaptırmayan, ortaöğretimde okuduğu halde derslerine girmeyerek, sokakta çalıştırıldığı tesbit edilen 100 çocuğa ÇODEM’de farklı konularda eğitim verildi. Çocuk işçiliğinin önüne geçilmesi amacıyla Yıldızkent semtinde, 6 ay önce hizmete açılan ÇODEM’de verilen eğitimlerin ardından, ortaöğretimden sonra liseye devam etmeyerek, sokakta çalıştırılan 20 çocuktan 5’i lise okumak için açıköğretime kayıt yaptırdı. Ortaöğretimde okuduğu halde devamsızlık yaparak, sokakta çalışan 80 öğrenci de ÇODEM’de verilen eğitimin ardından, okuluna düzenli olarak gittiği, derslerinde de öncesine göre çok daha başarılı olduğu tesbit edildi. |
18.10.2010 |
Hem vekili hem şoförü |
VAN'IN Edremit ilçesi belediye meclis üyesi ve başkan vekili Nesimi Uzan, tasarruf amacıyla belediye başkanının makam şoförlüğünü de yapıyor. Edremit Belediye Başkanı Abdulkerim Sayan, yaptığı açıklamada, 28 Mart'taki seçimlerin ardından ilk iş olarak belediyeye ait borçların ödenmesi için çalışma başlattığını söyledi. Personel borçlarının ve personele ait SGK pirimlerinin ödenmesinden hemen sonra ilçede hizmete başladıklarını belirten Sayan, hizmetin aksamaması için belediyede tasarruf uygulamasına gidildiğini kaydetti. Tasarruf tedbirleri kapsamında, makam aracı için ayrı bir personel alımına gitmediklerini anlatan Sayan, makam şoförlüğünü, ilçe dışında bulunduğu dönemlerde belediye başkan vekilliği görevini de yürüten meclis üyesi Nesimi Uzan’ın yaptığını ifade etti. |
18.10.2010 |
TV bağımlılığı başarıya engel |
PSİKOLOJİK Danışman ve Eğitimci Yazar Fatih Kalkınç, “En başarılı öğrenciler, evlerinde televizyon bağımlılığı olmayanlardır” dedi. Burdur’un Gölhisar ilçesinde faaliyet gösteren Eğitim Gönüllüleri Yardımlaşma ve Yaşatma Derneği tarafından velilere yönelik “Okul Evde Başlar” konulu konferans düzenlendi. Gölhisar Düğün Salonu’ndaki konferansa konuşmacı olarak katılan Psikolojik Danışman ve Eğitimci Yazar Fatih Kalkınç, televizyonun aile ve okul hayatına olumsuz etkilerine dikkat çekti. Kalkınç, “En başarılı öğrenciler, evlerinde televizyon bağımlılığı olmayanlardır” dedi. Çocukların başarılı olabilmeleri için akşam televizyon izlememesi gerektiğini ifade eden Kalkınç, ailelerin en çok düştüğü hatanın evde televizyon açıkken çocuğun ders çalışmasını istemek olduğunu vurguladı. Kalkınç, başarılı çocukların evlerinde televizyonun belirli saatlerden sonra açılmadığını gördüklerini vurgulayarak, “Elinden kumandayı düşürmeyen babanın, çocuğun derslerinden yakınmaması gerekir. Akşamları saat 18.00’den sonra mümkünse evde televizyon seyredilmesin. Geç saatlere kadar izlenilen televizyon çocukları olumsuz etkiler” diye konuştu. “İlgisizlik” kavramı üzerinde de duran Kalkınç, insanların her yaşta ilgiye muhtaç olduğunu dile getirdi. Ayrıca, aile içi iletişim ve çocuklara karşı yaklaşım konusunda sahnede somut örnekler sunan Kalkınç, televizyon programları ve cep telefonunun olumlu ve olumsuz yönlerini anlattı. |
18.10.2010 |
Türk-Amerikan ilişkileri bütün boyutlarıyla ele alınacak |
Amerikan-Türk Konseyi’nin (ATC) 29’uncu yıllık konferansı, bugün Washington’da başlıyor. ATC, Türkiye’nin Amerikalı Dostları (AFOT), Türk-Amerikan İş Konseyi (TAİK) ve Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi (DEİK) tarafından düzenlenen konferans çerçevesinde, 18-20 Ekim günleri arasında düzenlenecek panellerde Türk-Amerikan ilişkilerinin tüm boyutları ele alınacak. Konferansta Türkiye’den Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) / Türk-Amerikan İş Konseyi (TAİK) Başkanı Haluk Dinçer, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Amerikan tarafından da Savunma Bakanı Robert Gates, Ulusal Güvenlik Danışmanı James Jones, Dışişleri Bakanlığının Avrupa ve Avrasya’dan Sorumlu Bakan Yardımcısı Philip Gordon, Eximbank Başkanı Fred Hochberg, Enerji Bakan Yardımcısı Dan Poneman’ın aralarında bulunduğu çok sayıda üst düzey davetli yer alacak. Ritz Carlton Oteli’nde düzenlenecek olan “2010: Ortak Hedeflere Ulaşmak” temalı konferansta, ABD ve Türkiye’deki iş ve yatırım ortamlarına dair görüş alışverişinde bulunulacak. Güvenlik ve savunma alanları ile savunma sanayinde işbirliği, ticaret ve yatırım, enerji, dış ilişkiler, bankacılık ve finans, inşaat ve altyapı, tarım ve gıda sanayi, Avrupa Birliği gibi alanlarda üç gün süreyle paneller düzenlenecek. Konferansın yapıldığı tarihlerde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Aralık ayındaki ABD ziyareti sırasında temelleri atılan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Babacan ile Devlet Bakanı Çağlayan’ın koordinatör bakanlar olarak tayin edildikleri “Türkiye-ABD Ekonomik ve Ticarî Stratejik İşbirliği Çerçevesi”nin bakanlar düzeyindeki ilk toplantısı da yapılacak. |
18.10.2010 |
Hakim ve savcılar sandığa gitti |
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyeliği için dün seçim yapıldı. Her ilde, il seçim kurulunun yönetim ve denetimi altında yapılacak seçimde, o ilde ve ilçelerinde görev yapan hakim ve savcılar oy kullandı. Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) adlî ve idarî yargı seçim çevrelerini esas alarak oluşturduğu kesin seçmen listelerinde yer alan 10 bin 471 adli ve bin 268 idarî hakim ve savcının oy kullandığı seçimde, en çok oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilmiş oldu. Oylarda eşitlik halinde YSK, kura çekerek sıralamayı tesbit edecek. Sandıklar saat 17.00’de açıldı. HSYK üyeliği için 7 asıl ve 4 yedek üye adlî yargı, 3 asıl ve 2 yedek üye idarî yargıdan seçildi. İstanbul’daki hakim ve savcılar da HSYK seçimi için oy kullandı. Hakim ve savcılar, sabah saatlerinden itibaren Sultanahmet’teki İstanbul Adalet Sarayı, Bakırköy ve Kadıköy adliyeleri ile Yenibosna’daki Bölge İdare Mahkemesi’ne gelerek oy kullandı. |
18.10.2010 |
Genel Kurul’da RTÜK için seçim yapılacak |
TBMM Genel Kurulunda, CHP kontenjanından RTÜK üyeliğine seçilen Mehmet Dadak’ın vefatı sebebiyle boşalan üyelik için yarın seçim yapılması bekleniyor. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, TBMM Başkanlığına yazı yazarak, RTÜK’ten boşalan üyeliğe, CHP Grubunca Korkmaz Alemdar ve Recep Bülent Tarhan’ın aday olarak belirlendiğini bildirmişti. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, aynı gün, bir saat sözlü soruları cevaplayacak. MHP’nin, Türk sporunun sorunlarının ve çözüm önerilerinin belirlenmesi için verdiği araştırma önergesi de yarın görüşülecek. Müzakerelerin ardından Meclis Araştırma Komisyonu kurulacak. Genel Kurulda, 20 Ekim Çarşamba günü, 1-30. maddeleri kapsayan 1. bölümünün tamamı üzerindeki görüşmeleri tamamlanan Sayıştay Kanunu Teklifinin görüşmelerine devam edilecek. TBMM Genel Kurulunun, yarın 15.00-20.00, 20-21 Ekim günleri ise 14.00-20.00 saatleri arasında çalışması bekleniyor. TBMM Çevre Komisyonu, 20 Ekim Çarşamba günü, ikili anlaşmalara ilişkin 4 kanun tasarısını ele alacak. Kanser Araştırması Komisyonu, 21-22 Ekim günleri Nevşehir’e giderek incelemelerde bulunacak. Komisyon, mezotelyoma kanserlerine karşı alınan tıbbi ve idari önlemler konusunda brifing alacak. |
18.10.2010 |
SP Erbakan Ailesine emanet |
SP Olağanüstü Kongresinde, 88 delegenin teklifi ile aday gösterilen Necmettin Erbakan, tek aday olarak Genel Başkanlığa seçildi. Genel İdare Kurulu asıl üyeleri arasında öne çıkan bazı isimler şöyle: Elif Erbakan Altınöz, Fatih Erbakan, Mustafa Kamalak, Recai Kutan, Yasin Hatipoğlu, Temel Karamollaoğlu, Oya Akgönenç, Oğuzhan Asiltürk, Ahmet Tekdal, Mustafa Özkafa. Saadet Partisi’nde Erbakan Genel Başkan SAADET Partisi olağanüstü kongresinde Necmettin Erbakan genel başkanlığa seçildi. Atatürk Spor Salonu’nda yapılan Saadet Partisi Olağanüstü Büyük Kongresine katılan partililer, kurucu Genel Başkan Necmettin Erbakan lehine sloganlar attı. Salonda ‘’Şuurlandık, Çelikleştik, Geliyoruz’’ yazılı pankartın üstündeki perdede, ‘’Millî Görüşün Dünü Bugünü’’ konulu sinevizyon gösterisi yapıldı. Salonda ayrıca ‘’Bizden giden yok, gelenlere selam olsun’’ ve ‘’Lidere itaat inancımızdır’’ yazılı afişler ilgi çekti. İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Abdülselam Ayaz isimli küçük bir çocuk, Erbakan’ın 1978 yılında parti kongresinde yaptığı konuşmayı yineledi. Kongreye çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri de katıldı. Konuşma yapacağı masaya özel bir asansör sistemiyle gelen Necmettin Erbakan, AKP’yi içi saman dolu kuşa benzetti. “Saman dolu kuş başka, canlı kuş başka” diyen Erbakan, seçimlere kadar bunun anlatılacağını kaydetti. Bu kuşun canlısının Saadet Partisi olduğunu savunan Erbakan, “Saman dolu kuşla kimi aldatıyorsun, biz bu kuşun canlısını istiyoruz” ifadesini kullandı. Partide yaşananları Allah’ın bir lütfu olarak değerlendiren Erbakan, “Birilerini kolundan tutup çıkartmak veballi bir olaydır. Biz kimseye karışmadan herkes kendi yerini almıştır” diye konuştu. Millî görüşün tek bir partisi olduğunu ifade eden Erbakan, “O da Saadet Partisi’dir” dedi. Kongrede genel başkanlık için tek aday olan Necmettin Erbakan, oy kullanan 687 delegeden 684'ünün oyuyla genel başkanlığa seçildi. 3 oy geçersiz sayıldı. Eski Genel Başkan Numan Kurtulmuş tarafından bir önceki kongrede liste dışı bırakılan Erbakan’ın çocukları Fatih ile Elif Erbakan Altınöz GİK ve damadı Mehmet Altınöz ise YDK listesinde yer aldı. GİK Asıl Üyeleri arasında Mustafa Kamalak, Recai Kutan, Şevket Kazan, Yasin Hatipoğlu, Temel Karamollaoğlu, Oya Akgönenç, Oğuzhan Asiltürk, Ahmet Tekdal, Mustafa Özkafa da bulunuyor. |
18.10.2010 |
İki komşu her problemi yeniden konuşabilmeli |
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, “Türk-Yunan ilişkilerinde tabu ve ‘kutsal’ olan her problem, nedensiz gurur meselesi yapılan her konuyu oturarak yeniden konuşmalı” dedi. Yunan Elefteros Tipos gazetesi, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile Rum Azınlık haklarına ilişkin bir röportaj yayınladı. Türkiye’nin geçmişin darbe anayasasını değiştirecek güç ve inanca artık sahip olduğunu belirten Bağış, AB yolunda kararlı adımlarla yüründüğünü ifade etti. Başmüzakereci Bağış, “Türkiye’nin en büyük modernleşme çabası, AB’ye giriş sürecidir” dedi. Ege ve Kıbrıs gibi sorunların açıkça dile getirilmesi gerektiğini söyleyen Bağış, hükümet ve halkların sorunlara çözüm bulunarak geçmişe havale edilmesi konusunda aynı anlayışa sahip olduklarını belirtti. Egemen Bağış, Ege’nin ayıran değil birleştiren bir deniz, Kıbrıs’ın ise barış içerisinde yaşanan bir ada olması gerektiğini ifade ederek, “Sorunların çözümlenmemesinden kimsenin kârlı çıkmadığı anlaşıldı. Türk-Yunan ilişkilerinde tabu ve ‘kutsal’ olan her problemi, nedensiz gurur meselesi yapılan her konuyu oturarak yeniden konuşmalıyız” diye konuştu. |
18.10.2010 |
CHP’li İnce: Sözümün arkasındayım, çark etmedim |
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, ‘’Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 29 Ekimde Çankaya Köşkü’nde vereceği resepsiyona katılmayacaklarına’’ ilişkin açıklamasıyla ilgili olarak, hâlâ sözünün arkasında olduğunu bildirdi. Muharrem İnce, yaptığı yazılı açıklamada, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için gönderilen dâvetiyelerde, ‘’Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’’ yerine ‘’Türkiye Cumhurbaşkanı’’ yazılmasını eleştirdiğini belirtti. ‘’Bu tespitim, cumhuriyeti dönüştürmek, cumhuriyeti yıpratmak peşinde olanlar tarafından anlaşılabilecek bir tespit değildir’’ ifadesini kullanan İnce, şunları kaydetti: ‘’Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise önceki cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer dönemindeki davetiyede de ‘Türkiye Cumhurbaşkanı’ yazdığını ifade ederek, benim açığa düştüğümü açıklamış. Sayın Başbakan benim açığa düştüğümü iddia ederken önce aynaya bakma erdemliliğini göstermelidir. Siyaset çizgisi düz olan bir siyasetçi olarak Sayın Başbakan gibi onlarca kez açığa düşmedim, gerçek dışı beyanlarla halkı kandırmadım, takiye yapmadım. Resepsiyona katılmayacağımı açıkladım, hala sözümün arkasındayım, çark etmedim.” |
18.10.2010 |
Arınç: Resepsiyona isteyen katılır, isteyen katılmaz |
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonuna katılmamanın dünyanın sonu olmayacağını belirterek, ‘’İsteyen katılır, isteyen katılmaz. Bunun bir protestoya dönüşmemesi lâzım’’ dedi. Arınç, Manisa-Demirci Kültür, Sanat ve Dayanışma Derneği’nin Çevre ve Orman Bakanlığı tesislerindeki Keşkek Şöleninde basın mensuplarının sorularını cevapladı. CHP’nin resepsiyona katılıp katılmayacağına ilişkin farklı açıklamaların hatırlatılması üzerine Arınç, ‘’Dünyanın sonu değil’’ şeklinde konuştu. Dâvete isteyenin katılacağını, isteyenin de katılmayacağını belirten Arınç, ‘’Ama bir kişi bir partiyi temsil ediyorsa bu partiyi temsil eden kişinin katılıp katılmaması anlam kazanır. Bunun bir protestoya dönüşmemesi lâzım’’ ifadelerini kullandı. Resepsiyona katılmamanın onlarca gerekçesi olabileceğini dile getiren Arınç, şöyle konuştu: ‘’Rahatsız olabilirsiniz, başka bir ilde görevde olabilirsiniz, başka bir meşguliyetiniz olabilir. Katılmak mecburiyeti hiç kimse için yoktur. Burada asıl olan oraya katılma konusunda bir ayrımcılığın yaşanmamasıdır. Önemli olan dâvettir.’’ |
18.10.2010 |
KCK dâvâsı başlıyor |
Terör örgütü PKK’nın şehir yapılanması KCK ile ilgili dâvâ, Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde bugün görülmeye başlanacak. İddianamede, kapatılan DTP’nin 28 yöneticisi ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in de aralarında bulunduğu 12 belediye başkanı, 2 il genel meclisi başkanı ile 2 belediye meclis üyesi de şüpheliler arasında bulunuyor. Terör örgütü PKK’nın şehir yapılanması KCK ile ilgili dâvâ, Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde bugün görülmeye başlanacak. Diyarbakır Adliyesinde özel salonda yapılacak duruşmadan önce adliye çevresinde geniş güvenlik tedbirleri alındığı görüldü. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 7 bin 578 sayfalık iddianamede, 103’ü tutuklu 151 sanık hakkında TCK’nın ‘’devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma’, ‘’terör örgütü üyesi ve yöneticisi olma’’, ‘’terör örgütüne yardım ve yataklık etme’’ suçlarından 15 yıl ile ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen hapis cezaları isteniyor. Hakkında yakalama kararı bulunan terör örgütü PKK’nın sözde Avrupa sorumlusu Sabri Ok’un ilk şüpheli olarak yer aldığı iddianamede, kapatılan Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) 28 yöneticisi ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in de aralarında bulunduğu 12 belediye başkanı, 2 il genel meclisi başkanı ile 2 belediye meclis üyesi de şüpheliler arasında bulunuyor. 26’sı kadın olan 103 tutuklu arasında Batman Belediye Başkanı Nejdet Atalay, Diyarbakır’ın Kayapınar Belediye Başkanı Zülküf Karatekin, Şırnak’ın Cizre Belediye Başkanı Aydın Budak, Şanlıurfa’nın Suruç Belediye Başkanı Ethem Şahin ve Viranşehir Belediye Başkanı Leyla Güven, Mardin’in Kızıltepe Belediye Başkanı Ferhan Türk’ün yanı sıra kapatılan DTP’nin eski genel başkan yardımcıları Kamuran Yüksek, Bayram Altun ile Selma Irmak, eski Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi başkan vekili Ali Şimşek, İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Muharrem Erbey, kapatılan DEP’in eski milletvekili Hatip Dicle, eski Dicle Belediye Başkanı Abdullah Akengin, eski Batman Belediye Başkanı Hüseyin Kalkan, eski Viranşehir Belediye Başkanı Emrullah Cin, eski Ergani Belediye Başkanı Nadir Bingöl, DİSKİ Genel Müdürü Yaşar Sarı, Ramazan Dede ve Abbas Çelik de yer alıyor. DURUŞMA SALONU YAPILDI SanIk sayısının fazlalığı dolayısıyla, Diyarbakır 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi, iddianameyi kabul ettikten hemen sonra, duruşmanın uygun ortamda yapılması için Adalet Bakanlığı’ndan salon talep etti. Uygun salon arayışına giren Adalet Bakanlığı ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Diyarbakır adliye binalarının arasındaki boş alana, yeni bir salon yapma kararı aldı. Çelik ve betondan 600 metrekare alan üzerine inşa edilen ve 500 kişilik salonda ses sistemini yanı sıra, hareketli kameralar da konuldu. Sanık sayısının fazlalığını göz önüne alan mahkeme de ilk duruşmanın başlamasından 12 Kasım gününe kadar başka duruşma almadı. 300 AVUKAT SAVUNMA YAPACAK SanIklarI başta Diyarbakır Barosu olmak üzere, bölge barolarından 300’e yakın avukat savunacak. Bu arada BDP de, duruşma dolayısıyla eylem takvimi oluşturdu. Duruşmanın başlayacağı gün BDP’nin Diyarbakır adliyesi önünde kitlesel bir eylem yapmayı planladığı da belirtildi. Eyleme katılacakların, duruşmanın başladığı saatte Adliye önünde toplanacak ve duruşma sonuna kadar bekleyecek. 500 POLİS GÖREVLİ DİyarbakIr Emniyet Müdürlüğü’de, KCK/TM duruşması nedeniyle alınacak güvenlik tedbirleri için son hazırlıklarını yapıldı. Çevik kuvvet ekiplerinin yanı sıra, 500 polis adliye dışında ve içinde görev yapacak. Bu arada duruşmaların devam ettiği sürece sıkı tedbirleri sürdürecek polis alarmda olacak. |
18.10.2010 |
Otomobil şarampole yuvarlandı: 4 ölü |
Konya’nIn Ereğli ilçesinde şarampole yuvarlanan otomobilde yangın çıkması sonucu 4 kişi öldü. Alınan bilgiye göre, sürücüsünün kimliği henüz belirlenemeyen 21 GN 044 plâkalı otomobil, Karapınar-Ereğli karayolu Sazgeçit mevkiinde, M.G. idaresindeki 22 HK 272 plâkalı kamyondan düşen buhar kazanına çarptı. Şarampole yuvarlanan otomobilde yangın çıktı. Yangın, itfaiye ekipleri tarafından söndürüldü. Otomobilde bulunan, kimlikleri henüz belirlenemeyen 4 kişi vefat etti. Cenazeler, Ereğli Devlet Hastanesinin morguna kaldırıldı. Kamyon sürücüsü M.G’nin gözaltına alındığı, ölenlerin kimliklerinin belirlenmesine çalışıldığı bildirildi. |
18.10.2010 |
“Sınırsız” bayramlaşma için müracaatlar 26 Ekim’de son |
Kurban Bayramı’nda Gaziantep Karkamış Sınır Kapısı’nı kullanarak, Suriye’ye gitmek isteyen vatandaşların müracaat hakkı 26 Ekim günü sona eriyor. İki ülke arasındaki bayramlaşmaya, Gaziantep ili ve ilçeleri ile Şanlıurfa Birecik nüfusuna kayıtlı olan ya da buralarda ikamet edenler müracaat edebilecek. Karkamış Kaymakamlığı’ndan yapılan açıklamada, müracaatların şahsen yapılmasının zorunluluğuna dikkat çekildi. Başvuruların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası yazılı nüfus cüzdanı ile yapılacağı kaydedilen açıklamada, “Başvurular için 1 adet A-5 kağıdına çekilmiş nüfus cüzdanı sureti, 3 adet vesikalık fotoğraf (Çocuklar da dahil), Suriye’de kalacağı adresi belirtir dilekçe, Gaziantep ve ilçeleri ile Birecik ilçesi nüfusuna kayıtlı olmayanlar için belirtilen yerlerde ikamet ettiğini gösterir adrese dayalı nüfus kayıt örneği getirilmesi zorunludur.” denildi. |
18.10.2010 |
Sağlık-Sen’den döner sermayeye iptal dâvâsı |
SağlIk-Sen, sağlık personelinin döner sermaye ödemeleriyle ilgili yönetmeliğin bazı hükümlerinin iptali talebiyle Danıştay’a dâvâ açtı. Sağlık Bakanlığı’nda çalışan hekim dışı personelin döner sermayeden adil şartlarda yararlanmadıkları gerekçesiyle Danıştay’da dâvâ açan Sağlık-Sen, Döner Sermaye Yönetmeliği’ndeki bazı düzenlemelerin iptalini istedi. Sendika, bakanlığa da döner sermaye uygulamalarından kaynaklanan adaletsizliklerin giderilmesi konusunda başvuruda bulundu. Çalışanların fiili katkısı ile elde edilen döner sermaye gelirlerinin Anayasa’nın eşitlik ilkesine uygun şekilde dağıtılmasını talep etti. |
18.10.2010 |
50 yıl sonra Beyazıt’ta |
DAHA sonra sözü devralan Bediüzzaman Beşlemesi yazarı İslâm Yaşar ise Bediüzzaman’ın İstanbul hayatını özetlediği konuşmasında şu ifadeleri kullandı: Zaman, 1910 yılı baharıydı. Fakat memlekette hazan halleri yaşanıyordu. Çeşitli iç ve dış mihraklar tarafından aylarca tahrik edilen bazı askerlerin ve sivil grupların, başlattıkları ‘31 Mart İsyanı’ hızla yayılmıştı. Hadiselerin kontrolden çıktığını gören Bediüzzaman, Harbiye Nezareti’ne gitmiş, şeriat adına yapıldığı iddia edilen isyanın, aslında şeriata aykırı olduğunu anlatan müessir bir konuşma yapmıştı. Onun, makul teşbihlerle anlattığı imanî, Kur’ânî hakikatleri dinleyen sekiz tabur asker de kışlasına çekilmişti. O isyana mani olmak için her çareye başvurduğu halde Selânik’ten gelen Mahmud Şevket Paşa komutasındaki Hareket Ordusu şehre hâkim olunca aralarında bazı meşhur isimlerinin de bulunduğu yüzlerce insanla birlikte o da Beyazıt’taki Bekirağa Bölüğü’ne hapsedilmiş ve çıkarıldığı Divan-ı Harb-i Örfî Mahkemesinde idam talebiyle yargılanmıştı. “Sen de şeriat istemişsin?” ithamına, “Şeriat’ın bir hakikatine bin ruhum olsa fedâ etmeye hazırım! Zira şeriat, sebeb-i saadet ve adâlet-i mahz ve fâzilettir. Fakat ihtilâlcilerin isteyişi gibi değil” diyerek cevap vermişti. “İttihad-ı Muhammediyeye (asm) dahilmişsin?” diye sorulduğunda “Maaliftihar! En küçük efradındanım. Fakat benim tarif ettiğim vecihle. Ve o ittihaddan olmayan, dinsizlerden başka kimlerdir bana gösterin” diyerek o kudsî mensubiyeti de kendi tarif ettiği şekliyle sahiplenmişti. Mahkemede yaptığı bu gibi müdafaalarda hareketlerin ve sözlerinin doğruluğunu onlara da kabul ettirerek idam talebi ile girdiği mahkemeden beraat kararı alarak çıkmıştı. Ardından da ‘Allah’ın en çok sevdiği hareketi yapmış ve zalimlerin zulmünü yüzlerine karşı haykırarak’ etrafında toplanan heyecanlı kalabalıkla birlikte Beyazıt’tan Sultanahmed’e doğru yürümüştü. “Zalimler için yaşasın Cehennem! Zalimler için yaşasın Cehennem!” Aradan yüz sene geçti. Bediüzzaman Said Nursî, aynı şanla, ihtişamla bugün yine Beyazıt Meydanı’nda. Bediüzzaman’ı âleme alenen ilân etmek maksadıyla “Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR’ı” Edirne’den hareket ederek Türkiye yollarına çıktı. Gittiği yerlerde şehrin en büyük meydanında karşılandı. Onun vesilesiyle mânen Bediüzzaman’ı karşılayan insanların gönlüne birer TIR dolusu muhabbet armağan etti. Nihayet bugün de Beyazıt Meydanı’na geldi. Bediüzzaman Said Nursî, İstanbul’a her gelişinde uğrardı bu meydana. Bazen insanlarla selâmlaşarak geçer, bazen vecd içinde Beyazıt Camii’ne girip ihlâslı hafızların okuduğu Kur’ân’ı dinler, bazen ‘sesinin güzel olmadığından yakınan hafızların kulaklarını çınlatır’dı. 1959 yılının son gününde, İstanbul’a yaptığı veda ziyaretinde de bu meydana gelmek istemişti. Fakat bazı gazetecilerin şirretlikleri yüzünden şehirden hemen ayrılmak zorunda kaldığı için gelememişti. O ziyaret, vefatından elli yıl sonra mânen gerçekleşti. Bugün Beyazıt Meydanı tarihî günlerinden birini daha yaşıyor. Çünkü Bediüzzaman Said Nursî, ruhen Beyazıt Meydanı’nda.” Büyük projenin detayları YENİ ASYA Gazetesi tarafından Said Nursî’nin vefatının 50. yılı dolayısıyla hayata geçirilen Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR'ı, bir aylık zaman diliminde Türkiye’yi baştanbaşa dolaştı. Toplam 55 il sınırına uğrayan Hizmet TIR'ı, 49 şehirde program yaptı. 2010 Kur’ân yılı dolayısıyla Bediüzzaman Hazretlerinin, ‘Kur’ân’ın doğru anlaşılması’ ilgili görüşlerini geniş kesimlere aktarma amacıyla yola çıkan Hizmet TIR'ı, gittiği şehirlerin şehir merkezinde, programlar düzenledi. Gezilen şehirlerde çeşitli yazarlar konuşmalar yaptı, seminerler verildi. Ayrıca programları izlemeye gelen ziyaretçiler için on binlerce Bediüzzaman Kimdir?, Aydınlar Konuşuyor, Bediüzzaman’ın Eğitim Modeli ve 5. Ulusal Risale-i Nur Kongresi Sonuç Deklarasyonlarını içeren broşürler dağıtıldı. |
18.10.2010 |
İstanbul’da Bediüzzaman bayramı |
VEFATININ 50. yıldönümünde, aynı zamanda Kur’ân yılı olan 2010 yılında büyük Kur’ân müfessiri ve Bediüzzaman Said Nursî’nin fikirlerini ve Risâle-i Nur Külliyatı adlı eserini tanıtmak ve anlatmak maksadıyla “Bediüzzaman Türkiye yollarında” sloganıyla 17 Eylül’de Edirne’den yola çıkan Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR'ı 17 Ekim’de Beyazıt Meydanı’nda yapılan muhteşem final programıyla Türkiye turunu noktaladı. 17 Eylül Cuma günü Edirne Selimiye Camii’nde kılınan Cuma namazının ardından, cami önünden dualarla yolculuğuna başlayan ve ilk programını da burada icra eden Hizmet TIR'ı, 7500 kilometreden fazla bir yol kat ederek, her gittiği il ve ilçede Bediüzzaman’ı anlatarak yolculuğunu tamamladı. Bir ay süren ve Türkiye’yi ihtizaza getiren hizmet yolculuğu, İstanbul’da düzenlenen muhteşem final programıyla taçlandırıldı. Cumartesi günü İstanbul girişinde Yeni Asya okuyucuları tarafından karşılanan TIR'ımız, Yeni Asya Medya Grup Güneşli Tesisleri’ne gelmiş ve burada bütün personelin iştirak ettiği bir karşılama töreniyle, kurban kesilmek suretiyle coşkuyla karşılanmıştı. Pazar günü ise saat 10.00’da Beyazıt Meydanı’na giriş yapan TIR'ımız saat 18.00’e kadar İstanbul’un bu en işlek tarihî meydanında konakladı. GÜNEŞLİ GÜZEL BİR GÜN Gittiği her yerde sevgi ve coşkuyla karşılanan TIR'ımızın İstanbul programı, ilgi ve coşkunun zirve yaptığı bir program oldu. Sadece İstanbul’dan değil, çevre il ve ilçelerden ve hatta Edirne, Bursa gibi Türkiye’nin başka illerinden otobüslerle ve hususî araçlarıyla İstanbul’a gelen Bediüzzaman dostları Beyazıt Meydanı’nı doldurdu. Hava muhalefeti de düşünülerek kapalı çadırların kurulduğu meydanda adeta bir şenlik havası hakimdi. Yağmurlu bir havada yapılması beklenen program günlük güneşlik bir havada yapılınca yağmur için düşünülen tedbirler bu kez güneşten korunmak için kullanılmış oldu.
BİNLERCE HEDİYE DAĞITILDI Binlerce hediye kitap, broşür ve 15 bin nüsha Yeni Asya Gazetesi’nin dağıtıldığı programda, ağızları tatlandıracak çeşitli ikramlar yapılırken, günboyu sinevizyon gösterimleri, Yeni Asya hanım okuyucularının hazırladığı kermes, Yeni Asya Neşriyat kitap standı, Yeni Asya Medya Grup’un dergileri Bizim Aile, Genç Yaklaşım, Can Kardeş ve Köprü standları, takvim ve gazete ürünlerinin tanıtım ve abone standlarının yanı sıra, karikatürist İbrahim Özdabak’ın da karikatür sergisi yer almaktaydı. Beyazıt Meydanı’na gelen çok sayıda turiste de İngiliz dilinde Bediüzzaman ve Risâle-i Nur’u tanıtıcı dokümanlar hediye edildi, bire bir olarak da İslâm ve Kur’ân hakkında bilgilendirme yapıldı.
UMUT YAVUZ / ELİF NUR KURTOĞLU İSTANBUL
7500 KM YOL KATEDİLDİ
İSTANBUL'UN kalbinde ve bir zamanlar Bediüzzaman’ın Kur’ân hafızlarını dinlemek için geldiği Beyazıt Camii’nin hemen yanındaki büyük meydanda tam bir Risâle-i Nur bayramı yaşandı. Bizim Radyo Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Yaşar’ın büyük bir başarıyla sunduğu ve öğleden sonra saat 14.00’de başlayan tanıtım programının açılış konuşmasını Yeni Asya Medya Grup Genel Müdürü Recep Taşcı gerçekleştirdi. Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR'ı projesinin önümüzdeki yıl uluslar arası bir zemine taşınacağını hatırlatan Taşcı şunları söyledi: 7500 kilometre yol… 55 il, 29 geceleme ve 49 program. İşte Bediüzzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR’ı projesinin özeti. Bu kadar mı? Elbette hayır! Türkiye’yi Edirne’den Iğdır’a, Van’dan İzmir’e, Uşak’tan Sakarya’ya kadar dolaşıp İstanbul’a dönen TIR’ımız on binlerce insanımızın dikkatini üzerine çekti. Zaman zaman Asrın Müceddidinin ayak izini takip ettik. Anadolu’nun dört köşesini iftiharla, neşeyle dolaştık. Çok güzel anılar yaşadık. Çiçeklerle karşılandık. Mehter takımlarıyla uğurlandık. Çevremizi yediden yetmişe her sınıftan kadın-erkek, çoluk-çocuk sardı. Dağıtılan kitapları ilgiyle ve merakla incelediler, okudular. Her muhitten değişik mesleklere mensup bilgili kişilerden iman ve Kur’ân hakikatlerini büyük bir ilgiyle dinlediler. Âdeta Bediüzzaman, manevî şahsiyetiyle TIR programımızda, bizlerle ve bizleri izleyen on binlerle birlikte idi. Bunu seyahatimiz boyunca hepimiz hissediyorduk. Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim: Ellerinde nur, gönüllerinde nur olduğu halde Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR’ına eşlik eden “Nur ordusu” Türkiye’nin her tarafında bizlerle birlikteydi. Oldukça isabetli ve başarılı bir hizmet gerçekleştirdiğimizi düşünüyorum. Yeni Asya Medya Grup olarak Bediüzzaman’ın görüşleri ekseninde ve bu görüşlerin medya gücüyle yayılması maksadıyla faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Sürekli yeni ve yenilikçi projeler üreterek hizmete katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Gerçekleştirilen her hedef sonrası daha bir aşkla ve şevkle hizmete sarılıyoruz. Yeni Asya Medya Grup’un geleceğe dair büyük planları ve hizmet projeleri var. Bediüzzaman’ı ve Risâle-i Nur’ları vatan sathını âdeta bir mektep haline getirmek suretiyle, her yere ulaştırmak için azimle çalışıyoruz. Medyanın neredeyse her alanında bulunmaktayız. “Bediüzzaman Türkiye yollarında” sloganıyla çıktığımız bu yolculukla, muhteşem bir tanıtım hizmeti ve fırsatı yakaladık. Bundan böyle, bu tür projelere devamlılık kazandırmayı hedefliyoruz. Ve 2011’de “Bediüzzaman Türkiye yollarında” sloganıyla büyük bir yolculuğa daha çıkacağız...”
YAZARLARIMIZ KİTAPLARINI İMZALADI
Yeni Asya Neşriyat standında Mehmet Kutlular, İslâm Yaşar, Alaettin Temur, Banu Yaşar, Ali Ferşadoğlu, Saliha Ferşadoğlu, Vehbi Horasanlı, Abidin Kartal okuyucularıyla buluşup kitaplarını imzalarken, Yeni Asya Gazetesi’nde çizdiği günlük karikatürleriyle gündem belirleyen karikatürist İbrahim Özdabak da karikatürlerini sevenleri için imzaladı.
TIRIMIZIN MAKETİ SATILDI Okuyucuların talebi doğrultusunda ‘Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR'ını kalıcı hale getirmek için hatıra maketi düşünüldü. Hizmet TIR'ı maketi, okuyucularımız için satışa meydanda satışa sunuldu ve büyük ilgi gördü.
BİZİM RADYO'DAN CANLI YAYIN YAPILDI
Beyazıt’ta düzenlenen muhteşem final programını teknik ekibi ve sunuculurıyla meydanda hazır bulunan Bizim Radyo bütün gün canlı yayınla dinleyicilerine aktardı. Bütün konuşmaları ve programı canlı olarak veren Bizim Radyo, ayrıca meydanda röportajlar yaparak ve anekdotlar aktararak Beyazıt Meydanı’na gelemeyenlere programı canlı canlı yaşatmış oldu. |
18.10.2010 |
Kutlular: Yeni projeler hazırlıyoruz |
BÜYÜK alkış alan bu konuşmanın ardından “Işık Doğudan Yükselir” adlı sinevizyon filminin gösterimi yapıldı. Programda son konuşmayı ise Yeni Asya Medya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kutlular yaptı. Kutlular konuşmasında şunları söyledi: Yeni Asya Medya Grup olarak Bediüzzaman Said Nursî ve onun asrımız insanına takdim ettiği çağdaş Kur’ân yorumu olan Risâle-i Nur Külliyatını tanıtım ve hizmet faaliyetleri çerçevesinde düzenlediğimiz tanıtım ve Hizmet TIR’ı faaliyetini İstanbul’da, Beyazıt Meydanındaki bu programla tamamlamış bulunuyoruz. Yeni Asya, Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin sunduğu Kur’ânî ölçüler çerçevesinde hizmet maksadıyla kurulmuş bir müessesedir. Vatan sathını bir okul hâline getirmeyi kendine gaye edinmiştir. Kırk yılı aşkın süredir de, bu görevi yerine getirmeye çalışmaktadır. 200 yıldır başgösteren insanımızın eğitimiyle ilgili sıkıntıları giderebilmiş değiliz. Yıllar öncesinde Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin bu konuda oldukça önemli teklifler sunduğu bir gerçektir. İşte Yeni Asya bu önemli konuda görevini yerine getirmek ve az da olsa bir şeyler yapabilmek için Edirne’den Iğdır’a, Trabzon’dan Adana’ya, Van’dan İzmir’e kadar Türkiye’nin dört bir tarafında Bediüzzaman Said Nursî’yi, taptaze fikirleriyle birlikte gezdirmiş bulunuyor. Bu öyle bir buluşma oldu ki, insanımız yollara dizildi TIR'ımızı görebilmek için. Meydanlara koştu, bizlerle görüşebilmek için. Evlerini, gönüllerini açtı, bizleri ağırlamak için. Kalplerini açtı, Bediüzzaman’ı anlayabilmek, tanıyabilmek için. Mutluyuz, müteşekkiriz... Ancak, biz bu işi burada bırakmayacağız. Devamını getireceğiz elbette. Bu kadar ilgiye, sevgiye, tabii ki cevap vermek durumundayız. Yeni projeler hazırlıyoruz. Bediüzzaman’a ve Risâle-i Nur’a hizmet için; bu muhteşem değerleri tanıtabilmek için elimizden gelen, gücümüzün yettiği herşeyi yapmaya azimliyiz. Duâalarınızla ve ilginizle bize destek olmanızı bekliyoruz.”
Emeği geçen kişilere teşekkür
KONUŞMALARIN ardından Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR'ında görev alan koordinatörler ve diğer ekibe hizmetleri dolayısıyla birer teşekkür plâketi takdim edildi. Günboyunca sinevizyon, gazete ve dergi standları ve Yeni Asya Neşriyat standında faaliyetler devam ederken, Yeni Asya yazarları ve karikatüristimiz okuyucularla buluşarak, kitaplarını ve eserlerini imzaladı. İstanbul Beyazıt Meydanı’nda akşam saatlerine kadar süren program ile birlikte bir ay süren ve neticesinde binlerce, yüzbinlerce insana Bediüzzaman’ı takdim eden Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR'ı projesine muhteşem bir final yapılmış oldu. Tıpkı son bir ayda Bediüzzaman’ın Türkiye’nin gündemine taşındığı gibi dün de İstanbul’da gündem Bediüzzaman oldu. |
18.10.2010 |
Peygamberimizin istediği gibi yaşıyor muyuz? |
İslâmî İlimler Araştırma Vakfı (İSAV), “Vahyin Nüzûlünün 1400. Yılında Hz. Muhammed” başlıklı uluslar arası bir sempozyum düzenledi. Eresin Topkapı Otel’de gerçekleştirilen 3 günlük ilmî toplantı, dün sona erdi. Sempozyuma Müslüman ve Batılı çok sayıda ilim adamı katıldı. “Vahyin Nüzûlünün 1400. Yılında Hz. Muhammed” konulu toplantının bilim kurulu; Prof. Dr. Ali Özek, Prof. Dr. Ahmet Kavas, Prof. Dr. Mustafa Fayda, Prof. Dr. Salih Tuğ, Prof. Dr. Mahmut Kaya ve Doç. Dr. Adem Apak’dan meydana gelirken, düzenleme kurulunu ise Prof. Dr. Ahmet Kavas, Doç. Dr. Adem Pak, Mustafa Selim Yılmaz, Ahmet Yıldız, İsmail Kurt ve Seyit Ali Tüz gibi isimlerden oluşturulmuş. Sempozyum koordinatörü Prof. Dr. Ahmet Kavas, düzenledikleri toplantıyı gazetemize şöyle değerlendirdi: “İSAV her sene milletler arası bir toplantı yapmayı hedefliyor. Şu ana kadar 15’i gerçekleşti bu 16. sı. Diyanet işleri 2010 yılını Kur’ân yılı ilân edince biz de bu yılki toplantıyı Hz. Muhammed üzerine yapalım dedik. Toplantının amacı hem ülkemizde, hem de yurtdışındaki farklı İslâm ülkelerinde Hz. Peygamber nasıl anlatılıyor, oradaki insanlar Peygamberimizi (asm) nasıl algılıyor ve İslâmiyetin 1400 yıl içinde insanlığa kattığı maddî manevî değerler nelerdir, bunlarla ilgili araştırma yapmaktı.” Kavas, sempozyuma Fransa, İngiltere, İtalya, Tunus, Fas, Cezayir ve Mısır gibi pek çok ülkeden akademisyenin ve diyanet işleri muadili kurumların sorumlularının geldiğini söyledi.
PEYGAMBERİMİZİN YAŞAYIŞINA UYGUN YAŞAMALIYIZ Demokratik Kongo Cumhuriyeti Başmüftüsü Abdullah Luaba Mangala da 1400. yılında toplumda Peygamber algısıyla ilgili gazetemize yaptığı açıklamada, inanan insanların eskiden çok az olduğunu şimdi oldukça arttığını söyledi. Her Müslümanın kendine “Peygamberimizin istediği gibi bir hayat yaşıyor muyum?” diye sorması gerektiğini söyleyen Mangala, Müslümanların yaşayışının Hz. Muhammed’in (asm) yaşayışıyla uymadığını bildirdi. Toplantının 2. gününde konuşan Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. M Emin Maşalı, modern dünyanın dini dışladığını şu sözlerle ifade etti: “Modern dönemde dine bakışımız değişti. Modern dünya ile daha dünyevî bir din ortaya çıkarılmaya çalışıldı. Özellikle siyer ve sünnet kaynakları terk edilerek din günümüze uydurulmaya çalışıldı. Siyer ve sünnet dışlanmak istendi.”
ELİF NUR KURTOĞLU /İSTANBUL
ENSAR VE MUHACİR, MİRASTA BİLE ORTAKTILAR
Prof. Dr. İsmail Yiğit ise konuşmasında Muhacir ve Ensar arasındaki kardeşliğe dikkat çekti. “Böyle bir kardeşliğin dünyada emsali yok” diyen Yiğit, “Medineli Ensar, kardeşini yanına aldı. Ensar kardeşiyle evini paylaşıp, ihtiyacını gidermekle kalmayıp mirasta bile pay verdi. Enfal Sûresiyle gelen, miras paylaşımını ortadan kaldıran hükme kadar Ensar ve Muhacir mirasta da ortaktı. Sonra ortadan kalktı. Peygamberimiz (asm) öncülüğünde kâinat kardeşliği oluşturdular” şeklinde konuştu. |
18.10.2010 |
75 yaşında ilk defa kimlik aldı |
Hatay’In Erzin ilçesinde yaşayan Hüseyin Erdem, nüfus cüzdanı ilk defa 75 yaşında aldı. Malatya’ya bağlı Doğanşehir ilçesinde 1935 yılında dünyaya gelen Erdem’in o yıllarda nüfus kaydı yapılmadı. Daha sonra da çeşitli sebeplerle kimliğini alamayan Erdem, 75 yaşında resmen Türk vatandaşı oldu. Çocukluğundan buyana nüfus cüzdanına kavuşmak için mücadele verdiğini anlatan Hüseyin Erdem, resmî olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın da mutluluğunu yaşadığını söyledi. Nüfus cüzdanına kavuştuğu günü bayram günü ilân eden Erdem mahallenin bütün çocuklarına şeker dağıtarak sevincini onlarla paylaştı. Erzin nüfus idaresinden geçtiğimiz günlerde kimliğini alan Hüseyin Erdem, eksikliğinden dolayı bugüne kadar birçok sıkıntı çektiği kimliğine kavuştuğu için çok mutlu olduğunu söyledi. Erdem, bugüne kadar nüfus cüzdanına sahip olmadığı için vatandaşlık haklarından da yararlanma anlamında pek çok sıkıntı ve hak mahrumiyeti yaşadığını belirtti. |
18.10.2010 |
İngiliz anne 4 çocuğunu sünnet ettirdi |
Muğla’nIn Fethiye ilçesinde İngiliz anne, 4 çocuğunu sünnet ettirdi. İngiltere’deki bir sosyal güvenlik kurumunda çalışan Denah Duran, yaklaşık 12 yıl önce Fethiye’de Fedai Duran ile evlendi. İngiltere’ye yerleşen ve bu evliliklerinden 4 çocukları olan Duran çifti çocuklarını sünnet ettirmeye karar verdi. Ailesi ve eşiyle Fethiye’nin Ölüdeniz beldesine gelen İngiliz anne 10 yaşındaki Devrim, 8 yaşındaki Devran, 5 yaşındaki Demir ve 15 aylık Destan isimli 4 erkek çocuğunu sünnet ettirdi. Denah Duran, Türk geleneklerini ve aile yapısını çok sevdiğini ifade ederek, ‘’İngiltere’de yaşarken Türk geleneklerini yakından takip ediyordum ve çok beğeniyordum. Bu yapının içindeki sünnet töreni çok hoşuma gidiyordu. Çocuklarımın sünnet olmasını yürekten istedim. İnşallah mürüvvetlerini de eşimle görürüz’’ diye konuştu. Fedai Duran ise 10 yıldır İngiltere’de yaşadıklarını, eşinin çocuklarının sünnet olmasını istediğini ve bunun için Türkiye’ye geldiklerini söyledi. |
18.10.2010 |