Güncel |
Burdur’da iman mührünün merasimi |
saat:10’da gökyüzü firdevsî diyarların esintisine yelken açmış; yeryüzü bütün ihtişamı ile kutlu merasimin bölükleri gibi mizan ve intizamla vazifedar bir bayramın sevinç çığlıklarının seyrü sefer ettiğini hisseder gibi oldum. Nasıl bir zaman ve nasıl bir mekân ki; yeryüzünün demdemesinin oluşturduğu bir orkestrayı âlem içi âlemde seyrü sefer eder buldum. Yıllardır mecrasını kaybetmiş alemi, gül fabrikalarının gül kokuları ile donatan, zulmün prangalarını kıran; aç ve yetim ruhları hakikat dairesinde buluşturan, kendi imanı için değil milletinin imanı için yaşamış bir âlim... 1925’de işkencelerle, eline kelepçelerle göz hapsine mahkûm edilen; Üstad Bediüzzaman... O tarihten 85 yıl sonra manen Burdur’a gelişi... Bediüzzaman Hizmet TIR'ının Gelişi ile Üstadımın Talebelerini hizmetteki kardeşlerini sever gibi, dostlarını selamlar gibi kelimelerin ve kelâmların bittiği bir an gibi, Cumhuriyet Meydanına indi. Özgürlük ve hürriyetlerin ifade edildiği meydandaki çehreler ve gönüller bir bayram edası ile maziden istikbale nasıl ümitvar olduğunu anlattılar. Bir bayram vardı, bu bayram başka âlemlerin katıldığı bir bayramdı. Bütün zamanların en ağır olan istibdat vaktinde bitmez bilmeyen bir mücadele veren; Üstad Bediüzzaman’ı, Burdur’da manen yanımıza gelmiş olarak hissettik. Bu anlatılmaz ve tarif edilmez hissiyatları yaşamamıza vesile olanlardan Allah Razı olsun.
Ey Yolcu! Şafaklar söktü kalmayacak hiçbir çile. Zulmet perdeleri yırtılıyor, bak hele şu ilklerle. En bahtiyar omuzlardan taşınan bu Risâlelerle. İman hakikatları yelken açmış, baksana nereden nereye….
CEVAT CANBAZ / Burdur 10.10.2010 |
16.10.2010 |