Güncel |
Onun mücadelesi Demokrasinin yerleşmesi içindi |
ÖZDABAK konuşmasında Bediüzzaman’ın şahsiyeti ve fikirlerinden detaylı bir şekilde bahsederken şu ifadeleri de kullandı: “Bediüzzaman insanlık tarihinin en önemli konularından biri olan toplumsal ve bireysel problemlerin halledilmesinde sağlanması gereken en birinci şartın hürriyet ve meşveretin, yani serbestçe düşünebilme, ifade edebilme ve ne kendine ne de başkasına zararı dokunmadan yaşayabilme imkânının elde edilmesi olduğunu ifade eder. Bunun ise hem idarede, hem de eğitimde meşrûtiyeti, yani demokrasiyi hakim kılmakla mümkün olduğunu söyler. Sadece söylemekle kalmaz, başta 2. Meşrûtiyet’in ilânı olmak üzere Cumhuriyet Dönemi’nde de her türlü işkenceye rağmen demokrasinin yerleşmesi için mücadele eder. O 82 yıllık ömründe istibdada, yani diktaya ve statükoya karşı amansız bir mücadele vermiştir.”
O DİNDAR BİR CUMHURİYETÇİYDİ Bediüzzaman’ın din ve fen ilimlerinin bir arada okutulduğu bir eğitim sistemi tesis etmeyi arzuladığını vurgulayan Özdabak şöyle konuştu: “Bediüzzaman, gerek idare gerekse ilimde olsun, istibdadın emeğin neticelerini de tüketerek insanlığı sefalet ve yoksulluk derelerinin ta en aşağılarına yuvarladığını bildirir. Bu tehlikeden kurtaracak yolun ise, insanımızın akıl ile kalb ve vicdan bütünlüğünün temin edildiği bir eğitim sistemi olduğunu söyler. Çünkü ona göre vicdanın ışığı din ilimleri, aklın ışığı ise medeniyet fenleridir. İkisinin birleşmesiyle ile hakikat tecelli eder.” Bediüzzaman’ın dincilik taslama ile dindarlık arasındaki farkı en güzel ortaya koyan şahsiyet olduğunu vurgulayan Özdabak, “Cumhuriyet döneminde de, her vesile ile kendinin “dindar bir cumhuriyetçi” olduğunu söylemiştir” diyerek Bediüzzaman’ın cumhuriyete ne denli destek verdiğini ifade etti. |
16.10.2010 |