07 Ekim 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

Şanlı, Gazi, Kahraman Üstad

BEDİÜZZAMAN Tanıtım ve Hizmet Tırı yolları aşmaya, insanlara ulaşmaya devam ediyor.

Bediüzzaman’ın vefat ettiği Urfa’dan yeni bir diriliş ve enerjiyle ayrılan TIR'ımız Birecik, Gaziantep, Kahramanmaraş duraklarına uğrayarak Adana’ya kadar ulaştı. Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’yu boydan boya kateden TIR'ımız, şimdi Akdeniz kıyılarında. Akdeniz kıyılarını iç kesimlerden kat edecek olan TIR'ımızın bir sonraki hedefi Ege olacak. Ege’de TIR'ımız en uçtaki memleket İzmir’e kadar durmayacak.

Şanlıurfa’daki manidar programların ardından yine yollara koyulan TIR'ımızın ilk durağı Şanlıurfa’nın Birecik ilçesiydi. Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri Birecik’e ilk defa gelmiyordu aslında. Bundan tam 100 yıl önce de Bediüzzaman Birecikte’ydi. Hem de yaz ayının sonlarıydı. Tıpkı yaşadığımız bu günler gibiydi... Lâtif bir tevafuk eseri olarak neredeyse tamı tamına 100 sene geçtikten sonra Bediüzzaman yine Birecik’e geliyordu. 1910 yılı yaz mevsiminin sonlarıydı... O zamanlar Birecik Rüştiyesi’nde bir öğrenci olan Halil Sıtkı Sözmen, Bediüzzaman ile ilgili bir hatırasını şöyle anlatır: “Üzerinde hırka denen bir elbise, başında da siyah renkli sarığı vardı. Hocamızla birlikte dersimize geldiler. Hoca Efendi tahtaya, “Bugün mektebimize lebleri gülbar gelir/ Dili bülbül, yüzü gül, kakülü gülnar gelir” mısralarını yazdı. Talebelerinden bunu açıklamalarını istedi.”

Evet “dili bülbül, yüzü gül” gibi olan Bediüzzaman Said Nursî, tam 100 sene sonra ona bu jestin yapıldığı mekâna yeniden geliyordu. TIR'ımızı rüştiyenin ve hemen yanındaki Bediüzzaman’ın kaldığı hanın önüne kadar getirdik ve burada hatıraları yad ettik.

Birecikliler sabahın erken saatlerine vardığımız ilçelerinde bizi çok güzel ağırladılar. Bırakmak istemediler. Bir şehir turu attıktan ve Fırat Nehrini geçtikten sonra hareketimize devam ettik. Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR’ının bereketli Fırat nehri ile buluşması da oldukça manidardı. Güneşli ve güzel bir günde adeta Fırat’ın suyunun üzerindeki akisler Bediüzzaman’ın şahsı manevisine göz kırpıyor ve bu buluşmayla birlikte, gittiği her yeri bereketlendiren bu Nur, Fırat’ı da bereketlendiriyordu...

Bediüzzaman Demokrasi Meydanı’nda

Birecik’ten sonraki durağımız Gaziantep idi. Gaziantep’te hedefimiz Demokrasi Meydanı’ydı... Bizi şehrin girişinde karşılayan bir konvoy eşliğinde TIR'ımız Demokrasi Meydanı’na konakladı. Bediüzzaman Said Nursî daha demokrasinin adı “meşrûtiyet” iken, “meşrûtiyeti şeriat namına alkışlamış”, “Ben dindar bir cumhuriyetçiyim” diyerek de cumhuriyeti hoşamediyle karşılamıştı. Dolayısıyla bu erken dönemde yaptığı yol göstericilik ile, Bediüzzaman, Türkiye’nin demokratikleşme sürecine en çok katkısı bulunan fikir önderiydi. Her halde son 100 yıl içinde Anadolu coğrafyasında yapılacak bir sosyo-kültürel araştırma gösterecektir ki, Anadolu insanının demokrasi bilinci kazanmasında Bediüzzaman Said Nursî’den daha fazla fikrî katkı sağlayan başka ikinci bir isim bulunamaz.

Bu bakımdan Gaziantep’teki Demokrasi Meydanı’nda yapılan tanıtım programı oldukça manidardı. Bediüzzaman daha evvel çok kısa bir vakit dinlenmek üzere Gaziantep’e gelmişti... Muhtemelen dinlendiği bu memlekette, Gaziantep halkına da duâ etmişti... Şimdi yine buradaydı ve Antepliler Bediüzzaman’ı bağırlarına basıyordu...

TIR'ımız ağızları da tatlandırdı

Demokrasi Meydanı’nda programdan hemen önce katılanlara kitap, broşür ve gazetenin yanı sıra bir başka ikram hazırlanmıştı. TIR'ımızı ziyaret eden herkese tatlı servisi yapıldı. Tatlılarıyla meşhur Gaziantepliler kendilerine yakışanı yaparak, TIR'ımız nuruyla ruhları doyururken, onlar da insanların ağızlarını tatlıyla tatlandırıyordu... Antep’te Melih Atom’un sunuculuğunu gerçekleştirdiği program Yeni Asya Medya Grup Genel Müdürü Recep Taşcı’nın konuşmasıyla başladı. Türkiye’nin en büyük probleminin eğitim olduğunu vurgulayan Recep Taşcı, Bediüzzaman’ın yaygın eğitim modelinin en önemli örneklerinden biri olan eserleriyle milyonları aydınlatmaya katkı sağladığını hatırlattı. Taşcı, Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR'ının 17 Eylül’de başlayarak il il bütün Türkiye’yi dolaşmasıyla bir uyanışa ve dirilişe vesile olduğunu ifade etti.

Yaşar: Üstad demokrasiye hizmet etti

Taşcı’dan sonra sözü devralan “Bediüzzaman Beşlemesi” yazarı İslâm Yaşar, Bediüzzaman’ın daha evvel dinlenmek üzere Gaziantep’e uğradığını hatırlattı. O zamanlar Bediüzzaman’ın Antep’e geleceğinden pek kimsenin haberdar olmadığını belirten Yaşar sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer onun Antep’e geleceği duyulsaydı talebeleri buraya gelir, etrafını kuşatır ve bırakmazdı. Zira o zaman eserleri Nurunu neşretmeye başlamıştı. Fakat Said Nursî aceleyle Urfa’ya gidecekti. Bu sebeple Antep’te kaldığı o kısa zamanda hiçbir talebesi haberdar edilmemişti bu ziyaretten. Said Nursî Urfa’da hakkın rahmetine kavuştu, bir süre sonra ihtilâl oldu. Demokrasiye ara verildi ve ülke karanlık günler yaşamaya başladı. Aradan 50 yıl geçti. Said Nursî yine Gaziantep’te... Gaziantep’te Demokrasi Meydanı’nda sizlerle beraber. Demokrasinin etrafına tel örgülerin çekildiği, keyfi idarelere cumhuriyet namının verildiği bir zamanda Said Nursî, bu milletin vicdanına ve aklına “gerçek cumhuriyeti” hatırlatmıştı. Demokrasinin ne olması gerektiğini ders vermişti. Onun vermiş olduğu ders ile 50 yıl sonra gönüllere ekilen tohumlar neşvü nema bulmaya başladı. Vefatından 50 yıl sonra Antep’e gelen Said Nursî’nin, Demokrasi Meydanı’nda ağırlanıyor olması, onun gerçek demokrasi için verdiği mücadelenin bir nev'î inikasıdır, kaderi tecellisidir demek mümkün. O gün Said Nursî’nin etrafında “Sen Isparta’dan çıkamazsın” diyen emniyet güçleri, bugün şehrin girişinden itibaren Demokrasi Meydanı’na güvenle gelmesini sağlıyorlar. Bu kolay olmadı. Said Nursî’nin vefatından 50 yıl sonra bu meydana gelmek, yıllarca çekilen acıların, ıztırapların, kederlerin neticesidir. Antep de bunun pek şanlı mücadelesini verdi. Burada da pek çok şanlı Nur kahramanı yetişti. Bu ülkeye hakkın ve hakikatin, İslâm’ın gerçek değerlerinin ve demokrasinin gelmesine zemin hazırladı. Aradan geçen onca zaman Bediüzzaman’ı bir kere daha teyid etti. Bu ülke ve bu insanlar İslâm’sız ve demokrasisiz olmaz. Bugün burada Said Nursî ile birlikte olmamız bunun teyididir. Bu, “Said Nursî ve Risâle-i Nur bu ülkenin değeridir, biz bu değere sahibiz. Biz bu değerin yanındayız. Bu değerler bu ülkenin değerleridir ve yaşayacaktır” mânâsına gelmektedir.”

Şanlı, Gazi, Kahraman Üstad

İslâm Yaşar’ın bu konuşmasının ardından Işık Doğudan Yükselir adlı sinevizyon filminin gösterimi yapıldı. Film gösteriminin ardından Gaziantep Yeni Asya Temsilciliği adına Abdülkadir Menek bir teşekkür konuşması yaptı. Menek şunları söyledi: “Bediüzzaman son yolculuğunda Antep’ten geçti. Islahiye’den buraya geldi. Ve aynen şu önümüzden geçen caddeden şehre girdi. Yine bir Salı günüydü... Bundan tam 50 yıl önceydi... Şimdi ise 50 yıl sonra Bediüzzaman’ı temsilen buraya gelen Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR’ını şehrimizde ağırlamaktan dolayı büyük bir mutluluk duyuyoruz. Bu hizmette emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Bundan sonraki güzergâhlarında yolları açık olsun.” DEMOKRASİ Meydanı’nda yapılan programda Yeni Asya Neşriyat standı da kurulurken, İslâm Yaşar da program sonunda okuyucularıyla buluşarak, kitaplarını imzaladı. Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR'ı Gaziantep’te gerçekleşen programın ardından hiç durmadan Kahramanmaraş’a doğru yoluna devam etti. Bugün Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR'ı için çok manidar bir gündü. Zira Şanlıurfa’dan yola çıkan tır, Gaziantep’e ve Kahramanmaraş’a gidiyordu... Millî mücadelenin üç güzide ve önemli şehriydi bunlar.. Binlerce kahramanın, veli zatın yetiştiği topraklardı... Bu güzel tevafuk Birinci Cihan Harbi’ne ve millî mücadeleye önemli katkılarda bulunmuş olan Bediüzzaman’ın şahsı manevisi ile güzel bir tevafuk oluşturuyordu. Zira Bediüzzaman da, “Şanlı, Gazi ve Kahraman” idi... O, ünü dünyaya yayılmış “Şanlı” bir İslâm âlimi, Birinci Cihan Harbi “Gazisi” ve vatan ve milletinin imanını kurtaran eşsiz bir “Kahramandı”... Böylece onun şahsı manevisi de Şanlı’dan ve Gazi’den geçerek Kahraman’a ulaşıyordu... Nitekim Maraşlılar, Bediüzzaman’ın şahsı manevisini bir kahraman gibi karşıladılar. TIR'ımızı karşılamak için şehrin girişine büyük bir konvoyla gelen onlarca Maraşlının ellerinde karanfiller vardı. TIR ekibimize ve Bediüzzaman’ın şahsı manevisine birer karanfil hediye ettiler. Karanfilleri sallayarak karşıladıkları TIR'ımızın etrafında halelenerek, şehrin içinde bir tur yapıldı. Turun en önündeki araçtan büyük anfilerle Bediüzzaman’ın Kahramanmaraş’a geldiği duyuruluyordu. Şehir turunun ardından Maraş’ın en büyük caddesi olan Trabzon caddesinde, yine Maraş’ın en yüksek binası olan Özel İdare İş Merkezi’nin önünde konakladı TIR'ımız... Bilenler bilir... Kahramanmaraş ve Trabzon kardeş şehirlerdir... Dolayısıyla Maraş’ın en işlek caddesinin adı Trabzon, Trabzon’un en işlek caddesinin adı da Maraş’tır... Üçüncü bölge turumuzun Trabzon’dan itibaren başlamıştı. Şimdi de sonlarına gelirken Trabzon caddesinde konaklıyor ve böylece kat ettiğimiz uzun yoldan geriye doğru şöyle bir bakıyorduk şimdi... Nihayet binlerce kişinin bir sel gibi aktığı Trabzon Caddesi’ne konaklayan TIR'ımız tanıtım programı için hazırlıklara başladı. Bu sırada Maraşlılar gelen geçen bütün insanlara karanfiller, çikolatalar ikram ettiler, bunun yanı sıra kitap, broşür ve gazete dağıtımı da gerçekleştirildi. Kurulan Yeni Asya standı da büyük ilgi görüyordu. Caddenin kenarında Bediüzzaman’ın muhteşem bir portresini içeren bez afiş dalgalanıyor, TIR'ımızın önünde hazırlamış olduğu bir pankartla sürekli bir Maraşlı dolaşıyordu. Bu pankartın iki yüzünde de yazılar vardı ve şu ifadeleri taşıyordu: “Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerini Tanıtım ve Hizmet TIR'ı Şehrimize Hoşgeldiniz... Okuyun çocuklarımız, gençlerimiz okuyun.. Vatanımız, milletimiz, insanlık için okuyun... Dünya barışı, dostluk, kardeşlik için okuyun... Uyuşturucudan, haramdan, kötülüklerden uzak durun... Said Nursî’nin eserlerini de okuyun...” Bu ifadelerin altına da Bediüzzaman’ın iki ilkokul öğrencisine nasihatte bulunurken tasvir edilmiş bir resim de çizilmişti... Gençliği nurlarından Risâle-i Nur Eserlerinin okunmasına ve böylece gençliğin kurtuluşuna yapılan pankartlı ve anlamlı bir çağrıydı bu... Cennetasa baharlar geliyor Oldukça renkli geçen Maraş programında, Kahramanmaraş Yeni Asya İl Temsilciliği adına açılış konuşmasını Mehmet Diken yaptı. Diken konuşmasına Bediüzzaman’ın fikirlerini her yere yaymak hususunda düzenlediği organizasyonlar ile öncülük eden Yeni Asya misyonuna şükranlarını sunarak başladı. Bediüzzaman’ın “cennetasa baharlar” müjdesini hatırlatan Diken, “Evet Üstadım, bu hizmet TIR'ının ulaştığı her yerde senin ektiğin Nur tohumlarının, Nur çiçekleri açtığını görüyoruz. Evet Üstadım, Kur’ân’ın sönmez ve söndürülmez manevî bir güneş olduğunu göstereceğim diye yola çıktın. 130 parça eserlerinle bunu ispat ettin ve gösterdin. Bizler de İnşallah bu eserleri bütün insanlığa ulaştırarak, sana talebe olmak şerefine erişiriz” sözleriyle konuşmasını noktaladı. “Vatan sathını mektep yapıyoruz” Diken’in ardından Yeni Asya Medya Grup Genel Müdürü Recep Taşcı, Maraşlılara seslendi. Taşcı, “Bediüzzaman Said Nursî ve Risâle-i Nur Külliyatını tanıtım çerçevesinde düzenlediğimiz bu etkinliğe hoşgeldiniz” sözleriyle başladığı konuşmasında, Yeni Asya misyonunun ‘vatan sathını bir mektep yapmak’ maksadıyla hizmet ettiğini söyledi. Taşcı’dan sonra Yeni Asya yazarı İslâm Yaşar söz aldı. Yaşar, Said Nursî’nin ömrü boyunca Maraş’a gelmediğini ancak şimdi Maraş’ta olduğunu belirtti. Bediüzzaman’ın Maraş gibi maneviyat önderlerinin bol olduğu bu şehre gelemeyişini gördüğü baskı ve zulümlere bağlayan Yaşar, “Eminim eğer özgürce seyahat hakkı olsaydı, Maraş’a defalarca gelirdi” dedi. Yaşar konuşmasına şöyle devam etti: “Bediüzzaman Talebeleriyle ve eserleriyle Maraş’a çok önceden gelmişti aslında. İnsanlar eserleriyle yaşarlar. Maraşlılar bu hakikati çok iyi bilir. Said Nursî de Maraş’ta bulunan bir çok maneviyat önderi gibi eserleriyle, talebeleriyle ve tasarrufuyla Maraş’tadır, aramızdadır...” Bu konuşmanın ardından sinevizyon filminin gösterimine geçildi. Yeni Asya Neşriyat standı yine oldukça ilgi gördü. Bunun yanı sıra bir çok dünya diline çevrilmiş olan Risâle-i Nur Eserlerinin yabancı dildeki nüshaları da Maraş’taki standta satılmaktaydı. Program sonunda İslâm Yaşar kitaplarını imzalarken, Maraşlılar TIR'ımızın önünde hatıra fotoğrafı çektirdiler. TIR'ımız Akdeniz bölgesi sınırlarında Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR'ı Maraş’taki programını tamamlamasının ardından ikinci defadır gece saatlerinde yolculuk yapmak suretiyle 2 gece 1 gün konaklayacağı Adana’ya doğru yola çıktı ve Adanalıların karşılamasının ardından TCDD Garı önünde program yapacağı mekâna yerleşti. Böylece Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR'ı Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu turlayarak Akdeniz bölgesi sınırlarına kadar ulaşmış oldu.

UMUT YAVUZ

BİRECİK- GAZİANTEP- KAHRAMANMARAŞ

07.10.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Başlıklar

  Bankalar ‘kuruşu’nu bırakmıyor

  Üniversitede ilk ders maden işçisinden

  BM, İstanbul’u sevdi

  Lise öğrencilerinden minik öğrencilere destek

  Çocuklara uyku saatini televizyon hatırlatacak

  Akdağ: Sezaryenle doğum önemli sağlık sorunu

  Çocuk ölümleri önlenebilir

  Şanlı, Gazi, Kahraman Üstad

  BEDİÜZZAMAN TIRI NE GÜN, NEREDE?

  Maraş’ta ilginç simalar

  Üniversiteler, bir dönem enerjilerini boşa harcadı

  Tezkere meclise sunuldu

  Erdoğan:Bizi oyalamayın

  21 dokunulmazlık dosyası daha

  Fakıbaba da SP’den istifa etti

  Erteleme samimiyetsizlik

  YASAK UTANCI ARTIK BİTSİN

  Ek yerleştirmede son gün 11 Ekim

  Hacı adaylarına aşı şartı

  Türkiye AİHM’de mahkûm

  Baransu beraat etti

  Arif Doğan adliyede

  Buldukları cisim ellerinde infilâk etti

  Kışlada iki şüpheli ölüm daha

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.