Güncel |
BEDİÜZZAMAN, BARIŞ ÇAĞRISI YAPTI |
Sempozyuma yine Mısır’dan, “Şiddet Kültürünü Besleyen Unsurlar ve Risâle-i Nur Perspektifinden Çözümler” başlıklı tebliğiyle katılan Ashraf Abd al-Rafi ise, “Bediüzzaman, İslâm düşüncesinin önderlerinden biridir” dedikten sonra şu hususlara dikkat çekti: “Geçen yüzyıl, İslâm ümmeti için sıkıntılı bir dönemdi. Şiddet, maalesef, doğuda ve batıda en büyük tehlikelerden biri haline geldi. Fakat Bediüzzaman, herşeye rağmen, barış çağrısı yapmıştır. Öncelikle o, dinin siyasete âlet edilmesine ve siyasî yolla din adına dahi olsa şiddete başvurulmasına kesinlikle karşıydı. Dini, kendi çıkar ve siyasetleri için kullananlardan uzak durmuştur. Hiçbir şekilde bu metodu benimsememiştir. Ona göre, ıslahat hareketinin siyaset ve şiddetten uzak durması gerekir. Said Nursî, mutedil İslâmî metoda yönelmiştir. Bu da ‘Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır’ âyetinin bir yansımasıdır. “O, hiçbir talebesini bölücü ve tahrip edici bir harekete yönlendirmemiştir. Bütün yönlendirmesi, müsbet hareket, yani yapıcı olmayadır. Talebelerine ‘Siz manevî güvenlik kuvvetlerisiniz’ demiştir. Ona göre şiddetin önemli bir sebebi, manevî değerlerin terk edilerek maddenin kutsanmasıdır.”
SAYILGAN: SAİD NURSÎ BİR ‘KUR’ÂN İNSANI’DIR “Vahiy ve Kültür” konulu genç katılımcılardan oluşan Gençler Paneli’nde konuşan, Amerika Georgetown Üniversitesi’nden Zeyneb Sayılgan’ın şu sözleri ise dikkat çekiciydi: “Said Nursî bir ‘Kur’ân insanı’dır. Onu anlatan ifadelerden biri olarak bu tâbiri çok seviyorum, evet o çağdaş dünyadaki ‘Kur’ân insanı’dır. Ve bu konuda ondan daha iyi bir örnek verilemez.” Farklı bilim adamlarının birbirinden önemli tebliğleriyle akşam saatlerine dek devam eden Sempozyum, katılımcılara verilen plâketle sona erdi. |
06.10.2010 |