Güncel |
NURSÎ, GÖRÜNMEYENİ GÖRÜNENLE İSPAT ETTİ |
“Bilim ve Risâle-i Nur’da Bilimsel Yaklaşım” konulu tebliğiyle sempozyuma katılan Prof. Dr. Yunus Çengel önceki gün sunduğu bildirisinde şunları aktardı: “Son 200 yıldır Avrupa’da din ile bilim arasında çatışma vardı. Bu da muharref Hıristiyanlıktan kaynaklanıyordu. Ama Batılı bilim adamları sayesinde, Kilisenin bu baskısı kırıldı. Tabiî bu sefer de Batı’da sekülarizm, dine şüpheyle bakmak gibi bir yaklaşım başladı. Pozitivist bilim, haddini aşmaya başladı. Sonunda, bilim sadece maddeyle sınrlanıp görünmeyen şeyler inkâr edilince materyalizm bir ideoloji hâline geldi. “Ne acı ki, materyazlimi bize bilim diye yutturdular. Aslında bu bir ideolijiden ibaretti. Bediüzzaman bunu çok iyi algıladı ve algılattı. O, insanların aklını muhatap aldı. Görünmeyeni görünenle izah ve ispat etti. Akıldan nakle ulaştı. Akıl insana verilmiş önemli bir âletti ama tek başına yeterli değildi; vicdan da lâzımdı. “Bediüzzaman, din ve bilim ayrımı yapmadı. Ona göre, fen bilimleri de çok yönlerle Allah’ı göstermekteydi. “Öye yandan bilimsel gerçek hiçbir zaman dine aykırı olamaz. Aykırı gibi gözüküyorsa, bu bilimin eksikliğindendir. Materyalist bilim, kendini, beş duyuyla algılanan alana hapsetti. Ona göre, beş duyuyla algılananlar ancak gerçektir, onun dışındakiler gerçek dışıdır. Halbu ki bu, herşeyi onunla tartamayacağınız bakkal terazisine benzer. Bazı şeyler daha hassas terazilerle tartılır. İşte materyalist bilim, herşeyi, beş duyu ile tartabileceğini, terazisinin kendi terazisinden ibaret olduğunu zannetti. Halbuki herşey bu algılarımızla sınırlı değildi.” |
06.10.2010 |