Güncel |
ANAYASANIN BAŞLANGIÇ KISMI DA DEĞİŞMELİ |
İktidar partisinin 2007 güzünde gündeme getirip sonra askıya aldığı anayasa taslağını hazırlayan ekipten Prof. Dr. Levent Köker, 12 Eylül Anayasasının girişinde yer alan başlangıç kısmı için, “Çağdaş ve demokratik anayasalarda böyle bir başlangıç yok. Yeni bir anayasa yapılacaksa, başlangıç metni de yeniden yazılmalıdır” dedi. DEMOKRASİYLE BAĞDAŞMAZ Anayasanın 2. maddesindeki “Atatürk milliyetçiliği” ifadesiyle ilgili olarak Köker, “Başına Atatürk kelimesini getirmiş olmakla milliyetçiliğe anayasal bir statü ve saygıdeğer bir ideoloji niteliği kazandıramazsınız. Bir anayasanın milliyetçi bir ideoloji ile kendini tanımlaması, demokratik hukuk devleti anlayışı ile bağdaşmaz” dedi.
İKTİDAR partisinin 2007 güzünde gündeme getirip sonra askıya aldığı anayasa taslağını hazırlayan ekipten Prof. Dr. Levent Köker, 12 Eylül Anayasasının girişinde yer alan başlangıç kısmı için, “Çağdaş ve demokratik anayasalarda böyle bir başlangıç yok. Yeni bir anayasa yapılacaksa, başlangıç metni de yeniden yazılmalıdır” dedi. AKP’ye sivil anayasa taslağını hazırlayanlardan biri olan Gazi Üniversitesi öğretim üyesi, siyaset bilimi ve kamu hukuku Prof. Dr. Levent Köker, “Değiştirilemez maddelerin de yeniden formüle edilebileceğini” söyledi. Taraf ’ın sorularını cevaplayan Köker, bazı Avrupa ülkelerinin anayasalarındaki “değiştirilemez” maddelerden örnekler vererek aradaki farkı anlattı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın, “Anayasa’nın ilk üç maddesine pozitif olarak dokunulabileceğine” yönelik açıklamalarına destek veren Köker, her anayasanın bir politik sürecin ürünü olduğunu, dolayısıyla politik sürecin ürettiği metin olarak anayasalarda değiştirilemez maddelerin olabileceğini de olmayabileceğini de söyledi. Prof. Dr. Köker, asıl sorunun değiştirilemez maddelerden çok, bu “değiştirilemez” denen maddelerin kapsamından kaynaklandığını kaydederek, “82 Anayasası bir darbe anayasasıdır. Böyle yazılmış olması ilelebet değiştirilemez manasına da gelmiyor. Bir siyasi sürecin sonunda yeni bir anayasa yapılacaksa bu değiştirilemez maddeler de yeniden formüle edilebilir” dedi. Prof. Dr. Levent Köker, şöyle devam etti: “Birinci madde; ‘Türkiye Devleti Cumhuriyettir.’ Kimsenin buna bir itirazı yok. İkinci maddede, ‘Toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı ve başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayalı, demokratik, sosyal, laik bir hukuk devletidir’ denir. Burada ‘toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı’ ile ne demek istendiği belli değil. Bu başlangıç bölümü Türkiye’nin devlet anlayışını ortaya koyduğu için önemlidir. Madde üç ile de ‘Türk vatanı ve milletinin bölünmez bütünlüğünü ve Türk devletinin ebediliğini’ vurgulayan ifadeler içeriyor. Bir de başlangıçta sözü edilen ve ikinci maddede yer alan değiştirilemez niteliğinde ‘Atatürk milliyetçiliği’ var. Atatürk isminin saygınlığı, Atatürk’ün büyüklüğünü ve dehasını bir kenara koyarsanız ‘milliyetçilik’ kelimesinin başına ‘Atatürk’ kelimesini getirmiş olmakla milliyetçiliğe anayasal bir statü ve saygıdeğer bir ideoloji niteliği kazandırmazsınız. Milliyetçilik bir siyasi ideolojidir ve ister başına ‘Atatürk’ getirin ister getirmeyin bir anayasanın herhangi bir biçimde milliyetçi bir ideoloji ile kendini tanımlaması özellikle günümüz demokratik hukuk devleti anlayışı ile bağdaşmıyor.” |
06.10.2010 |