Güncel |
Hükümete açılan kredi sınırsız değil |
USAK Genel Koordinatörü Doç. Dr. Sedat Laçiner, 12 Eylül referandumunda halkın çözüm için her türlü yolun denenmesi konusunda hükümete geniş bir kredi açtığına dikkat çekerken, bu kredinin ucunun açık olmadığının altını çizdi. USAK Genel Koordinatörü Doç. Dr. Sedat Laçiner, 12 Eylül referandumunda halkın çözüm için her türlü yolun denenmesi konusunda hükümete geniş bir kredi açtığına dikkat çekerek, bu kredinin ucunun açık olmadığının altını çizdi. USAK Genel Koordinatörü Doç. Dr. Laçiner, Hükümet-BDP görüşmesini değerlendirirken, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in görüşmeye katılmasının hükümetin meseleye salt terör boyutundan bakmadığının, hukuksal taleplere ve hatta ortam oluşur ise çeşitli dağdan indirme formüllerine de sıcak bakabileceğinin bir işareti olduğunu ifade etti. 12 Eylül referandumunda halkın çözüm için her türlü yolun denenmesi konusunda hükümete geniş bir kredi açtığına dikkat çeken Laçiner, bu kredinin ucu açık olmadığının altını çizdi. Hükümetin BDP’ye bakışının sadece kolaylaştırıcı bir mesaj taşıyıcıya bakış gibi olduğunu dile getiren Laçiner, terör örgütü PKK’nın gizli gündeminin ise “Öcalan ve Abdullah Gül’ü, Murat Karayılan ile Tayyip Erdoğan’ı eşitler arasında bir ilişkiye yaklaştırabilmek, hatta zorlayabilmek” olduğuna vurgu yaptı. Türkiye’de reformların ve değişimin belki de en hızlı yaşandığı alanın Kürt sorunu olduğunu ifade eden Sedat Laçiner, adeta devrimsel nitelikli bir dönüşüm yaşandığını, bu dönüşümü daha da hızlandırmanın sadece şartları zorlamak olacağını ve ülkeye yarardan çok zarar getireceğini dile getirdi. Bu tür görüşmelerin sıklaşması gerektiğinin altını çizen Sedat Laçiner, tek görüşme ile sonuç alabilmenin mümkün olmadığını kaydetti. “Taraflar süreci kendi lehlerine, parti politikalarını veya temsil ettikleri tarafı diğeri karşısında avantajlı konuma getirmek için kullanmamaları ve ortak hedeflere odaklanmaları gerekiyor ki bu gerçekten zor bir hedef” diyen Laçiner, şunları kaydetti: “Görüşmelerdeki en önemli sorunlardan biri de gizli gündem olacak. Özellikle PKK’nın bu görüşmeleri istismar etmesi ve görüşmeleri bir tür oyalama ve sahada güçlenme aracı olarak görmesi girişimi kısa sürede sekteye uğratabilir. Aynı şekilde PKK bu süreci kendisini, yani terörü kısa yoldan meşrûlaştırma fırsatı olarak görürse de yanlış yapar. Hükümetin ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün açıklamalarından da anlaşılıyor ki devlet henüz BDP ve PKK’nın samimiyetinden tam olarak emin olamıyor. PKK’nın İstanbul’dan Uşak’a, Mardin’den Van’a kadar sansasyonel terör saldırıları hazırlığında olduğu yönünde ortaya çıkan deliller ve BDP’lilerin zaman zaman maksadı oldukça aşan açıklamaları devlet kanadındaki endişeleri daha da arttırıyor.”
“SÜREÇ İSTİSMAR EDİLEBİLİR”
USAK Genel Koordinatörü Doç. Dr. Laçiner, önümüzdeki günlerde bu trafiğe Kandil ve hatta Kandil dışında kalan PKK’nın bazı ileri gelenlerinin de dâhil olabileceğini ifade ederek, hükümet ne kadar gerekli cesareti gösterirse göstersin ortamın seçimler öncesinde kırılgan olacağını ve daha da kırılgan olsun diye özel bir çaba sarfedileceğini vurguladı. Süreci her iki tarafın derinlerinin sabote etmenin yollarını arayacağına dikkat çeken Laçiner, “Bu çaba şimdiden başlamış durumda. PKK’da bazı kişiler liderlik mücadelesinde süreci altın fırsat olarak görüp Öcalan’ın liderliğine meydan okumak için, yani PKK’dan kopmak veya yeni bir PKK oluşturmak için süreci istismar edebilir. Aynı şekilde en hassas dönemde şehit sayısında yaşanacak bir artış ve bunun üzerine Tophane saldırısında olduğu gibi laiklik gibi konularda özel bazı krizler yaratarak hükümetin duruşunu zayıflatacak bazı girişimler de olabilir. Kısacası siyaset mayınlı araziye girdi ve bu arazide hızlı yürüyebilmek oldukça zor. Şu anki hız bile hiç yavaş değil” diye konuştu.Bu tür süreçlerin bir veya birkaç partinin götürebileceği süreçler olmadığının altını çizen Laçiner, medya başta olmak üzere bütün sivil toplum kuruluşlarına, kurumlara ve hatta bireylere görev ve sorumluluklar düştüğünü anlattı. |
27.09.2010 |