Güncel |
Cevdet Yaylacıoğlu: Bediüzzaman bana “Helâl et” dedi |
KASTAMONU’DA Bediüzzaman Said Nursî’yi burada yaşadığı yıllar süresinde gören bir çok zat halen yaşamaktadır. Bunlardan biri de bir zamanlar Tapu Müdürlüğü yapmış olan Cevdet Yaylacıoğlu idi. Bediüzzaman’ı Kastamonu’daki sürgün yıllarında gördüğünü belirten Yaylacıoğlu bizlere ilginç bilgiler de verdi. İşte Yaylacıoğlu’nun sözleri: “1943 yılının başında elinde bir şemsiye arkasında da kendisini sürekli takip eden bir polis bekçisi olduğu halde yürürken Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri ile karşılaştım. Kendisi bu vaziyette tepelere, dağlara, Kastamonu Kalesi’ne çıkar oralarda tefekkür etmeyi severmiş. Dediğim gibi bir gün yine böyle kaleye çıkmak için hazırlanırken elinde bir bakır kap var. Bu kaba su dolduracak ve bu suyla abdest alacaktı. Hemen elinden o bakır kabı aldım ve koşa koşa doldurmaya gittim. Kabı kendisine getirip verdiğimde bana baktı ve “Helâl et” dedi. Benim dayım da onun evine gider gelirdi zaten. Mahir Karakaşlı idi rahmetli dayımın adı. Hatta bazen dayımın hanımı Hoca’ya götürmesi için evde yiyecek birşeyler pişirirmiş. Ama Bediüzzaman bunları hiç kabul etmemiş. O zaten hiç hediye kabul etmiyormuş. Her zaman kaleye çıkmak için yürüdüklerinde bizim kapımızın önünden geçerdi mübarek. Kendisi kalenin altında kalan mahallede şu an müzeye çevrilmiş olan yerde otururdu. Bir gün polis Bediüzzaman’ın evini basacakmış. Buradaki el yazması kitaplarını falan hep Rıfat Sarıoğlu’nun evine kaçırmışlar. Yine bir akşam üzeri, o zaman şapka kanunu çıkmış, bir sürü halk toplanmış, arkası açık bir araba geldi, arbede yaşandı. Bediüzzaman’ın başındaki sarığı almak istemişler. Ama mübarek ne yapmış etmiş sarığını vermemişti. Polisler o zaman çok zulüm yapıyorlardı. Halk Partisi çok çektirdi bizlere... O zaman Bediüzzaman Hazretleri Kastamonu halkına duâ etmişti. Ne zaman onu götürdüler Allah Kastamonu’yu bir salladı. O zaman kalenin neredeyse yarısı yıkıldı gitti. 1943 yılında oldu bu deprem. " |
26.09.2010 |