Ya Âlîm! |
Ya Âlîm, Sen her şeyi en çok en iyi bilensin. Sen, her şeyi tam mânâsıyla bilirsin. Her şeyin, içini, dışını, inceliğini, açıklığını, önünü, sonunu, başlangıcını, bitimini çok iyi bilirsin. Olmuşları bildiğin gibi, olacakları da aynı şekilde bilirsin. Sen’in için Ya Âlîm, olmuş-olacak, gizli-açık söz konusu değildir. Bu tür konular, biz insanlar hakkında geçerli olan mânâlardır. Bizim insan olarak bilmemiz nisbî ve ârızîdir. Sen’in bilmen, -bütün isim ve sıfatlarında olduğu gibi- zâtîdir, kendine hastır. Onun için Sen’in bilmende dereceler bulunmaz Ya Âlîm! Ezelden ebede her şeyi bütün yönleriyle bilen ve hiçbir şey hiçbir şekilde hiçbir zaman ilminden gizlenemeyen Âlim’sin. Ya Âlîm, biz insanların akıl ve duyularımız ile idrak edebildiğimiz ve edemediklerimiz her şeyi idrak eder ve bilirsin. Dolayısıyla hiçbir şey Sen’den gizlenemez. Sen’in için Ya Âlim, gayb ve bilinmezlik (bilmemeklik) diye bir şey olamaz. Sen herhangi bir şeyi idrak etmekten aciz değilsindir. Biz kullar olarak, bildiklerimize aldanıp büyüklenmemeli ve şeytanın, nefsimizin oyununa gelmemeliyiz. Daima güzel ahlâkla donanmalı, araştırmalı ve ilmimizi arttırmaya çalışmalıyız. Bütün amellerimizde, sözlerimizde, konuşmalarımızda ve gizli hallerimizde Sen’den, her şeyi bilen Âlîm isminden utanarak Sana isyan etmekten kaçınmalıyız. Ya Âlim, Sen’in sıfatlarını, hükümlerini, helâl ve haramlarını öğrenip kendimizi Sana yaklaştıracak ve mertebemizi yükseltecek konularla, işlerle uğraşmalı ve Sen’in farz kıldıklarına ve tavsiyelerine uymalıyız.
FAHRİ UTKAN |
03.09.2010 |