Güncel |
KARANLIK OYUNLAR TUTMAYACAK |
Dörtyol Girişimci İşadamları Derneği Başkanı Turhan Soylu, Dörtyol’da inadına sevgi, inadına barış, inadına hoşgörü ve inadına demokrasi istediklerini belirterek, karanlık güçlerin oyununa gelmeyeceklerini vurguladı. Dörtyol Girişimci İşadamları Derneği (DÖGİAD) Başkanı Turhan Soylu, Dörtyol’da inadına sevgi, inadına barış, inadına hoşgörü ve inadına demokrasi istediklerini belirterek, karanlık güçlerin oyununa gelmeyeceklerini vurguladı. Hatay’ın Dörtyol ilçesinde DÖGİAD tarafından verilen iftar yemeğinde birlik, beraberlik ve hoşgörü mesajları verildi. Limon Restaurantta verilen iftar yemeğine AKP Hatay Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Öztürk, Kaymakam Hacı Hasan Özyiğit, Belediye Başkanı Fadıl Keskin, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Oğraş, İlçe Emniyet Müdürü Mustafa Yavuzyolcu, Yeşilköy, Altınçağ, Yeniyurt ve Karakese Belediye Başkanları, siyasî parti başkanları, daire amirleri, oda başkanları ve iş adamları katıldı. İftar programının ardından bir konuşma yapan DÖGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Turhan Soylu, “İş adamları olarak ilçenin gelişmesinde, huzurlu yaşamasından yanayız. Bunun için Anadolu’nun tarihten gelen engin şefkatini hatırlamakta fayda mülâhaza görüyoruz. Yıllarca bu topraklarda her türlü dinden, ırktan, milletten insanlar yaşadılar. Köklü medeniyetlere ev sahipliği yaptılar. Halen bu topraklarda farklı milletten, farklı dinden insanlar kardeşçe yaşamaktalar” dedi. Soylu, “Ülkemizi bölmek için çalışan bizi birbirimize vurdurmak isteyen hainler var. Gözü bu cennet vatan topraklarında olan dış mihraklar var. Ama biz bunlara asla prim vermeyeceğiz. Bizi birbirimize düşürmek isteyenlerin oyununa gelmeyeceğiz” diye konuştu. |
28.08.2010 |
Terör eğitim ve demokrasi ile biter |
Hakkâri’nin 31 yıllık imamı Aziz Tan'ın, Ramazan günü sahurunu yapıp, sabah namazı için evinden camiye giderken sırtından 8 kurşunla haince öldürülmesine tepkiler sürüyor. Memur-Sen’in yaptığı açıklamada, “Öldürülen kişinin kimliğine baktığımızda terör örgütünün, bataklığını kurutanları hedef seçtiği gerçeği ortaya çıkıyor. Terörü bitirecek olan eğitim ve özgürlüklerdir” denildi. Terörü, eğitim ve özgürlük bitirir HakkÂrİ’nİn 31 yıllık imamı Aziz Tan, Ramazan günü sahurunu yapıp, sabah namazı için evinden camiye giderken sırtından 8 kurşunla haince öldürülmesine tepkiler bitmiyor. Memur-Sen yaptığı açıklamada, “Öldürülen kişinin kimliğine baktığımızda terör örgütünün, bataklığını kurutanları hedef seçtiği gerçeği ortaya çıkıyor. Terörü bitirecek olan eğitim ve özgürlüklerdir” denildi. Memur-Sen’den yapılan açıklamada, Hacı Sait Camii imamı Aziz Tan’ın 31 yıldır Hakkâri’de görev yaptığı ve herkes tarafından sevilen bir insan olduğu, gençlerin eğitimine büyük önem verdiği belirtilirken şöyle denildi: “Öldürülen kişinin kimliğine baktığımızda terör örgütünün, bataklığını kurutanları hedef seçtiği gerçeği ortaya çıkıyor. Yıllardır terörle mücadelede, önemli olanın sivrisinekle mücadele değil, bataklığı kurutmak olduğunu söyleyen Memur-Sen’in haklılığı bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Terörü bitirecek olan eğitim ve özgürlüklerdir. Bizi bir ve beraber yapan değerler etrafında birleşip, bölmek ve birbirimize düşman etmek isteyenlere karşı güçbirliği yapmamız halinde, hiçbir güç milletimizi bölemeyecektir. Bataklığın varlığından medet umanlara, milletimizin fırsat vermeyeceğinin bilinmesi gerekmektedir. Terörden beslenenlerle, şehit cenazelerinden medet uman anlayışın birleştiği cephe, bu anlamda ibretle seyredilmesi gereken bir tablo ortaya koymaktadır. “Hiçbir kutsal değeri olmayan terör örgütünün din adamını bile öldürecek cüreti göstermesi, aslında içine düştüğü çaresizliği ve bitkinliği göstermektedir. Halkın kutsal değerlerine saldırılarak, hak aranmayacağını cenazeye katılan binlerce insan hep bir ağızdan haykırmıştır. Hain saldırı sonucu şehit edilen Aziz Tan’a bir kez daha rahmet ve mağfiret dilerken, başta ailesi ve yakınları olmak üzere bütün sevenlerine ve milletimize baş sağlığı dileriz.
FATİH KARAGÖZ-Ankara |
28.08.2010 |
Başörtüsü zulmünün faili CHP ve onun zihniyeti |
AKP Grup Başkanvekili ve Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, Türkiye’de başörtüsü sorunu yaşanıyorsa bu zulmün failinin CHP ve onun zihniyetindeki yöneticilerinin olduğunu söyledi. Başörtüsü zulmünün faili CHP zihniyeti AKP Grup Başkanvekili ve Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, Türkiye’de başörtüsü sorunu yaşanıyorsa bu zulmün failinin CHP ve onun zihniyetindeki yöneticilerinin olduğunu söyledi. Bekir Bozdağ Yozgat’ın Sorgun ilçesinde esnaf ziyaretleri kapsamında ziyaret ettiği esnaftan ‘evet’ oyu kullanmalarını istedi. Bozdağ, esnaf ziyareti sonrası yaptığı basın açıklamasında muhalefet partilerinin gündemi değiştirmek, çarptırmak için konuları başka alanlara çektiklerini belirterek, Türkiye’de başörtüsü zulmü yaşanıyorsa bu zulmün failinin CHP ve onun zihniyetindeki yöneticiler olduğunu ifade etti. Bozdağ, “CHP’nin bir özelliği var seçim yaklaştıkça her şeyi istismar ediyorlar. Başörtüsüyle ilgili bakarsanız 29 Mart 2009 Pazar mahalli idareler seçimi var Sayın Kılıçdaroğlu Sayın Baykal o zaman çarşaflı hanım efendilere rozet taktı, Kocaeli Belediye Başkanı her mahallede Kur'ân kursu vaat etti, şimdi Kastamonu da Belediye Başkanı seçim kampanyasını Şeyh Şabanı Veli Türbesinde başlattı, ev ev başörtüsü dağıttılar şimdi 29 Mart 2009 Pazar seçim bitti arkasında fotoğraf. Fotoğraf şu bir bakıyorsunuz Mersin’de CHP’nin kadın kolları gözü dönmüş bir biçimde, büyük bir kin ve nefretle, öfkeyle çarşafları paramparça edip milletin gözünün içine baka baka kinleri gözlerinden fışkıra fışkıra ayaklarının altına alıp çiğnediler. Bakıyorsunuz İzmir Büyükşehir Belediyesi başörtülü öğrencilere paso vermiyor. Başörtüsü varsa otobüslere indirimli binmek yasak. Böyle bir saçmalık olabilir mi arkasından bakıyorsunuz CHP grubuna başörtülü bayanlar giriyor ve CHP’liler başörtülü bayanları gruptan dışarı çıkarıyor. Seçime kadar Cumhuriyet Halk Partisi her kesime boncuk dağıtıyor, ama seçim bittikten sonra hemen gereğini yapıyorlar. Bugün Türkiye’de başörtüsü zulmü yaşanıyorsa bu zulmün faili Cumhuriyet Halk Partisi ve onun zihniyetindeki yöneticilerdir.” diye konuştu. |
28.08.2010 |
Memur, ‘temiz sicil’ için bekleyecek |
Kamu çalışanlarının disiplin cezalarının sicillerinden daha erken silinmesi talebi kabul görmedi. Alınan bilgiye göre, toplu görüşme kapsamında Kamu İşveren Kurulu ile Memur-Sen ve Türkiye Kamu-Sen temsilcilerinden oluşturulan ‘’Çalışma Hayatı ile Sendikal Haklara İlişkin Konfederasyonların Ortak Talepleri ile Kamu İşveren Kurulu Temsilcilerinin Tespitlerine Dair Komisyon’un’’ görev alanına giren konularla ilgili çalışma yaptı. Konfederasyonlar, bu kapsamda, kamu çalışanlarının sicil-disiplin hukukuna ve işlemlerine ilişkin taleplerini gündeme getirdi. ‘’Disiplin cezalarının sicilden silinmesi için öngörülen sürelerin kısaltılması, bu yöndeki taleplerin sendika temsilcisine de yer verilen komisyon aracılığıyla karara bağlanması yönünde düzenleme yapılmasını’’ öneren konfederasyonlar, Kamu İşveren Kurulu’ndan bekledikleri cevabı alamadı. Kurul, disiplin cezalarının sicilden silinme sürelerinin kısaltılması talebinin ‘’caydırıcılığı azaltacağı’’ gerekçesiyle uygun görmedi. Cezaların sicilden silinmesinde atamaya yetkili amire verilen yetkinin ise yerinde olduğu değerlendirmesinde bulunuldu. |
28.08.2010 |
Ankete katılan memur, zamları yetersiz buldu |
Türkİye Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Görevlileri Sendikası (Türk Sağlık-Sen) Genel Başkanı Önder Kahveci, ‘’Sendikamız tarafından yapılan ankete göre, memurların sadece yüzde 2’si son 5 yılda yapılan zamları yeterli görüyor’’ dedi. Kahveci, yaptığı yazılı açıklamada, toplu görüşmelerin son turunda hükümete makul bir zam teklifiyle gelmesi yönünde çağrı yaptı. Sendika tarafından 30 ilde anket yaptıklarını belirten Kahveci, açıklamasında ‘’Memurların yüzde 42’si yetersiz, yüzde 56’sı ise çok yetersiz buluyor. Hükümetin yıllardır uyguladığı maaş zamlarının kamu çalışanlarının sorunlarını çözemediği açıktır’’ ifadesine yer verdi. Kahveci, şunları kaydetti:’’Türkiye’de her şeye para bulunuyor. Fakat konu memurlara yapılacak zamlara gelince siyasi irade, ‘bütçe sınırlı, kaynak az, vermek istediğimiz başka ama imkanlar da başka’ gibi bahaneler üretiyor. Siyaseti bu bahanelerden vazgeçmeye ve kamu çalışanlarının hakkı olan, talep ettikleri zam teklifini yapmaya çağırıyoruz.’’ |
28.08.2010 |
Savcılık TİB’de inceleme başlattı |
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Yargıtay ve Danıştay Başkanlıklarının telefonlarının dinlenildiği iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB)’nda yeni bir inceleme yapılıyor. Soruşturmayı yürüten Başsavcıvekili Nuri Yiğit, sabah saatlerinde TİB’e gitti ve incelemeye saat 10.00’da başlandı. Soruşturma çerçevesinde, 29 Mart’ta, TİB’de, Ankara 9. Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararı doğrultusunda, geniş çaplı bir arama yapılmıştı. |
28.08.2010 |
Hükümete ‘toplu görüşme pastası’ |
Tüm Sağlık-Sen ile Anadolu Eğitim-Sen üyeleri, hükümete temsili olarak ‘’toplu görüşme pastası’’ göndererek, ‘’bayram hediyelerinin’’ verilmesini istedi. Tüm Sağlık-Sen Genel Başkanı Okay Erözgün, Güven Park çiçekçiler girişinde toplanan grup adına yaptığı açıklamada, toplu görüşmeye katılan sendikaların 2.5 milyon çalışanın yalnızca yüzde 35’ini temsil ettiğini söyledi. Toplu görüşmeler öncesinde yetkili olmayan konfederasyonların ve bağımsız sendikaların da görüşlerinin alınacağı çalıştay düzenlenmesi gerektiğini belirten Erözgün, bu yapılmadan gerçek temsilden söz edilemeyeceğini savundu. Toplu sözleşme hakkını, tek kadro uygulamasına geçilmesini, döner sermaye dağılımının adil şekilde yapılmasını ve tam gün yasasında unutulan 300 bin hekim dışı personelin haklarının teslim edilmesini istediklerini belirten Erözgün, bunların yapılması halinde sorunların yüzde 90’ının çözülmüş olacağını kaydetti. Anadolu Eğitim-Sen Genel Başkanı Cansel Güven de bu yılki görüşmelerin ‘’evet-hayır savaşlarına kurban edildiğini, toplu sözleşme haklarının oylarının rengine bağlanarak ‘’rüşvet konusu yapıldığını’’ öne sürdü. Güven, öğretmeninden ve eğitimden tasarruf eden ülkelerin asla yükselemeyeceğini belirterek, öğretmenlerin onurlarına yakışan ücret düzenlemesi istediklerini kaydetti. |
28.08.2010 |
1 ton 120 kilogram esrar ele geçirildi |
Dİyarbakır’In Lice ilçesinde bir ton 120 kilogram esrar ile 14 milyon 150 bin kök dişi Hint keneviri ele geçirildi. Edinilen bilgiye göre, Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince dün Lice ilçesi Bağlan ve Ortaç Köylerinde ‘’kenevir ekimi, uyuşturucu madde imal, depolama ve ticaret suçlarını’’ işleyen kişilere yönelik 41 yere eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonda, dere yatağı ile ormanlık alanlara gizlenmiş, toprağa bidonlar ve çuvallar halinde gömülü vaziyette bir ton 120 kilogram toz esrar ile tarlada ekili vaziyette 14 milyon 150 bin kök kenevir bitkisi ele geçirildi. Olayla ilgili 6 kişi gözaltına alındı. Yetkililer, 14 milyon 150 bin kök kenevir bitkisinin ele geçirilmesiyle 283 ton esrar maddesinin piyasaya sürülmesine engel olunduğunu belirtti. |
28.08.2010 |
Atilla Kıyat'ın ifadesi Diyarbakır’a gönderildi |
Emekli Koramiral Atilla Kıyat’ın alınan ifadesinin, faili meçhul cinayetlerle ilgili soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği bildirildi. Atilla Kıyat’ın ifadesi Diyarbakır’a gönderildi Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği bildirildi. Emeklİ Koramiral Atilla Kıyat’ın İstanbul’da alınan ifadesinin, faili meçhul cinayetlerle ilgili soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Diyarbakır Emekli Koramiral Atilla Kıyat, katıldığı bir televizyon programında faili meçhul cinayetlerle ilgili açıklamalarda bulunduğu gerekçesiyle, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine talimatla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına ifade vermişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan Kıyat’ın ifadesinin soruşturmanın yürütüldüğü Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği öğrenildi. Kıyat’ın ifadesinde, söz konusu programda düşüncelerini açıkladığını bildirerek, ‘’Faili meçhul cinayetler konusunda elimde bilgi ve belge bulunmamaktadır. Ben sadece bu konudaki düşüncelerimi açıkladım’’ dediği öğrenildi. |
28.08.2010 |
Yardım treni duâlarla Pakistan’a uğurlandı |
İHH İnsanî Yardım Vakfı’nın sel afetinde büyük zarar gören Pakistan için hazırlamış olduğu yardım treni yola çıktı. Pakistan’a 450 ton acil yardım malzemesi taşıyan yük treni, Haydarpaşa Tren Garı’ndan uğurlandı. 28 vagondan oluşan ve maddî değeri 4 milyon TL’yi bulan yardımları taşıyan yük treni, İran üzerinden Pakistan’a ulaşacak. Trenin 13 günde Pakistan’a ulaşması bekleniyor. Yardım malzemesi; afetzede aileler için hayatî öneme sahip olan dayanıklı gıda ve bakliyat, bebek maması, ilâç ve tıbbî malzeme, temizlik malzemesi, tekstil, ayakkabı, inşaat malzemesi, çadır, battaniye ve prefabrik evlerden oluşuyor. Treni uğurlama törenine İHH İnsanî Yardım Vakfı yönetimi, Pakistan İstanbul Başkonsolosu Dr. Yusuf Cüneyt, TCDD İstanbul Birinci Bölge Müdürü Hasan Gedikli ve yardım kampanyasına destek veren Anadolu Aslanları İş Adamları (ASKON) Genel Sekreteri Mehmet Akif Bayramoğlu katıldı. İHH İnsanî Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım yanındaki heyetle birlikte tren uğurlanmadan önce bir basın toplantısı düzenledi. Pakistan için karadan, denizden ve havadan yardım çalışması başlattıklarını belirten Yıldırım, trenden sonra önümüzdeki Pazartesi günü 35 ton acil yardım malzemesi götürecek kargo uçağının yola çıkacağını söyledi. İskenderun limanında demirleyen Gazze kuru yük gemisinin 35 kişilik bir ekip tarafından tamir ve bakıma alındığını ifade eden Yıldırım, gemi hazır olduğunda Pakistan halkına 3 bin tonluk bir yardım malzemesi göndereceklerini belirtti. Yıldırım, daha sonra da 4 bin ton kapasiteye sahip olan Defne yük gemisini Pakistan’a göndermeyi planladıklarını belirtti. İHH Başkanı Yıldırım, Pakistan’a 30 milyon TL’lik bir yardım yapmayı öngördüklerini söyledi. Yıldırım, “Bu öngördüğümüz hedefi gerçekleştirmemiz ve daha fazla yardım yapmak için hayırsever halkımızın desteklerini bekliyoruz. Halkımız Filistin konusunda gösterdiği duyarlılığı dost Pakistan halkı için de göstermeli. Çünkü büyük bir afetle karşı karşıyayız. Sel afeti halen sürüyor. 2 bin kişi öldü. 1 milyon ev yıkıldı. 30 milyon insan bu selden etkilendi. Var gücümüzle bu kardeşlerimizin yaralarını sarmalıyız” şeklinde konuştu. Pakistan İstanbul Başkonsolosu Dr. Yusuf Cüneyt ise konuşmasında “Bu tren tam zamanında gidiyor. Bu trenin taşıdığı yardım malzemeleri halkımız için hayatî bir öneme sahip. Pakistan halkı tarihinin en kötü günlerini yaşıyor. Ülke topraklarının yüzde 20’si sular altında kaldı. Salgın hastalıklar artıyor. 3.5 milyon çocuk bulaşıcı hastalıklarla karşı karşıya. Kara yollarının büyük çoğunluğu kapalı. Alt yapı çökmüş durumda. Birçok bölgeye sadece uçak ve helikopterle ulaşılabiliyor” dedi. Türkiye-Pakistan dostluğunun en üst düzeyde olduğunu belirten Dr. Yusuf Cüneyt, “Türkiye halkının yardımlarına devam edeceğini ümit ediyorum. Desteğinize ihtiyacımız var” diye konuştu. Konuşmaların ardından yardım treni duâlarla uğurlandı. İHH’nın Pakistan için başlatmış olduğu çalışmaya TGTV, MÜSİAD, ASKON ve MEMURSEN başta olmak üzere bir çok sivil toplum kuruluşu destek veriyor. |
28.08.2010 |
Yeni anayasanın önünde engeller var |
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ‘gide gide’ anayasanın tamamını değiştireceklerini ancak şimdilik ‘gıdım gıdım’ gittiklerini söyledi. Arınç, “Buna mecburuz, çünkü yeni bir anayasa yapmaya hem yasal, hem psikolojik engeller var” dedi. Yeni anayasanın önünde engeller var Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ‘gide gide’ anayasanın tamamını değiştireceklerini ancak şimdilik ‘gıdım gıdım’ gittiklerini söyledi. Arınç, “Buna mecburuz, çünkü yeni bir anayasa yapmaya hem yasal, hem psikolojik engeller var” dedi. Bursa’da, Yıldırım ilçe belediyesi Bayrak alanında düzenlenen iftar yemeğine katılan Arınç, yemeğin ardından kalabalığa seslendi. Anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesine götürülmesiyle, mahkemenin esasa girerek değişikliği incelediğini hatırlatan Arınç, mahkemenin anayasaya aykırılık olmadığı kararını verdiğini kaydetti. “TARANGUKUK HİKÂYELERİ ANLATMAYA NE GEREK VAR” Sandığın milletin önüne geldiğini aktaran Arınç, şöyle konuştu: “Şimdi telâş etmeye, korkmaya, hayalî senaryolar uydurmaya, felâket senaryoları kurmaya gerek var mı? Anayasa yargısal denetimini yapmış, gayet güzel. Hatta kendi yapısını değiştiriyoruz Anayasa Mahkemesinin 11 asıl, 4 üyeyi, 17 üyeye çıkartıyoruz. 3 tanesini de meclis seçecek. Anayasa Mahkemesi ‘çok iyi oldu, elinize sağlık olsun’ diyor. HSYK’nın yedi üyesi var. 5’i Yargıtay ve Danıştay’dan gelen arkadaşlar. 15 bin tane kürsü hakimi var bir tane temsilcisi yok. 7’yi, 22 yaptık. 22’nin içine de 10 tane kürsü hakimlerinin seçeceği hakim arkadaşlarından koyduk ki tarafsızlık olsun. Anayasa Mahkemesi, ‘işte demokrasi budur, çoğulculuk budur’ diyor. O zaman niye bizi korkutuyorsunuz siz? Ne var bu anayasa oylamasına giderken, tarangukuk hikâyeleri anlatmaya, öldük bittik diye bağırmaya, tehdit etmeye, başka senaryoları gündeme getirmeye, terör örgütü ile yok konuşuldu, pazarlık yapıldı demeye, birilerini tahrik etmeye ne gerek var.”
“ANAYASANIN TAMAMINI DEĞİŞTİRECEĞİZ AMA...”
Yaptıklarını ‘basit bir anayasa değişikliği’ olarak nitelendiren Arınç, anayasanın Allah yapısı değil, kul yapısı olduğunu dile getirdi. İlk 3-4 maddesinin dışındaki maddelerin tamamının değiştirilebileceğine işaret eden Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: “82’den bu yana 70 maddesi değişmiş. Şimdi 26’sı değişecek. Aslında gide gide hepsi değişecek de, şimdi böyle gıdım gıdım yapıyoruz. Mecburuz, çünkü yeni bir anayasa yapmaya hem yasal hem psikolojik engeller var. Aslında Türkiye, kendi sivil ve demokrat anayasasını parlamentosunda yapması lâzım. Buna teşebbüs ettik, çalıştık ama önümüze engeller geldi.” |
28.08.2010 |
Darbe anayasasıyla AB’ye üye olamayız |
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, darbe anayasalarıyla AB’ye üye olabilen bir ülke olmadığını, İspanya, Portekiz ve Yunanistan’ın bunu denediğini, anayasadaki değişikliklerle süreçlerini hızlandırdıklarını söyledi. Bağış, İzmir programı kapsamında Ege TV ve Kanal 35 televizyonlarını ziyaret etti. Ziyaretin ardından, İzmir Sağırları Koruma ve Kalkındırma Derneği’nde engelli vatandaşlarla bir araya gelen Bağış, burada bir konuşma yaptı. Anayasa değişiklikleriyle ilgili değerlendirmede bulunan Bağış, Türkiye’nin AB’ye 1959’dan bu yana üye olmaya çalıştığını, ama darbe anayasasıyla yönetildiği için bunun gerçekleşemediğini savundu. Bakan Bağış, şöyle konuştu: ‘’Bu ülke 1960’dan bu yana darbe anayasasıyla yönetiliyor. Darbe anayasasıyla AB’ye üye olabilen bir ülke yok. Yunanistan, Portekiz, İspanya bunu denedi. Ama onlar da ne zaman anayasalarını değiştirdiler, bireyin önünü açtılar, AB süreci hızlanıverdi, çok daha zengin, çağdaş ülkeler oldular. Türkiye de bu çağdaşlaşma yolunda önemli bir aşamanın eşiğine geldi.’’ ‘’Biz AB yolunda ilerlerken aslında özümüze dönüyoruz’’ diyen Bağış, Osmanlı’yı güçlü yapan asıl kuralın ‘insanı yücelt ki devlet yücelsin’ kuralı olduğunu vurguladı. |
28.08.2010 |
Hükümet-yargı polemiği |
Başbakan Erdoğan’ın bir konuşmasında, bir valiyi bile atayamamasına sebep olarak gösterdiği yargıdan cevap geldi. Danıştay Başkanı Mustafa Birden, Danıştay’a yönelik eleştiri ve değerlendirmelerde yargı erkini ve onun mensuplarını zan altında bırakıcı açıklamalardan özenle kaçınılması gerektiğini söyledi. Başkan Birden: Danıştay,siyasetin içine çekilmesin Daniştay Başkanı Mustafa Birden, ‘’Anayasal bir kurum ve yüksek bir mahkeme olan Danıştay, siyasî tartışma ve çekişmelerin içine çekilmeye çalışılmamalıdır’’ değerlendirmesinde bulundu. Danıştay Başkanı Birden yaptığı yazılı açıklamada, ‘’Danıştay’ın anayasal görev ve yetkileri çerçevesinde verdiği kararlarına, başta Sayın Adalet Bakanı olmak üzere devlet adına yetki kullanan kişilerce saygı gösterilmelidir’’ değerlendirmesinde bulundu. Danıştay Başkanı Birden, yüz yılı aşan onurlu bir geçmişe sahip Danıştay’ın, Cumhuriyetin ve hukuk devletinin temel güvencelerinden biri olduğunu hatırlatarak, Danıştay’a yönelik eleştiri ve değerlendirmelerde yargı yerini ve onun mensuplarını zan altında bırakıcı açıklamalardan özenle kaçınılması gerektiğini vurguladı. "Anayasal bir kurum ve yüksek bir mahkeme olan Danıştay, siyasî tartışma ve çekişmelerin içine çekilmeye çalışılmamalıdır’’ değerlendirmesinde bulunan Birden, şunları kaydetti: "Danıştay’ın anayasal görev yetkileri çerçevesinde verdiği kararlarına, başta Sayın Adalet Bakanı olmak üzere Devlet adına yetki kullanan kişilerce saygı gösterilmelidir. Danıştay kararlarının basın ve yayın organlarında, yüzeysel bilgilere dayalı olarak tartışılması, eleştiri sınırları aşılarak suçlama getirilmesi ve yargı kararlarının yakın bir zamanda yapılacak olan referandum sonucunu etkilemeye yönelik bir malzeme olarak kullanılması doğru değildir. Halkın hukuka güvenini ve saygısını arttıracak söylemler yerine, yargıyı, yasama ve yürütmenin faaliyetlerine engel bir organmış gibi göstermenin ve bu mânâda kamuoyuna şikâyet ederek yargı yerlerini savunma durumuna düşürmenin hukuka saygılı devlet yönetiminde yeri yoktur.’’ |
28.08.2010 |
CHP, KPSS için Meclis araştırması istedi |
CHP, KPSS ile ilgili iddialar ve ÖSYM’nin sorunları konusunda ‘’Meclis Araştırması’’ açılmasını talep etti. CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, düzenlediği basın toplantısında, önergenin Meclis Başkanlığına verildiğini bildirdi. ÖSYM’nin son yıllarda gerçekleştirdiği sınavlarda birçok hata ve yolsuzlukların yaşandığını belirten Anadol, yakın zamanda Tıpta Uzmanlık ve Polis Meslek Yüksekokulları sınavlarının da iptal edildiğini hatırlattı. Son yapılan KPSS Eğitim Bilimleri Sınavı ile ilgili iddiaları dile getiren Anadol, ÖSYM Başkanı’nın, ‘’Bazı güçler ÖSYM üzerinde bilek güreşi yapıyorlar. Bu olaylar birilerine menfaat sağlamak için değil, ÖSYM’yi yıpratmak üzere planlanmış hareketlerdir diyen var’’ dediğini kaydetti. Anadol, şöyle konuştu: ‘’Hangi güçler ÖSYM ile bilek güreşi yapmaktadır sorusu siyasi iktidarca açıklanmalıdır. Milyonlarca gencin kaderi hiçbir karanlık güce teslim edilemez. Yaşananlar ÖSYM’nin başarısız kılınması için adeta özel bir çabanın gösterildiğini ortaya koymaktadır. Kadrolaşmanın önünde engel olarak görülen ÖSYM’nin yerine acaba yeni bir yapılanma kurulmasının zemini mi oluşturuluyor, sorusu zihinlere gelmektedir. ÖSYM’nin gerçekleştirdiği sınavlarda soruların çalınması tuzun koktuğu noktadır. KPSS sınavında yaşananlar, 13 Eylül 2009 tarihinde ÖSYM’nin gerçekleştirdiği Polis Meslek Yüksekokulları sınavlarında yaşananlarla benzerlik taşımaktadır.’’ |
28.08.2010 |
Davutoğlu: Dünyanın her köşesinde vizeleri kaldıracağız |
Dışışleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, dünyanın her köşesinde bütün vizeleri kaldıracaklarını belirterek, ‘’Vatandaşlarımız taşıdıkları pasaportla gurur duyarak, büyükelçiliklerin önlerinde beklemeden, dünyanın her yanına gidebilecekler’’ dedi. Bir dizi ziyaretler bulunmak üzere Konya’nın Doğanhisar ilçesine gelen Davutoğlu, buradaki temaslarının ardından ilçeye bağlı Deştiğin beldesine geçti. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, daha sonra Beyşehir Gölü kıyısındaki bir restoranda verilen iftara katıldı. Yemekten sonra kürsüye gelen Davutoğlu, yaptığı konuşmada Türkiye’nin güçlü, derin ve dünyanın her yerinde etkin bir siyaset takip edebilecek bir ülke olmasını istediklerini söyledi. Davutoğlu, şunları kaydetti: ’’İstiyoruz ki insanlarımızın önündeki her engel kalksın, insanlarımız her yerde rahatlıkla seyrüsefer içinde olsunlar. Ayaklarımızdaki, zihnimizdeki prangalardan kurtulalım. Onun için biz vizeleri kaldırmak istiyoruz. Kim ne derse desin, dünyanın her köşesinde tüm vizeleri kaldıracağız ve vatandaşlarımız taşıdıkları pasaportla gurur duyarak, büyükelçiliklerin önlerinde beklemeden, dünyanın her yanına gidebilecekler. Son bir yıl içinde onlarca ülkeyle vizeleri kaldırdık. Kaldırmaya devam edeceğiz. Çünkü size güveniyoruz. Milletimizin o büyük dinanizmine güveniyoruz.’’ Amaçlarının Türkiye’yi dünyanın her yerinde sözü geçen bir ülke kılmak olduğunu anlatan Davutoğlu, sadece bir yıl içinde Afrika’da 18 büyükelçilik açtıklarını bildirdi. |
28.08.2010 |
ABD Kongresini bilgilendireceğiz |
Dışışlerı Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun ABD ziyaretinde başta Türkiye-ABD ilişkileri olmak üzere, iki ülkeyi de ilgilendiren uluslar arası konuların ele alındığı bildirildi. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Sinirlioğlu ve beraberindekilerin ABD ziyareti hakkında bilgi veren diplomatik kaynaklar, görüşmelerde, İran’ın nükleer programı, Irak’taki son durum, İsrail ile ilişkiler, Kıbrıs, NATO, Orta Doğu, Balkanlar, Afganistan’da Türkiye’nin yapabilecekleri ve Türkiye-ABD arasındaki ikili ilişkiler gündeme geldi. Bakanlık kaynaklarına göre, Türkiye bundan sonra ABD kongresinde her konuda daha fazla bilgilendirme kampanyası yürütecek. Bu konuda ABD yönetiminden de destek sözü aldıklarını söyleyen diplomatik kaynaklar, uzun görüşmelerin ardından Türkiye ve ABD’nin birbirini daha iyi anladığını belirterek, başta İran meselesi olmak üzere taraflar arasında bazı yanlış anlaşılmalar olduğunu, bu sebeple karşılıklı olarak daha sık görüşülmesine karar verildiğini dile getirdi. |
28.08.2010 |
Erdoğan'dan Rize'ye acil yardım talimatı |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rize’nin merkeze bağlı Gündoğdu beldesinde sağanak sonucu meydana gelen sel ve heyelanların ardından, bölgeye 1,5 milyon Liralık acil nakdi yardım gönderilmesi için talimat verdi. Edinilen bilgiye göre, Başbakan Erdoğan, çöken alt yapı ve mağdur olan vatandaşların acil olan ihtiyaçlarının karşılanması için Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala’ya talimat verdi. Bu çerçevede 1,5 milyon liralık acil nakdi yardımın bölgeye gönderildiği bildirildi. Öte yandan, gönderilen nakdî yardımın ilk etapta gönderilen miktar olduğu, ihtiyaca göre nakdî yardım gönderilmesine devam edileceği öğrenildi. |
28.08.2010 |
Dışişleri, sınavla 100 memur alacak |
Dışışlerı Bakanlığı, sınavla 100 aday meslek memuru alacak. Dışişleri Bakanlığı’nın, Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yer alan ilânına göre, meslek memuru atamaları, genel idare hizmetleri sınıfından 9. ve 8. derece kadrolara yapılabilecek. Meslek memuru adayı alımı için yapılacak sınavın ilk aşaması, 2 Ekim 2010 tarihinde Ankara ve İstanbul’da yapılacak. Sınava başvurabilmek için, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48. maddesinde sayılan genel şartları taşımak, 32 yaşını doldurmamış olmak gerekecek. Adayların, 2009 veya 2010 yılı Kamu Personel Seçme Sınavının (KPSS) ‘’KPSS-36, KPSS-21 ve KPSS-108 puan türlerinin birinden en az 80 puan almış olmaları gerekiyor. Dışişleri Bakanlığı’nın aday meslek memuru alımına ilişkin sınavı çoktan seçmeli bilgi sınavı şeklinde yapılacak. Sınavın sonuçları da 6 Ekim 2010 tarihinde açıklanacak. |
28.08.2010 |
Afetler ikaz ediyor |
Pakistan’ı vuran sel baskını, Çin’de binlerce kişinin ölümüne yol açan sel ve heyelan, Moskova’yı tehdit eden ve ekili alanları tahrip ederek buğday krizi yaşanmasına yol açan büyük yangın, peş peşe meydana gelen depremler ve mevsim normallerinin çok üzerinde seyreden hava sıcaklıkları insanlığı uyarıyor. Kendi eliyle dünyayı tahrip ederek, arzî ve semavî felâketlerin yaşanmasına yol açan insanlığın, afetlerden maddî-manevî ders çıkarması isteniyor. VERİMLİ TOPRAKLAR SEL ALTINDA
Sel ve muson yağmurlarının hayatı felç ettiği Pakistan’ın en verimli toprakları kabul edilen Svat Vadisi ve vadiyi diğer illere bağlayan 43 kilometrelik karayolu tamamen sular altında. Svat Nehri üzerinde kurulu çok sayıda köprü de yıkılmış durumda.Yaklaşık 40 milyon insanın etkilendiği sel bölgesinde en fazla zarar gören yerlerden birisi de Svat Vadisi. Öte yandan, sel baskınına maruz kalan bölgelerde beş yüz bin insan hastalık riskiyle karşı karşıya.
RİZE’DE HEYELAN, ANTALYA’DA YANGIN
Rize’nin merkeze bağlı Gündoğdu beldesinde sağanak yağış sonucu meydana gelen sel ve heyelanlarda, 6’sı aynı aileden olmak üzere 11 kişi öldü. Önceki akşam saatlerinde etkili olan yağış sonucu meydana gelen heyelan yüzünden Karadeniz Sahil Yolu ulaşıma kapandı. Elektrik ve su verilemeyen beldede halen ulaşılamayan bazı bölgeler olduğu bildirildi. Öte yandan, Antalya’da meydana gelen orman yangını yerleşim yerlerini tehdit ediyor. Ormanın tehdit ettiği köyler boşaltıldı.
Rize’de sel, Antalya’da yangın
RİZE'NİN Gündoğdu beldesinde sağanak yağış sonucu meydana gelen sel ve heyelanlarda, 11 kişi öldü, 2 kişi de kayıp. Antalya’da da çıkan orman yangınında can kaybı yaşanmazken, 2 boş ev, 3 sera ve 7 ahır yandı, meyve bahçeleri zarar gördü.
RİZE’DE SEL: 11 ÖLÜ Rize’nin merkeze bağlı Gündoğdu beldesinde sağanak sonucu meydana gelen sel ve heyelanlarda, 11 kişinin vefat ettiği, 2 kişinin de kayıp olduğu bildirildi. Gündoğdu Beldesinde, önceki gün akşam saatlerinde etkili olan sağanak sonucu meydana gelen heyelan dolayısıyla Karadeniz Sahil Yolu ulaşıma kapandı. Heyelan sebebiyle ulaşım sağlanamayan Gündoğdu beldesinde sağanağın meydana getirdiği tahribat ise gece geç saatlerde ortaya çıktı. Merkeze bağlı köylerde yaşanan sel ve heyelanlarda, 8 kişi vefat etti. Sel ve heyelanlarda, 6 kişiye de ulaşılamadığı belirtildi. Ayrıca heyelanlarda toprak altından ağır yaralı olarak çıkartılan Reyhan Yazıcı, Sümeyra Yazıcı ve Zeki Karakaş, Rize 82. Yıl Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. Elektrik ve su verilemeyen beldede halen ulaşılamayan bazı bölgeler olduğu, göçük altında kalanları arama kurtarma çalışmalarının sürdürüldüğü bildirildi. Devlet Bakanı Faruk Özak, beraberindeki Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu, Belediye Başkanı Halil Bakırcı ile birlikte bölgede incelemelerde bulundu.
Yangında can kaybı yok ANTALYA'NIN Aksu ilçesi Karaöz beldesinde önceki gün öğle saatlerinde başlayan orman yangını, söndürüldü. Antalya Orman Bölge Müdürlüğü yetkililerinin verdiği bilgiye göre, önceki gün öğle saatlerinde Aksu ilçesi Karaöz beldesinde başlayan yangını söndürme çalışmaları gece boyunca devam etti. Çevre illerden gelen ekiplerden oluşan yaklaşık 200 orman işçisi, yangını çember içine aldı. Naneli Mahallesinde bir noktada devam eden yangına, dün sabah erken saatlerde 8 helikopter ve 3 uçakla havadan da müdahale yapıldı. Yangının önceki gün etkili olduğu ve evlerin boşaltıldığı Yenice Mahallesinin bağlı olduğu Kayadibi Köyünün Muhtarı Hüseyin Gun, yangında 2 boş ev, 3 sera ve 7 ahırın yandığını, meyve bahçelerinin zarar gördüğünü bildirdi. Gun, yangında can kaybının olmadığını söyledi. Antalya Büyükşehir Belediyesi yeni çöp toplama alanında önceki gün çıkan yangın da kontrol altına alındı. |
28.08.2010 |