Güncel |
Lâfta değil, eylemde demokrasi |
Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, “Demokrasinin olduğu ülkede bu kelime bu kadar çok konuşulmaz. Demek ki Türkiye demokrasisini istediği gibi geliştirememiş” dedi. Selçuk: Lâfta değil, eylemde demokrasi
YARGITAY Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, demokrasinin çok konuşulduğu ülkede demokrasiden bahsedilemeyeceğini belirterek “Demek ki Türkiye demokrasisini istediği gibi geliştirememiş” dedi. Bursa Ahenk Hukuk Derneği tarafından düzenlenen konferansa konuşmacı olarak katılan Sami Selçuk, tartışmalara konu olan Anayasal değişikliği ve demokratikleşmeye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’de demokrasinin istenilen seviyeye getirilemediğini dile getiren Selçuk, şöyle konuştu: “Demokrasinin olduğu ülkede bu kelime bu kadar çok konuşulmaz. Demek ki Türkiye demokrasisini istediği gibi geliştirememiş. Ya da Batının uyarılarına rağmen demokrasisini eylemci olarak yaşamayan bir ülke konumunda bulunmayı sürdürüyor. Gerçekten Türkiye şu anda bile demokrasiyi yaşamayan bir ülkedir.” Adolf Hitler’in hergün demokrasiden bahsettiğini buna karşın Sir Winston Churchill’in bu kelimeyi hiç telâffuz etmediğini hatırlatan Selçuk, “Çünkü Hitler’in ülkesinde demokrasi yoktu, yaşanmıyordu” görüşünü dile getirdi. “HALKIN İRADESİ TECELLİ ETMİYOR” Türkiye’nin A’dan Z’ye kendini gözden geçirmesi gerektiğini belirten Selçuk, halkın iradesi yerine çoğulculuğun yasa yürütme ve yargıya yansıması gerektiğini savundu. Selçuk, “Eğer bir ülkede yüzde 10 barajı varsa bu bir düştür. Halkın iradesi hiç tecelli etmiyor. Çünkü adayı halk seçmiyor, partinin başkanı seçiyor. Milletvekilleri aslında milletin değil, genel başkanının vekilleri konumunda. Bunları düzeltmediğiniz takdirde anayasanın maddelerinde yapacağınız hiç bir değişiklik iyi sonuç vermeyecektir” diye konuştu.
“DÜZENLEMELER BÜTÜN OLARAK YAPILMALI” Sami Selçuk, bu şekildeki bir yönetimde yargı, yasama ve milletvekillerinin bağımsız olmadığının altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı: “Düzenlemeler bir bütün olarak yapılmalı. Önce yasama organı yürütme organını denetleyecek biçimde güçlendirilmeli. Milletvekili gerçekten milletin vekili olmalıdır. Bakanı ve başbakanı sorgulamalı, denetlemeli ve denetim görevini yapmalıdır. Çünkü yasama organının varlık nedeni yürütmeyi denetlemektir. Bu günkü uygulama ve anayasal çerçevede bunu yapmak mümkün değildir. O zaman siyasal partiler yasası ve seçim yasasını değiştireceksiniz. Anayasanın bunlarla ilgili maddelerin kesinlikle değiştireceksiniz. Çünkü yürütme yasamayı kuşatmıştır. Halbuki yasama yürütmeyi kuşatmalı idi.” |
30.05.2010 |