Krizden çıkışın yol haritası |
Merkez Bankası ekonomik kriz sürecinde döviz ve Türk Lirası piyasalarına yönelik tedbirlerin bir bölümünü aşamalı olarak geri çekeceğini açıkladı. Merkez Bankası’nın çıkış stratejisine göre, bankaların zorunlu karşılık oranları Türk Lirası için arttırılabilecek. Merkez Bankası Para Politikası Çıkış Stratejisine ilişkin açıklamasında şunları belirtti: “Yabancı para zorunlu karşılık oranları ölçülü ve kademeli olarak arttırılabilecektir. Merkez Bankası’nın döviz depo piyasasında ilan ettiği döviz depo borç verme faiz oranları, küresel faiz oranlarındaki gelişmelere bağlı olarak arttırılabilecektir. Gelişmiş ülke merkez bankalarının çıkış stratejilerinin etkileri gözlendikten sonra, Merkez Bankası’nın döviz depo piyasasındaki aracılık işlevine son verilecektir. Ancak, bankalar kendilerine tanınan borçlanma limitleri çerçevesinde Merkez Bankası’ndan döviz depo alabileceklerdir. Bankaların borçlanma limitleri çerçevesinde Merkez Bankası’ndan alabilecekleri döviz depolarının vadesi 3 aydan 1 haftaya indirilecektir. İlk aşamada, kriz süresince etkin olarak kullanılan piyasanın ihtiyacından daha fazla fonlanması seklindeki politika çerçevesinde arz edilmekte olan miktar tedricen azaltılmaya başlanacaktır. Mevcut durumda olduğu gibi, gecelik para piyasası faiz oranlarının ilân edilen borçlanma faiz oranı civarında oluşmasına özen gösterilecektir. Merkez Bankası’nın ilân ettiği gecelik borçlanma faiz oranı para politikası açısından referans faiz oranı niteliğini sürdürecektir. Piyasanın ihtiyacından daha fazla yapılan fonlamanın göreceli olarak azaltılması, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranlarında oldukça sınırlı bir artışa sebep olabilecektir. Merkez Bankası’nın gecelik işlemler için ilân ettiği borçlanma ve borç verme faiz oranları değiştirilmeyecek, ancak bir hafta vadeli repo ihaleleri yöntemi değiştirilerek ihaleler geleneksel yöntemle değil, sabit faiz oranından miktar ihalesi yöntemine göre gerçekleştirilmeye başlanacaktır. Bu adımda, bir hafta vadeli ihaleler için ilân edilecek sabit faiz oranı, gecelik işlemler için ilân edilen borçlanma faiz oranının 50 baz puan üzerinde tesbit edilecektir. Dolayısıyla, bir hafta vadeli repo ihaleleri için ilân edilen sabit faiz oranı para politikası açısından referans (politika) faiz oranı niteliği kazanacaktır. Bu geçiş döneminde, göreceli olarak daha az da olsa yine piyasanın ihtiyacından fazla fonlama yapılmaya devam edilecektir. Likidite açığının mevcut öngörüler çerçevesinde artması halinde, teknik faiz ayarlamasının ikinci adımına geçilecektir. Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı ile gecelik vadeli işlemler için ilân edilen borçlanma faiz oranı arasındaki fark arttırılabilecek, ikincil piyasa gecelik faiz oranları ortalamasının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı civarında oluşması hedeflenecektir. Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı ile gecelik borçlanma faiz oranı arasındaki fark; Para Politikası Kurulu tarafından parasal sıkılaştırmanın gerekli görülmesi halinde politika faiz oranı niteliğindeki bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yükseltilmesi suretiyle arttırılabileceği gibi, Kurul tarafından politika faiz oranında herhangi bir değişikliğe gerek duyulmaması halinde, gecelik borçlanma ve borç verme faiz oranlarının düşürülmesi yoluyla da arttırılabilecektir. Bu dönemde, gecelik vadeli işlemler için belirlenen borçlanma ve borç verme faiz oranları ile bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı arasındaki farklar her zaman simetrik olmayabilecektir. Kurul, gerek gecelik borçlanma ve borç verme faiz oranları arasındaki farkı, gerekse söz konusu faiz oranları ile bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı arasındaki farkları para politikasının operasyonel çerçevesinin bir unsuru olarak belirleyecektir. Piyasadaki likidite açığı yüksek düzeylerde devam ettiği sürece likidite açığının düzeyine bağlı olarak tutarı zaman zaman değişse de üç ay vadeli repo ihaleleri düzenli bir fonlama aracı olmaya devam edecektir. Ayrıca, mevcut durumda herhangi bir değişiklik öngörülmemekle birlikte, likidite açığının belirgin şekilde azalması ve/veya kredi koşullarının iyileşmesi halinde Türk Lirası zorunlu karşılık oranı arttırılabilecektir. İleride yaşanabilecek gelişmelere bağlı olarak, örneğin kredilerdeki genişleme hızının arzu edilen düzeylerin üzerine çıkması halinde, makroekonomik riskleri azaltıcı bir politika aracı olarak, zorunlu karşılık oranları daha aktif bir şekilde kullanılabilecektir.” |
15.04.2010 |