Güncel |
AskerÎ rejİmİn AB’de yerİ yok |
Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Marc Pierini, “askerî rejimin ya da askerî rejimden yola çıkarak oluşturulan bir anayasanın veya din devletinin AB’de yeri olmadığını” söyledi. Pierini, Eskişehir Sivil Toplum Geliştirme Merkezinde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Burada tercüman aracılığıyla yaptığı konuşmada, AB’ye katılımın yavaş ve karmaşık bir süreç olduğunu belirten Pierini, birliğe katılan bütün ülkelerin bu süreçten geçtiğini kaydetti. AB’ye 1972-1973’te ve 2007’de katılan ülkeler olduğunu ifade eden Pierini şöyle konuştu: “AB’ye katılan bazı ülkeler sürecin kolay olacağını düşünüyordu. Ancak süreç hiçbir ülke için kolay olmadı. AB’nin birtakım siyasî kriterleri ve müktesebatı var. Türkiye’nin 2010 yılında AB’nin kanunlarını ve politikalarını uygulaması gerekiyor. AB’nin 2010’daki politikaları ve kanunları 1972 yılındakinden çok daha fazla ve farklı. İngiltere 1972 yılında AB’ye girdiğinde o dönemdeki mevzuat ve politikalar çok daha farklıydı. Bu dönemdeki mevzuat ve politikalar çok daha fazla ve derin. Çünkü AB, sürekli bir gelişim içinde. ‘Türkiye’ye ayrımcı davranıldığını ve diğer ülkelerle aynı şansın verilmediği’ sözlerini çok sık duyuyoruz. Elbette biz de mükemmel değiliz. Ancak 550 milyon kişiyle dünyanın en büyük demokrasisini ve liberal ekonomisini temsil ediyoruz. Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinde uygulaması gereken kurallar diğer ülkelerle aynı. Ancak şöyle bir durum var: Bizim politikalarımızın sayısı giderek artıyor. Önümüzdeki 5-10 yılda AB’ye girmek için uygulanması gereken politikalarımızın sayısı daha da artacak. Uygulanması gereken koşullar ülkeye büyük faydalar da sağlıyor.”
“TÜRKİYE REFORMLARA DEVAM ETMELİ”
Pierini, Türkiye’nin kendi içinde de toplumunun geleceğiyle ilgili tartışmalar bulunduğunu belirterek, laiklik ve dini muhafazakârlıkla ilgili tartışmaların toplumda sürdüğünü bildirdi. AB’nin laiklik ve dini muhafazakârlıkla ilgili reçetesi bulunmadığını anlatan Pierini, şöyle devam etti: “Meselâ AB’nin başörtüsüyle ilgili bir politikası yok. AB içinde 10-15 milyon Müslüman nüfus var. Görüşlerin ifadesi için çoğulculuğun olması ve herkesin bir arada yaşamasının temin edilmesi gerekir. Askerî rejimin ya da askeri rejimden yola çıkarak oluşturulan bir anayasanın veya din devletinin AB’de yeri yok. Yunanistan, İspanya veya Portekiz gibi ülkeler askerî rejimlerini ortadan kaldırıncaya kadar AB’nin kapısında bekletildi.” Pierini, Türkiye’nin, AB ülkelerindeki algılamalarını da değiştirmesi gerektiğini belirterek, “Müzakere sürecinin yanı sıra Türkiye’nin imajının değiştirilmesi konusunda da çaba sarf edilmelidir. Realitenin AB vatandaşlarına ve siyasetçilerine anlatılması gerekir. Çünkü Türkiye’nin realitesi, imajından çok daha farklı. Türkiye’nin AB yolunda reformları ve müktesebatı benimsemeye devam etmesi gerekir. Çünkü Türkiye, ne kadar bu yolda ilerler, ne kadar çok reform gerçekleştirirse o zaman üyeliğine karşı çıkanların ortaya argüman koymaları zor olur. Bu noktada Türkiye de reformları sürdürerek elindeki hazineyi iyi kullanır” diye konuştu. |
20.03.2010 |