Güncel |
HUKUK ADINA İBRETLE SEYREDİYORUZ |
Boğaziçi Avukatlar Derneği Başkanı Bilal Çalışır, ''irtica belgesi”nde ıslak imzası bulunduğu öne sürülen Dursun Çiçek'in serbest bırakılmasına, ''Delillerin yok edilme gayretine, tanıklar üzerinde baskı yapılmasına, isnad edilen suçun mahiyetine rağmen, mahkemenin verdiği tutuklama kararının ikinci kez ivedilikle kaldırılmasını hukuk adına ibretle seyrediyoruz ve gelecek nesillere şikâyet ediyoruz'' diye tepki gösterdi. YARGI ÜZERİNDEKİ ASKER GÖLGESİ
Çiçek'in serbest bırakılmasını protesto etmek için düzenlenen eylemde konuşan Özgür-Der Başkanı Rıdvan Kaya da tahliye kararı ile yargı üzerindeki asker gölgesinin tescillendiğini ifade etti. Kaya “Sorunun temelinde, merkezinde Genelkurmay’ın olduğu militarist yapılanma var. Bu yapılanma ile hesaplaşmadan ne hukuk, ne temel hak ve özgürlükler teminat altına alınabilir” dedi.
Çiçek serbest, hukuk tutuklu!
Özgür-Der ve Mazlumder, Albay Çiçek’in skandal bir kararla serbest bırakılmasını protesto amacıyla İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi önünde bir protesto eylemi yaptı. Darbe belgesinin orijinalin ele geçirilmiş olması dahi yargı kurumları tarafından suçun sübutuna yeterli görülmemiş oldu. Darbe örgütlenmesinin mensubu Albay Çiçek’in ikametinin belli olması ve zanlının memuriyeti bahane edilerek salıverilmesini protesto eden Özgür-Der ve Mazlumder üyeleri “Genelkurmay Yargıdan Elini Çek!” ve “Cuntaya Hayır, Darbeciler Yargılansın!” pankartı açtılar. Protesto eyleminde ilk sözü alan Özgür-Der Başkanı Rıdvan Kaya, Albay Çiçek’e ilişkin serbest bırakma kararı ile yargı üzerindeki asker gölgesinin tescillendiğini ifade etti. Kaya, halka ve siyasete karşı örgütlenmiş bir cunta yapılanmasına mensup olanların hangi durumda tutuklu kalması gerektiğine dair yargının sürekli darbeciler lehine esnediğine dikkat çekti. İlk tutukluluk haline belgenin orijinali yok denilerek itiraz edildiğini hatırlatan Kaya, ikinci tutukluluk haline ise sabit ikameti var denilerek itiraz edildiğini ve bu itirazların Çiçek’in serbest kalması için yeterli sayılmasına dikkat çekti. Kaya, “Sorunun temelinde merkezinde Genelkurmay’ın olduğu militarist yapılanma var. Bu yapılanma ile hesaplaşmadan ne hukuk ne temel hak ve özgürlükler teminat altına alınabilir” diye konuştu.
SARIYAŞAR: TSK, MİLLÎ SAVUNMA BAKANLIĞINA BAĞLANMALI
Mazlumder Genel Başkan Yardımcısı Cüneyt Sarıyaşar ise “Başbakan gecikmeksizin Org. İlker Başbuğ’u ve darbe örgütlenmesine karışan bütün subayları görevden almalıdır. TSK, Millî Savunma Bakanlığı’na bağlanmalı ve iç güvenlikten tamamen el çektirilmelidir. Namlusunu halka çevirmiş bir ordu hiçbir gerekçe ile meşrû görülemez.” dedi.
İLKAV BAŞKANI MEHMET PAMAK: CUNTACILAR GÖREVDEN ALINMALI
İLKAV Genel Başkanı Mehmet Pamak ise özetle şunları ifade etti: “Sorunun merkezi olarak Türkiye’de darbeci zihniyetleri yetiştiren eğitim anlayışı ve yasal düzenlemeler var. Bu darbe fideliği kesinlikle tasfiye edilmelidir. Ordu yeniden yapılandırılmalı, iç güvenlikten tamamen çekilmeli, cunta yapılanmasına karışan tüm subaylara derhal görevden el çektirilmelidir. Askerî bürokrasinin halka tahakküm etme yolları tamamen kapatılmalı ki adalet, güvenlik ve huzur temin edilebilsin. Ordu mensupları rehabilitasyona tabi tutularak darbeci saplantılarından kurtarılmalıdır.” Protesto eylemine katılan topluluk tarafından “Genelkurmay Yargıdan Elini Çek”, “Ergenekon Çetesi Dağıtılsın Militarizm Bataklığı Kurutulsun” sloganları atıldı. |
16.11.2009 |