PEYGAMBER KISSALARI |
"Ey sesin sahibi" - AHMET ÖZDEMİR Hz. Hacer, oğlu İsmâil’i (as) emziriyor ve kendisi kırbadaki sudan içiyordu. Sonunda kırbadaki su bitince hem Hz. Hâcer, hem de çocuğu susadı. Hz. Hacer’in sütü de kurudu. İsmail ağlamaya başladı. Hâcer çocuğun susuzluktan toprak üstünde sızlanarak yuvarlandığına bakmaya başladı. Onu ölüyor sandı ve tasalandı. Kendi kendine: “Bâri, kendisinden uzaklaşayım da, onun ölümünü görmeyeyim!” dedi. “En yakın tepe hangisidir?” diye etrafına bakmaya başladı. O mıntıkada en yakın dağ olarak Safâ tepesini buldu. Bunun üstüne çıktı. Hiçbir kimseyi göremiyordu. Bu defa Safâ tepesinden indi. Vâdîye varınca ayağına dokunmamak için entarisinin eteğini topladı. Koşarak vâdîyi geçti, Merve tepesine geldi. Orada da biraz durdu. Bir kimse görebilir miyim, diye baktı. Fakat hiçbir kimseyi göremedi. Hz. Hâcer bu sûretle Safâ ile Merve arasında yedi defa gitti, geldi. Peygamber Efendimiz (asm): “Bunun için hacılar Safâ ile Merve arasında say ederler” buyurmuştur. Son def’a Merve üzerine çıktığında bir ses işitti. Kendisi nefsine hitâb ederek “Sus, iyice dinle!” dedi. Sonra dikkatle dinledi. Bu sesi evvelki gibi bir daha işitti. Bunun üzerine Hz. Hâcer: “Ey sesin sâhibi, sesini duyurdun! Eğer sen bize yardım etmek kudretine mâlik isen, bize yardım et!” dedi. Yalvarmaya devam etti: “Ey Allah’ım! Sesini bana duyurdun, imdadıma da yetiş! Yetişmezsen ben de, yanımdaki yavrum da helâk olup gideceğiz!” Böyle der demez hemen Zemzem kuyusunun yerinde bir melek (Cibrîl) göründü. Cebrail (a.s.) Hz. Hacer’e: “Sen kimsin?” diye sordu. Hz. Hacer: “Ben İbrahim’in (as) buraya bıraktığı zevcesiyim. Oradaki de oğlumdur!” dedi. Cebrail (a.s.): “İbrahim sizleri kime ısmarladı?” diye sordu. Hz. Hacer: “Bizi Yüce Allah’a ısmarladı” dedi. Cebrail (a.s.): “O sizi en şerefli, en keremli ve yeterli Rabb’e ısmarlamış!” dedi ve ayağının topuğuyla yâhut kanadıyla yeri kazmaya başladı. Sonunda su göründü. Su başka tarafa akmasın diye Hacer hemen suyun önüne toprak koyarak havuz gibi yaptı. Hacer hem eliyle öyle yapıyordu. Bir taraftan da kırbasına su doldurmaya devam ediyordu. Su ise avuç avuç alındıktan sonra yerinde kaynıyordu. Hz. Hacer suyun aktığını görünce, kaybolacağından korkarak, Mısır diliyle “zem zem” (dur dur) demeye başladı. Peygamber Efendimiz (asm) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: “Allah İsmail’in annesi Hacer’e rahmet etsin. O, zemzemi kendi hâline bıraksa idi, suyu avuçlamasaydı, muhakkak zemzem akar ve bir ırmak olurdu.” Hâcer bu sudan kana kana içti, sütü gelip çocuğunu emzirdi ve Allah’a hamdetti. Suyu gören Hâcer, akıp gitmemesi için onun etrafına havuz yapmaya devam ediyordu. Melek Hz. Hacer’e dedi ki: “Zayi ve helâk oluruz diye sakın korkmayınız! İşte şurası Beytullah’ın yeridir. O beyti şu çocukla babası yapacaktır. Muhakkak ki, Allah o işin ehlini zâyi etmez.” |
18.09.2009 |