02 Eylül 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

ŞEYTANIN DESİSELERİ

‘Avrupalılar dinlerini bıraktılar, sonra da ilerlediler’ vesvesesi - İBRAHİM ERSOYLU

Ehl-i bid’anın diğer şeytânî bir vesvesesi şöyledir: “Fransız İhtilâlinde Hiristiyanlığın papazlarına ve ruhanî reislere ve onların has mezhebi olan Katolik mezhebine hücum edilip tahrip edildi. Sonra o hücumu yapan inkılâpçılar, Hıristiyanlar tarafından tasvip edildi. Avrupalılar, ondan sonra terakkî ettiler. (Biz de böyle yaparsak onlar gibi fen, san'at ve teknolojide ilerleriz.)”

Yukarıdaki kıyası yapanlar, ya İslâmı bilmiyorlar, ya da kasten hakikati saptırıyorlar. Fransız İhtilâline kadar olan süreçte Fransa’da (ve diğer Avrupa ülkelerinde) Hıristiyanlık dini ve bilhassa Katolik mezhebi, havas denen üst tabaka olan yöneticiler ve zenginler elinde baskı ve istibdat vasıtası haline gelmişti. Papazlar ve yöneticiler, tahrif edilmiş Hiristiyanlığı kullanarak “serseri” tabir ettikleri halkı, ilim ve fikir adamlarını eziyorlardı. Avam ve havas arasında dört yüz sene süren çatışma ve karışıklık, Avrupa’yı orta çağda geri bırakmıştı. İslâmiyet ise halkı ve ilim adamlarını küstürmüyor. Bilâkis onları himaye ediyor. İslâm tarihi meydandadır.

İslâmiyet havas denen tahsil yapmış, zengin tabakadan çok, avam denen fakir, tahsil yapmamış halk tabakasının sığınağı olmuştur. Zekât, sadaka ve diğer yardımları yapmayı teşvik etmekle zenginleri fakirlerin yardımına koşturuyor.

Hz. Peygamber (asm): “Bir milletin efendisi, onlara hizmet edendir” 1, “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır” 2 buyurur.

Cenâb-ı Hak, Kur’ân’ın bir çok âyetinde “Hiç akıl etmez misiniz?” 3, “Hiç düşünmezler mi?” 4, “Hiç tefekkür etmezler mi?”5 buyurarak insanları düşünmeye, tefekkür etmeye, aklını kullanmaya çağırır.

İslâmiyetin tahrif edilmiş, bozulmuş şimdiki Hıristiyanlıktan ayrılan diğer bir farkı; hakikî tevhid dini olması, vasıtaları, sebepleri yaratıcılıktan azletmesi, enaniyeti kırması ile hakikî kulluk şuurunu insanlara kazandırmasıdır.

Müslümanlarda havastan, üst tabakadan birisi dindar olsa, enâniyetini terk etmeye mecbur olur, enesini terk etmeyen dinî salâbetini (sağlamlığını) ve kısmen de dinini terk eder.

Şimdiki bozulmuş Hiristiyanlık ise, üçlü ilâh inancını kabul ettiği için, vasıta ve sebeplere hakikî tesir verir. Din namına enaniyeti kırmaz. Havassa, reislere “Hz. İsa’nın (as) mukaddes bir vekili” nazarı ile bakar ve onların enaniyetlerine kuvvet verir. Onun için ABD’nin eski başkanı Wilson, George Bush, İngiliz eski başbakanı Loyd George, mutaassıp birer papaz gibiydiler.

Müslümanlarda ise yüksek makamlara gelenler nadiren tam dindar ve salabetli olurlar. Çoğu enaniyetlerini bırakamıyorlar.

Diğer bir fark da, Hıristiyanlık âleminden çıkan filozofların dinlerine lâkayt veya muarız vaziyeti alması, İslâmlardan çıkan filozofların görüşlerini İslâma dayandırmasıdır.

Başka bir fark da, zindanlara düşen ve musîbetlere maruz kalan ami, fakir Hıristiyanlar, dinlerinden medet ve yardım beklemezler. Bunların çoğu dinsiz oluyorlardı. Ama bu duruma düşen Müslümanların çoğu, dinden medet beklerler ve dindar olurlar. 6

Dipnotlar:

1- Keşfü’l Hafa, 2: 463.

2- A.g.e., 1:393.

3- Bakara, 44.

4- Nisa, 82.

5- En’am, 50.

6- Mektubat, yeni tanzim s. 739-740.

02.09.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Başlıklar

  BİR ÂYET, BİR YORUM

  Bir Sahabenin Günlüğü

  SOHBET İKLİMİ

  İLMİHAL

  MİNİ HİKÂYELER

  PEYGAMBER KISSALARI

  RAMAZAN HÂLLERİ

  BEHLÜL DÂNÂ VE HARUN REŞİD

  ŞEYTANIN DESİSELERİ

  RAMAZANİYE

  MİNİKLERİN DÜNYASINDA RAMAZAN

  İNCİR ÇEKİRDEĞİ

  BEDİÜZZAMAN’IN VASIFLARI VE SOSYAL İLİŞKİLERİ

  DÜŞÜNCE KIRINTILARI

  DENİZCİNİN RAMAZANI

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.