PEYGAMBER KISSALARI |
Hz. İbrahim’in (as) mağarada büyümesi ve bazı soruları - AHMET ÖZDEMİR İlâhî iradenin tecellisine hiçbir şey engel olamazdı ve olamadı da. Nemrud, doğacak her çocuğun öldürülmesi emrini verdiği sırada, Azer eşini Küse Köyüne yakın bir mağaraya kaçırdı. İbrahim (as), orada dünyaya geldi. Azer zaman zaman, mağaraya uğruyor, oğlunun, sağ ve başparmağını emip durduğunu görüyordu. Hz. İbrahim (as), Muharrem ayının 10. günü yani Aşure Günü dünyaya gelmiştir. İbrahim (as); mağarada, bir günde, bir haftalık gibi, bir haftada, bir aylık gibi, bir ayda, bir yıllık gibi hızlı büyüyordu. Mağarada, ancak on beş ay kaldı. Âzer; oğlunun, mağarada gizlice nasıl doğurulduğunu, büyütüldüğünü, öğrenince, son derecede sevindi. Nemrud, bütün olan bitenleri unutmuştu. İbrahim (as) da büyümüştü. Kendisi, anne ve babasından başka, yaratıklardan, henüz hiçbirini görmemişti. Aradan uzun bir zaman geçtikten sonra, Nemrud’un korkusu yavaş yavaş kaybolmaya, müneccimlerin sözüne güveni sarsılmaya başlamıştı. Sonunda bir gün, “Bunlar yalancıların ve sihirbazların uydurdukları sözlerdir” diyerek halkın üzerindeki baskıyı kaldırdı. Kısa bir süre sonra da olay iyice unutulmuştu. Hz. İbrahim (as) mağarada 15 ay kadar veya daha fazla kalmıştır. Fakat o diğer çocuklardan farklı olarak süratle büyüyüp gelişiyordu. O zamana kadar anne ve babasından başkasıyla görüşmemişti. Bir gün İbrahim (as), mağarada, annesine: “Benim Rabb’im kimdir?” diye sordu. Annesi Nuna: “Ben’im!” dedi. İbrahim (as): “Senin Rabb’in kimdir?” diye sordu. Annesi: “Babandır!” dedi. İbrahim (as): “Babamın Rabb’i kimdir?” diye sordu. Annesi: “Nemrud’dur!” dedi. İbrahim (as): “Nemrud’un Rabb’i kimdir?” diye sordu. Annesi: “Sus!” dedi. İbrahim (as), sustu. Nuna Hatun, kocasının yanına dönüp: “Gördün mü? Halkın, dinini değiştireceği söylenen çocuk, işte senin oğlundur!” dedi. İbrahim’in (as) söylediklerini, Âzer’e haber verdi. Âzer, İbrahim’in (as) yanına gidince, ona da: “Ey Babacığım! Benim Rabb’im, kimdir?” diye sordu. Âzer: “Annen’dir!” dedi. İbrahim (as): “Annemin Rabb’i, kimdir?” diye sordu. Âzer: “Ben’im!” dedi. İbrahim (as): “Senin Rabb’in, kimdir?” diye sordu. Âzer: “Nemrud’dur!” dedi. İbrahim (as): “Pekâlâ, Nemrud’un Rabb’i kimdir?” diye sordu. Âzer, ona bir tokat vurup “Sus!” dedi. Gözle bile görülmeyen ufacık bir mikroba mağlûp olacak kadar aciz olan insanların mabud ve rab olabileceklerini kabul etmiyordu. Cenâb-ı Hak, onu insanlar içinden seçmişti. Kendisine ilim ve hikmet vererek, ileride insanların tenvir ve irşadıyla görevlendirecekti. Âzer, arkadaşlarına: “Benim bir oğlum vardır ki, onu, kralın öldürme emrine rağmen saklamıştım. Kendisini, saklı bulunduğu yerden çıkarıp getirmemi, korkulu ve sakıncalı bulur musunuz?” diye sordu. Arkadaşları: “Hayır! Git, getir!” dediler. Âzer, gidip İbrahim’i (as), yerin altındaki mağaradan, bodrumdan dışarı çıkardı. |
02.09.2009 |