Haberler |
İNSAN HAKLARI AYIBI |
MAZLUMDER: “İhraçlarda karar aşaması ve kararlar da, sonrası da insan hakları ayıbıdır. Hukuk devletinde kimse, yargılanmadan; subjektif algılarla, nasıl hazırlandığı belli olmayan dosyalar üzerinden gıyapta yürütülen oturumlarla, kendini savunma imkânı tanınmadan suçlu ilân edilemez.” KARŞI OY VE ŞERH YETMEZ
“Sonucu değiştirmeyecek karşıoy ve şerhler, teamül haline getirilse dahi yetersizdir ve toplumun yanında olması gerekenlerin sorumluluklarını yerine getirdikleri anlamına gelmez. Adaleti savunma makamındakilerin gerekeni yapmak yerine şikâyet makamı gibi davranmaları kabul edilemez.”
İHLÂLLERİN ÖNÜNE GEÇİLMELİ “YAŞ'ın ihraç kararları, anayasa ile güvence altına alınmış olan temel hak ve özgürlüklere ilişkin hükümlere, insan haklarına ve uluslararası hukuk çerçevesinde âdil yargılanma hakkına aykırıdır. Gerekli yargı reformları âcilen yapılarak hak ihlâllerinin önüne geçilmelidir.”
Dün açıklanan Yüksek Askeri Şura’nın (YAŞ) Ağustos 2009 kararlarını değerlendiren MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, “YAŞ, kapalı kapılar ardında ve gayrimuayyen aldığı kararlarla bazı yurttaşlarımızı, kendilerini savunma imkânı dahi bırakmadan re’sen emekliliğe sevk etmekte bir diğer ifade ile meslekten ihraç etmektedir. Sözkonusu zorunlu mütekaidler yalnız işlerini, sosyal çevrelerini ve itibarlarını değil aynı zamanda kamuda veya kamu ortaklığı olan işletmelerde çalışma imkânlarını da “fiili bir yasak olarak” yitirmektedirler. Eğer re’sen emekliye ayırılmış olan bu kişiler emeklilik haklarını doldurmamış iseler aileleriyle beraber açlığa mahkum edilmektedirler” dedi. Genel Başkan Ünsal, TSK personel olarak istihdam ettiği kişileri titizlikle incelemekte; özellikle dini yaşantıları ile yüksek standartlara uymadığı görülen disiplin sorunlu subayların bazılarını YAŞ’a sevk etmekte ve onlar hakkında aldığı idari tedbirleri yargı denetimi dışında tuttuğunu,. gerek karar aşaması ve alınan kararların; gerekse sonrasının insan hakları ayıbı olduğu kaydetti. Ünsal, şöyle devam etti: “Bir hukuk devletinde, hiç bir kimse, yargılama safhası olmadan; subjektif algılarla nasıl hazırladığı belli olmayan dosyalar üzerinden gıyapta yürütülen oturumlarla, kendini savunma imkanı tanınmadan suçlu ilan edilemez ve ‘re’sen emekliliğe mahkum’ edilemez. Anayasa’nın 15. Maddesi ‘Suçluluğu mahkeme kararı ile ispatlanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz’, 36. Maddesi ise de ‘herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir’ denmektedir. Sonuçları itibari ile hem bireylerin hem ailelerinin mağduriyetine sebep olacak bu süreç için bir yargılama safhası öngörülmüş olsa dahi bunda belirli ilkeler gözetmek gerekmektedir. Ulusal ceza yargısında benimsenen ve uygulanan bu evrensel ilkelere göre hangi suçun hangi ceza kapsamında olduğu tek tek sayılmalı ve muayyen olmalıdır ki ceza kanunsuz olmasın. Ayrıca bir diğer evrensel ilkeye göre; kişiler işledikleri suçun en ağırı ile cezalandırılmaz; suçun işlenişi, tekrarı gözetilmelidir.” Çeşitli mevzuat ve yönetmeliklerde kişilerin bulundukları makamdan düşmesi, ihraç edilmesi veya yükselmesi için de belirli aşamalar getirildiğini belirten Ünsal, “Küçük kuruluşlarda dahi bir ihraç kararı verileceği zaman uyarma, kınama gibi safhaların geçilmiş olması aranmaktadır” dedi.
Şerhler sonucu değiştirmiyor
“YAŞ kararlarının sonuçlarını değiştirmeyecek olan karşı oylar ve şerhler, bu duruş bir teamül haline dahi getirilse yetersizdir ve toplumun yanında bulunması gerekenlerin sorumluluklarını yerine getirdikleri anlamına gelmemektedir. Esasen mevzuat değişikliği yapama ve adaleti savunma makamında olanların yapılması gerekeni yapmak yerine şikayet makamı gibi davranmaları kabul edilemezdir.”
Yargısal reformlar acilen yapılmalı
“Yüksek Askeri Şura’nın vermiş olduğu ihraç kararlarının, Anayasa ile güvence altına alınmış olan temel hak ve özgürlüklere ilişkin hükümlere, insan haklarına ve uluslararası hukuk çerçevesinde adil yargılanma hakkına aykırı olduğunu belirtir; gerekli yargısal reformların acilen yapılarak hak ihlallerinin önüne geçilmesi gereklidir.” |
06.08.2009 |