1 Ekim’de yürürlüğe giren Sağlık Uygulama Tebliğinin ardından sigortalıların muayene katkı paylarını eczanelere ödemek zorunda bırakılması eczacılarla halkı karşı karşıya getirirken; vatandaş, artan ücretlerden ve eksik bilgilendirmeden şikâyetçi.
ARTAN ÜCRET, EKSİK BİLGİLENDİRME
Her muayenede yasanın öngördüğü ücreti ödemek zorunda olan hastalar, şimdi reçetelerini yaptırmak üzere eczanelere gittiklerinde, muayenelerden biriken borçla karşı karşıya kalıyorlar ve bunu ödemeden de ilaç alamıyorlar.
1 Ekİm’de yürürlüğe giren Sağlık Uygulama Tebliği’nin ardından sigortalılar eczanelere ilâç almaya gittiklerinde yüzlerce liralık muayene ücreti borçları olduğunu öğreniyorlar. 3 ila 10 YTL arasında değişen muayene ücretleri, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) Medula sistemine girildikten sonra hastadan eczanelerde tahsil ediliyor ve daha sonra bu tutar SGK tarafından eczaneden kesiliyor. Her muayenede bu ücreti ödemek zorunda olan hastalar, şimdi reçetelerini yaptırmak üzere eczanelere gittiklerinde, muayenelerden biriken borçla karşı karşıya kalıyorlar ve bunu ödemeden ilâç alamıyorlar. Taksim İlkyardım ve Alman Hastanelerinin karşısında bulunan eczacılar uygulamanın kendilerini halkla karşı karşıya getirdiğini söylüyorlar. Hastalar ise eksik bilgilendirme sebebiyle şikâyetçiler.
Bia haber merkezinin yaptığı habere göre, Sıraselviler caddesinde bulunan Taksim Can Eczanesi’nde çalışan Seher Akal “devletin kendisinin yapması gereken işi kendilerine yaptırdığı” görüşünde. “Hastalar konuyla ilgili yeterince bilgilendirilmedikleri için onlara uygulamayı anlatmak zorunda kalıyoruz. Ancak çoğu bizim bu ücreti aldığımızı düşünüyor ve tartışmalar yaşıyoruz. ‘Neden size para vereceğim, beni siz mi muayene ettiniz?’ diye soruyorlar.” Uygulamayı “nahoş ve gereksiz” olarak niteleyen Akal “asıl sorunun 1 Ekim’de yürürlüğe giren Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası’nda olduğunu” belirtiyor. Yunus Emre Eczanesi’nin sahibi İlyas Yıldırım da meslektaşı Akal gibi tahsilatçı konumuna düşürülmekten şikâyetçi.
“Bu mantıkla açıklanabilir bir uygulama değil. Tasarruf politikası olduğu iddia edilen bu durumu hastalara anlatmak zorunda kalıyoruz. Çünkü tüm bildikleri basından okudukları. Yeterince ayrıntılı bilgi verilmiyor hastalara.”
Yıldırım, bu uygulamanın eczanelere ekonomik olarak kazanç değil kayıp getirdiğini söylüyor. “Cirolar düşüyor. Çünkü hastalar çoğu zaman ilâçları almıyor ya da alamıyorlar.”
İşçi emeklisi İbrahim elindeki ilâçları göstererek anlatıyor: “Sigortamda eksik varmış. Bir de üstüne borcum. Hepsini eczacıdan öğrendim. Kimse bir şey anlatmıyor. Top gibi oradan oraya atılıyoruz.” “Devletin yaptığına ne denir ki? Olan hep garibana, emekliye, işçiye oluyor” şeklinde konuşuyor. Uygulamada emeklilerin ücret farkları aylıklarından kesiliyor. İşçi emeklisi İnci Erbaş uygulamayı “mânâsız” ve “günah” olarak niteliyor. “Ayrıntılı bilgim yok. Eczacı ne derse tamam diyorum. Ama kapı kapı dolaşmak, attığımız her adımda para ödemek belimizi büküyor.” Hükümet bu katkı payını koyarak vatandaşların “gereksiz yere” hastaneye gelmemesinin sağlanacağını öne sürüyor. Erbaş “neden insanlar hasta değilken hastaneye gelsinler ki?” diye soruyor.
“Tansiyon hastaları var, şeker hastaları var. insanlar sık sık rahatsızlanıyorlar. Ayıptır. Ama tabiî bir de şu var: bu devirde, bu hükümetle hasta olmamak mümkün mü?” Erbaş sorusunu kendisi cevaplıyor. “Nerdeeee!”
|